->
Mehmet Öz
İşte ihtiyacınız olabilecek tek mutfak alışveriş listesi. Ağaçta yetişen meyveler (elma, armut)
2.
Dr. Turunçgiller (portakal, limon)
3. Mutfağınıza yalnızca en sağlıklı yiyeceklerin girmesi için tarım ürünlerinden tatlılara kadar her şeyi ele aldım…
Taze ürünler
1
Sert çekirdekli meyveler (şeftali, erik, kayısı, kiraz, mandalina)
4. Muz
5. Üzüm
6. Kavun
7. Yeşiller (marul, roka, göbek salata, lahana, kara lahana, turp yaprağı, hardal yaprağı, pazı)
8. Bebek havuç
9. Kereviz
10. Avokado
11. Patates
Dondurulmuş
12. Kırmızı meyveler: Çilek, yaban mersini, ahududu, kızılcık, böğürtlen.
13. Dondurulmuş sebzeler: Biber, kıvırcık lahana, kuşkonmaz, karnabahar, soğan, ıspanak, brokoli, bezelye, taze fasulye, mısır, yeşil kabak.
Deniz Ürünleri / Etler
14. Hindi kıyması
15. Hamburger köftesi (bonfile)
16. Biftek
17. Kuzu pirzola
18. Yağsız dana kıyması
19. Tavuk (derisiz but, göğüs ve bütün tavuk)
20. Balık: Somon, morina, alabalık
21. Karides (dondurulmuş)
22. Önceden pişirilmiş, çeşnili hazır dana veya tavuk dilimleri (Dondurulmuş gıda bölümünde)
23. Taze, dilimlenmiş et (nitrit veya nitrik asit içermeyen) hindi, jambon, tavuk, rozbif)
24. Somon, ton balığı, tavuk (konserve veya pakette)
Konserve / kavanoz
25. Konserve fasulyeler (kuru fasulye, barbunya, börülce, Meksika fasulyesi)
26. Konserve domates (domates sosu ve domates püresi tuzsuz) 27. Düşük sodyumlu salsa sosu
28. Konserve enginar
29. Konserve mantar
30. Düşük sodyumlu tavuk suyu
31. Doğal fıstık ezmesi
32. Reçel: ahududu, çilek, yaban mersini, böğürtlen, kayısı (yapay tatlandırıcı içermeyen, doğal)
33. Salatalık turşusu
34. Pancar turşusu
35. Düşük sodyumlu lahana turşusu
36. Sardalya
37. Ançuez
38. Zeytin (kalamata)
Meze/ Peynir / Süt ürünleri
39. Yumurta
40. Süzme yoğurt
41. Süt (yüzde 2 organik / badem / soya sütü)
42. Tereyağı
43. Peynir: Yarım yağlı mozarella, çedar, parmesan, beyaz peynir, lor peyniri, dil peyniri
44. Humus Makarna / Tahıl ürünleri ve kahvaltılık gevrekler
45. Kinoa
46. Mikrodalgada pişirilebilir yulaf ezmesi
47. Mikrodalgada pişirilebilir esmer pirinç
48. Tam tahıllı gevrekler
49. Yüzde 100 tam tahıllı makarna
50. Yüzde 100 tam buğday veya yüzde 100 tam tahıllı ekmek, pide, İngiliz usulü muffin, simit, sandviç ekmeği.
51. Yüzde 100 tam tahıllı un
52. Yüzde 100 tam tahıllı tortilla ekmeği
53. Yüzde 100 tam tahıllı galeta
54. Mısır unundan hazırlanan polenta
55. Tam tahıllı esmer pirinç patlağı
56. Yüzde 100 tam buğday hazır pizza hamuru
57. Yüzde 100 tam buğday waffle Fasulye ve soya
58. Edamame (yeşil soya fasulyesi, dondurulmuş veya kurutulmuş)
59. Tofu, soya sütü, soya unu
60. Nohut
61. Mercimek
62. Soya fasulyesiyle yapılan hamburger köftesi
63. Soya fasulyesinden yapılan sosis
Çeşni / Baharat / Bitki / Sos ve yağlar
64. Hardal
65. Şişe yağlar (zeytinyağı, kanola yağı, keten yağı)
66. Vejetaryen mayonez
67. Zencefil
68. Chia çekirdeği
69. Tane karabiber
70. Agave nektar
71. Tarçın, Hindistan cevizi, karanfil, zencefil
72. Esmer şeker
73. Bal
74. Kırmızı biber
75. Köri
76. Acı sos
77. Kırmızı pul biber
78. Balzamik sirke
79. Deniz tuzu
80. Sirke (malt sirkesi, elma, üzüm sirkesi)
81. Düşük sodyumlu soya sosu
82. Fransız bitkileri (biberiye, mercanköşk, kekik, zahter)
83. İtalyan sosu (sarımsak, mercanköşk, kekik, biberiye, zahter, adaçayı, keklikotu, fesleğen)
Çerez / Tatlı / Atıştırmalıklar
84. Kuruyemişler (badem, ceviz, brezilya fındığı, fıstık)
85. Çekirdekler (ay çekirdeği, kabak çekirdeği)
86. Kuru meyveler (kuru üzüm, kuru kayısı, kurutulmuş yaban mersini)
87. Yüzde 100 tam buğday cips
88. Yüzde 100 tam buğday kraker
89. Patlamış mısır
90. Yüksek lifli, granola
91. Tatlı patates kızartması (fırınlanmış)
92. Bir parça bitter çikolata (bademli veya bademsiz)
93. Dövme dondurma
94. Düşük kalorili fırınlanmış patates cipsi
95. Meyve pestili
96. Meyveli buzlu şeker
İçecekler
97. Çay
98. Kahve
99. Yüzde 100 portakal suyu
100. Maden suyu / soda
– İstediğiniz diğer taze meyve ve sebzeleri alabilirsiniz
Hangi hazır yiyecekleri tercih etmeli?
