->
Yani siz eve yemekten kaçındığınız şeyleri almasanız bile, dışarıda bunlarla karşılaşacaksınız. İnce düşünmek, günlük olarak hayatınızda ufak tefek değişiklikler yapmakla ilgili, yoksa şu kadar zamanda şu kadar kilo vermekle ilgili değil. Bu nedenle kilo vermeye yönelik uzun vadeli planlarınızı destekleyecek bir yaşam tarzını benimsemeniz gerekiyor. Yemek her yerde.
Başarılı diyetçilerin düşünme şekli nasıl?
Kolorado Üniversitesi Ulusal Kilo Kontrolü Sicil Dairesi, kilo vermeyi başarmış kişilerin günlük hayatlarını 20 yıl önce incelemeye başlamış
Şu an kayıtlarda ortalama 30 kilo nun üzerinde verip bunu 5 yıldan uzun süre korumayı başarmış 3000 kişi bulunuyor.
Katılımcıların kayıtları incelendiğinde, kilo verme ve bunu koruma işini başarmış kişilerde 4 ortak davranış şekli belirlenmiş.
Az yağlı ve yüksek karbonhidrat içeren bir beslenme şekli.
Kahvaltının asla atlanmadan her gün edilmesi.
Gelişimin kaydedilmesi. Yani yediklerinizin ve her gün tartılarak öğrendiğiniz kilonuzun güncesinin tutulması.
Bolca fiziksel aktivite, günde bir saat kadar.
Çoğu beslenme ve diyet uzmanı aslında her gün tartılmanın olumlu sonuç almayı engelleyeceğini ve hayal kırıklığına sebep olacağını iddia etse de, Kolarado Üniversitesi ndeki kayıtlara bakınca işe yaradığı görülüyor.
İşte katılımcıların kilo vermedeki sırları:
Katılımların yüzde 92 si belli bazı besinlerin alımına sınır koymuş.
Günde ortalama 1400 kalori tüketmişler. Çoğunun beslenme programı, az yağlı ve bol karbonhidratlı beslenmeye dayalı.
Aldıkları kalorinin yüzde 24 ü yağdan, 19 u proteinden ve 56 sı karbonhidrattan geliyor.
Ortalama günde 5 öğün tüketmişler.
Egzersiz yoluyla yaktıkları haftalık kalori miktarı ortalama 2800 kadar (günlük olarak yaklaşık 400 kalori ediyor)
Yüzde 75 in haftada en az bir kez tartılıyormuş.
Üçte biri verdiği kiloyu korumayı zor olarak nitelerken, üçte birlik diğer bir grup kolayca, geriye kalan üçte bir de kolay olarak görmüş.
Yüzde 42 lik bir grup korumanın kilo vermekten daha kolay olduğunu söylemiş.
Kilo verme ve korumada en önemli şeylerden biri de olumlu yaklaşım. Çünkü yapamayacaklarımıza odaklanmaktansa, yapabileceklerimize odaklanmak, ulaşılabilir hedefler belirlemek, amaca ulaşmayı ve gelişme kaydetmeyi kolaylaştırır.
Genleriniz basen ölçünüzü nasıl etkiler?
Peki kilo probleminizde ailenizin rolü ne? Eğer ailenizde kilolu kişiler varsa, baştan kaybedilmiş bir savaşı devam mı ettirmeye çalışıyorsunuz?
Obez olma olasılığınız üzerindeki etkisi büyük olmasına rağmen genetik, vücudunuzun yağ biriktirmesi ya da biriktirmemesi konusunda tek başına belirleyici olamaz. Ancak yapılan bazı araştırmalar, bir kişinin kilosu ve vücudunun yağ biriktirme durumunun, biyolojik annesinin yapısıyla yakın ilişki içerisinde olduğunu gösteriyor. Ancak anneniz obez de olsa, obezite sizin kaderiniz olmak zorunda değil.
Bir yüzde vermek gerekirse, genetiğin obezite olasılığına etkisi yüzde 25. Geri kalan 75 ise toplumsal alışkanlıkardan kişinin kendi yaşam tarzına, satın alma gücünün hangi besinleri kapsadığına kadar çeşitli farklı olasılıkları içeriyor.
Davranış ve yaşam tarzı, özellikle de yaşlandıça değiştirilmesi zor bir hal alır. Ancak uzun bir zamana yayılan basit ve küçük adımlarla istediğiniz amaca ulaşabilirsiniz.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.