->
İstanbul’da da birkaç gündür soğuk giden havalar yerini tatlı bir atmosfere bıraktı. Hatta vatandaşlar dışarılarda yürüyüşlerine başladı bile.
Meteorolojiden havaların ısınacağı müjdesi geldi. Bahar havası haberleri içimizi şimdiden ısıtmaya başladı.
Meteorolojiden gelen havaların ısınacağı haberiyle bahar havası içimizi ısıtmaya başlamışken sağlığımıza da dikkat etmemizi tavsiye eden uzmanlar, bahar havasının birbirinden ilginç ve tehlikeli virüslerin de görülmesine neden olduğunu belirtiyor
Hanta virüsü, Kırım Kongo virüsü, Batı Nil virüsü, Toscana virüsü… İşte Türkiye’de görülen viral enfeksiyonlar… Hepsi de varlıkları ile korkutuyorlar…
Klimik Derneği Yönetim Kurulu Üyesi Dr. Taner Yıldırmak, Kırım Kongo ve Hanta virüs enfeksiyonlarının tedavilerindeki güçlük ve ölümcül sonuçlar doğurması bakımından öne çıktığını belirtti.
Bu hastalıkların dikkatli inceleme yapılmazsa farklı hastalıklarla karışabileceğine değinen Dr. Yıldırmak, “Kesin laboratuvar tanılarını koymak da çabuk ve kolay değil” şeklinde konuştu.
Özellikle ciddi seyreden hastalar için erken tanı ve destek tedavisi önemlidir. İnsana bulaştıran aracılar (vektörler) rol almaktadır (sivrisinek, tatarcık, kene, fare). Hastalığı bulaştıran aracılardan korunmak bu hastalıklara yakalanmamak için en etkili yoldur.
Dr.Taner Yıldırmak, bu virüslerin Türkiye’de bulunmalarının yanında, yaşam alanı bulduğu diğer ülkelere yapılan seyahatlerde de kişilere enfeksiyon bulaşabileceğini ifade etti.
“Hastalıktan korunmak için insanlarda etkili bir aşıları veya kesin tedavilerini sağlayacak bir ilaç yoktur” diyen Dr. Yıldırmak şöyle devam etti:
“Viral enfeksiyonlar oturumunda bu virüslerin yol açtığı hastalıkların ülkemiz açısından durumu deneyim ve birikim sahibi seçkin konuşmacılar tarafından ele alınarak en son gelişmeler meslektaşlarımızla tartışılacaktır. Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji uzmanları bu hastalıkların teşhisi, bildirimi, tedavisi ve önlenmesinde ciddi sorumluluklar yüklenmişlerdir.”
Peki, hangi viral enfeksiyonlar var? Bunlar nerelerde görülüyor? İşte bu soruların yanıtı…
İşte viral enfeksiyonlar ve Türkiye’de görüldükleri bölgeler:
Batı Nil Virüsü: Atlar, kuşlar ve insanları arasında sivrisinekler aracılığıyla bulaşır. Hayvanlar arasında ölümle sonuçlanan salgınlar yapabilir. Ülkemizde geçmişte yapılmış olan araştırmalar ile çeşitli memeli hayvanlar ve insanların bu virüsle karşılaşmış olduğu gösterilmişti. Ancak 2010 yılı Ağustos aylarında Manisa’da bilinen nedenlerle açıklanamayan beyin iltihabını (ensefalit) düşündüren hastalar dikkati çekmiş ve bunların BNV enfeksiyonuna bağlı olduğu gösterilmiştir.
Yurdumuzda 2010 yılında 50’ye yakın hasta BNV tanısı almıştır. Sivrisinek ısırığı ile virüs bulaşanlarda ortalama 7 gün içinde şikâyetler başlar.
Ateş, halsizlik, baş ve kas ağrıları ortaya çıkar. Daha ciddi vakalarda zihin bulanıklığı, nöbetler koma ve felçler meydana gelebilir. Beyin ve beyin zarlarını etkilerse ölümlere yol açabilmektedir. Benzer hastalıklardan ayırt edilmesi ancak laboratuvar tanısıyla mümkündür.
Yaz sonu ve sonbahar başına rastlayan dönemlerde yaşlı kişilerde daha sık görülür. Sivrisinek yaşam alanlarının ortadan kaldırılması hastalıktan korunmak için en önemli mücadele yoludur.
Toscana virüs enfeksiyonu: Tatarcık sineklerinin ısırığıyla bulaştıktan 3-4 gün sonra ani başlayan ateş, kas ve baş ağrılarıyla kendini gösteren sıtmaya benzer belirtiler yapan ancak üç gün kadar sürüp kendini sınırlayan bir hastalıktır. Bu nedenle üç gün ateşi de denir. Beyin ve zarlarını etkileyebilmektedir. Yaz aylarında artar ve kapalı toplumlarda salgınlar yapabilir.
Tatarcık humması ülkemizde ilk kez 1925 yılında İstanbul Selimiye askeri kışlasında çıkan bir salgınla dikkati çekmiştir. Akdeniz, Ege ve Trakya bölgeleri hastalık için özellikle riskli alanlardır. 2008 ve 2010 yılları arasında İzmir-Ödemiş, Adana-Kozan, Ankara-Mamak, Kırıkkale ve en son 2010’da Kahramanmaraş’ta salgınlar tespit edilmiştir.
Kırım Kongo virüsü: Ülkemizde 2002 yılından bu yana tespit edilmiştir. Her sene yüzlerce vatandaşımızın hastanede yatarak tedavisini gerektirmekte ve can kayıplarına yol açmaktadır.
Hastalığın yerleşik olduğu kırsal bölgelerde kene ısırığıyla insanlara bulaşır. Keneler üzerinde yaşadıkları sığır, koyun, keçi, tavşan ve tilki gibi hayvanlarda bulunan bu virüsü insanlara naklederler. Virüs hayvanlarda hastalık belirtisi meydana getirmez.
Genelde mayıs ve ekim ayları arasında enfeksiyonlar görülür. Hastalığın tedavisini yürüten sağlık çalışanları da kan ve bulaş riski altındadır. Korunmak için aşısı, virüs kesin etkili bir ilacı yoktur. Hastalara yoğun destek tedavisi uygulanır.
Hanta virüsü: Ateş kanama ve böbrek yetmezliği yapan bir virüstür. Kemiricilerden insanlara bulaşır. Hastalığa daha çok kırsal bölgelerde ve ilkbahar yaz aylarında rastlanmaktadır.
Ülkemizde ilk Hanta virüs salgını 2009 yılında Zonguldak ve Bartın illerinde saptanmıştır.
Virüs bulaştıktan yaklaşık iki hafta içinde ateş, trombositlerde düşüklük ve böbrek yetmezliği tablosu gelişir düzelmesi haftalarca süren bir hastalıktır. 1/3 oranında ölüm görülebilir.
Virüse kesin etkili bir tedavi ve koruyucu aşısı yoktur. Hastalık görülen bölgelerde fareler ve çıkartılarıyla temasın önlenmesine yönelik tedbirler dikkatle uygulanmalıdır.
Bir önceki Cinsel isteksizliğin çareleri başlıklı konumuzda cinsel isteksizlik, erken boşalıyorum ve erken boşalıyorum ne yapabilirim hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: diyette zihin bulanikligi, toskana virusu, türkiyede en cok görülen vektörler ve bulastirduklar hastalıkların tedavileri nelerdir, turkiyede gorulen bulasici virusler, viral enfeksiyonlar
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.