Bazen dondurulmuş yiyeceklerin bulunduğu buzluğa başvurmak, tavayı çıkarıp leziz yemeklerinizi yapmaktan daha kolay gelir. Bunda yanlış bir şey yok. Eğer kolayınıza gelen buysa, öğlen veya akşam yemeklerinizde yer almak için birçok çeşit hazır yiyecek mevcut. Porsiyon başına 4 gramdan fazla şeker, doymuş yağ ve trans yağ gibi yüksek oranda biyokimyasal içeriklerden kaçınmak için aldığınız ürünlerin etiketlerini okumalısınız.
İşte onayladığım ürünlerden birkaçı:
* Çorba: Sodyum miktarının porsiyon başına 400 mg’dan az olmasına dikkat edin.
* Atıştırmalıklar: Düşük kalorili peynir ve sebzeler.
* Öğünler: Trans ve doymuş yağ oranı düşük yiyecekleri tercih edin.
Çocuğunuzun sağlığını şekillendirin
Kalifornia, San Diego Üniversitesi’nde yapılan yeni bir araştırma, solunum enfeksiyonları ve soğuk algınlığı başlatan bir virüs çeşidi olan belirli adenovirüslere maruz kalan çocukların, maruz kalmayanlara oranla 4 kat daha fazla obez olma riski taşıdıklarını ortaya çıkardı. Bu araştırma, çocukluk çağı obezitesine, bulaşıcı bir enfeksiyonun neden olabileceğini gösteriyor. Yani öksürük veya nezleye yakalandığınız gibi obeziteye de yakalanabilirsiniz. Önemli bir araştırma olsa da bu inceleme bildiklerimizle ilgili pek fazla bir şey değiştirmiyor.
Genetik, fast food ve spor yapmama, çocuk yaştaki obeziteyle doğrudan alakalı. Bu bilgi, çocuğun oyun parkında oynarken obezite virüsünü kapması kanısından daha önemli çünkü ebeveynler olarak çocuğumuzun yeme alışkanlıklarını biz şekillendiriyoruz. Sağlıklı yaşam öğrenilen bir davranıştır. Bu da, ailelerin yalnızca dengeli bir beslenme sağlamakla kalmayıp aynı zamanda doğru beslenme konusunda örnek olmaları gerektiği anlamına geliyor. Çocuğunuzun beyni ayna gibidir; SİZİ yansıtır.
SENESENS NEDİR?
En ciddi yaşlanma hücresel seviyede gerçekleşir. Örneğin, dizinizi kırmak gibi basit bir hareket, kıkırdaktaki hücrelerin fiziksel hasar ve zararlı kimyasallara maruz kalmasına neden olur. Bazen bu hücreler, hasar nedeniyle ölürler (buna nekroz denir), bazen de hasar zamanla birikir ve hücreler sonunda emekliye ayrılır. Hücre bölünmesinin kalıcı olarak durduğu veya hücrelerin küçülerek ortadan kalktığı durum olan apoptoza uğradığı bu sürece senesens denir.
Hücreler yaşlandıkça, dokular yavaş yavaş kendilerini onarma ve iyileştirme özelliklerini kaybetmeye başlar. Kusursuz bir şekilde onarılamayan hücreler tahribatı hızlandırarak daha çok hücrenin yaşlanmasına ve daha çok hasar oluşmasına neden olur. Onarılamayan, iyileşmeyen veya artık görev yapmayan hücreler artar (ağrıyan eklemlerdeki gibi). Böylece yaşlılık kısır döngüsü, nasıl durduracağınızı öğrenmediğiniz veya en baştan önlemediğiniz sürece dönmeye devam eder.
Depresyon, kendi başınıza yenebileceğiniz bir hastalık mıdır?
Kalp rahatsızlıkları veya kansere nasıl yaklaşıyorsak, depresyona da aynı şekilde yaklaşmalıyız. Erken tanının tedavide çok önemli olduğunu biliyoruz. Sorunu ne kadar geciktirirseniz o kadar tehlikeli hale gelir. Yapılması gereken tek şeyin boş verip mutlu olmaya bakarak depresyon ve diğer ruhsal sorunların, kişi tarafından üstesinden gelinebileceğine inanılır. Ancak, depresyon ruhsal bir hastalık değildir, ruh halinizi kontrol ettiğiniz gibi, kendi kendinize kontrol edemezsiniz.
Depresyon, HIV/AIDS veya diyabetten daha az tehlikeli değildir ve kimyasal bir hastalıktır. Depresyonun beyindeki hormonların fonksiyon bozukluklarıyla alakalı olduğuna inanan çok sayıda bilim insanı var. Bunun nedeni ağır depresyon hastalarının; stres hormonu olan kortizol oranında artma ve hipokampus boyutlarında küçülme eğilimi göstermeleridir.
(27.11.2011 tarihli Pazar Postası’ndan alınmıştır.)
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.