->
Depresyonda kişi kendisiyle ilgili, çevreyle ilgili ve gelecekleri ile ilgili olumsuz düşüncelere sahiptir. Kendini güçsüz, sevilmeyen, yetersiz biri olarak görür. Olumsuz düşüncelerin olumsuz duygulara neden olduğuna dayanır.
Bilişsel terapi ile amaçlanan depresyonun belirtilerinin ortadan kalkmasını, kişinin kendisini mutsuz eden nedenlerin farkına varmasını ve bunlarla başa çıkmak için etkili stratejiler geliştirmesini sağlamaktır. İlerde karşılaşabileceği sorunlarla ilişkili etkili korunma yöntemleri geliştirmektir.
Biliş; olayları algılayış şeklimiz, inançlarımız, zihinsel tutumlarımızdır. Bu terapi ‘nasıl düşünüyorsanız öyle hissedersiniz’i temel alan bir yaklaşımdır
Çevresindeki insanların kendisine destek olmadığına, onlar tarafından sevilmediğine inanır. Gelecekle ilgili de karamsar ve umutsuzdur. Sürekli olumsuz düşünme, olumsuz duygularımızın nedenidir ve depresyona katkıda bulunur.
Olumsuz düşünceler incelendiğinde bunların ‘bilişsel çarpıtmalar’ içermekte olduğu saptanmıştır. İlk başta bunu fark etmeyebiliriz, ancak bu düşünceler incelendiğinde mantıksız ve hatalı olduklarını görebiliriz. Bu şekildeki olumsuz düşüncelerin, çarpıtılmış düşünce şekillerinin hastanın duygularını nasıl etkilediğinin farkına varılması, bu aslı olmayan düşüncelerin nasıl otomatik olarak geldiğinin görülmesi önemlidir. Bu negatif otomatik düşünceler, bilişsel çarpıtmalar depresyonun devamını sağlar. Olumsuz düşünceleriniz, inançlarınızı etkiler; bu inançları sorgulamadan kabul ettiğinizde bilişsel hatalar doğar.
Bu bilişsel hatalardan birkaç örnek verebiliriz: Sadece 2 aylık bir staj ve bir aylık kısa iş deneyimi istediği gibi gitmeyen ve bunlardan kendi isteği ile ayrılan bir kişinin ‘Hiçbir işte başarılı olamıyorum’ demesi. Bu şekilde bir yaklaşım sadece 2 olaydan yola çıkarak yapılmış bir genellemedir. Genellemeler zihnin bilişsel çarpıtmalarıdır. Otomatik olarak ortaya çıkarlar bunlar ortadan kalkmadığı sürece kişiyi mutsuz ederler.
Diğer bir örnek de olumlu olan şeyleri geçersiz kılmaktır. Örneğin sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşayan ancak okul başarısı ve aile ilişkileri iyi olan Bayan X’in ‘Okul başarısı ve aile ilişkileri herkesin iyidir. Önemli olan sosyal ilişkilerin iyi olmasıdır’ şeklindeki yaklaşımı olumluyu geçersiz kılmaya örnektir.
Bu olumsuz düşünceler ‘otomatikleşmiş’tir. Kişi bunların farkında değildir, birden bire ortaya çıkarlar. Yaşadığımız olayları çarpıtılmış şekilde algıladığımızda, duygusal tepkilerimiz de üzüntülü olacaktır. Bu nedenle yaşadıklarımızı doğru algılayabilmek son derece önemlidir. Bu noktada bilişsel davranışçı tedavi devreye girer.
Bilişsel davranışçı tedaviler özellikle depresyonda oldukça etkilidir. Tedavi süresi depresyonun ağırlığına bağlı olmakla birlikte hafif düzeyde depresyonda 12-16 terapi oturumunu kapsayan bir süreçtir. Orta ve ağır düzeyde depresyonda bu süreç uzamaktadır. İlaç tedavisi artı bilişsel davranışçı terapi oldukça işe yarayan bir yöntemdir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.