->
Anne-baba ilgisizliği, boşanma, çocuğun bebeklik döneminden itibaren güven ortamında büyütülmemesi, kardeş doğumu ve kıskançlık, aile içi şiddet, okul veya yaşam deneyimlerindeki başarısızlık çocukları depresyona sokuyor.
MİLLİYETBLOG – Çocuğunuzun bazı davranışlarının değiştiğini mi fark ettiniz? Eskisi gibi arkadaşlarıyla vakit geçirmiyor, yalnızlığı tercih ediyor, önceden severek yaptığı şeyler artık ona zevk vermiyor. Ancak depresyon sadece büyüklerde görülmüyor. Dikkat edin bunlar yaklaşan depresyonun ayak sesleri olabilir
Depresyon çağımızın en sık görülen hastalıklarından biri olarak kabul ediliyor. İnsanların yüzde 50′si hayatlarının belli dönemlerinde depresyonla mücadele ediyor
Çocuklardaki bedensel şikayetler, depresyonun belirtisi olabileceğinden ciddiye alınması gerekiyor. Anne babaların dengeli bir tutum sergilemesi, dünyaya çocuklarının penceresinden bakmaya çalışması da son derece önemli. Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi Uzmanı Doç. Dr. Mücahit Öztürk, özellikle ergenliğe geçiş döneminde kız çocuklarında depresyona daha sık rastlandığını belirterek, çabuk sinirlenme, öfkesini kontrol edememe, önceden zevk aldığı şeylerden zevk alamama, günün önemli bir bölümünde kendini hüzünlü hissetmelerinin depresyonun ilk belirtileri olabileceğini hatırlatıyor.
Depresyonda olduğunu nasıl anlarsınız?
Anne babaların en çok sorduğu soru ise ‘’çocuğumun depresyonda olup olmadığını nasıl anlarım’’ oluyor. Depresyonu tanımak anne ve baba için gerçekten hiç de kolay değil. Çünkü bazen ergenlik dönemindeki geçici bazı sıkıntılar da depresyonla karıştırılabiliyor.
Örneğin; arkadaşlarıyla oynamayı seven bir çocuğun artık yalnız vakit geçirmeye ve hiçbir şeyle ilgilenmemeye başlaması, yalnız kalmayı tercih etmesi, eskiden kendisini eğlendiren konulara artık ilgi göstermemesi, anne baba ile ilişkinin önceki gibi olmaması hatta kendilerinin sevilmediğini söylemeleri çocuklarda depresyonun habercisi olarak düşünülüyor.
Ailesel yatkınlık önemli bir sebep?
Depresyonun ortaya çıkması farklı şekillerde olabiliyor. Stres altında bulunan, herhangi bir şekilde kayıp yaşayan çocuklarda depresyon riski artıyor. Dikkat eksikliği, öğrenme bozukluğu olan çocuklarda da yine bu oranın arttığı görülüyor. Bir başka önemli neden ise ailesel yatkınlık… Anne babasında daha önce yaşanmış bir depresyon öyküsü, çocuğun da ileriki yaşlarda depresyona eğilimli bir birey olmasına neden oluyor.
Sosyal faaliyette bulunmalı?
Aileleri çocuklarındaki davranış değişikliklerine karşı dikkatli olmaları konusunda uyaran Doç. Dr. Öztürk, ergenlik çağına girmek üzere olan çocukların ders dışında mutlaka bir sosyal faaliyetinin olmasının sağlanması, gerektiğini belirtiyor. Spor etkinlikleri, çocuğun kendi tercih edeceği sanatsal faaliyetler, örneğin resim, müzik dans kursları bir şeyler öğrenmesinin yanı sıra onun sosyalleşmesini ve dolayısıyla depresif düşüncelerden uzaklaşmasına yarıyor.
Boşanma süreci etkili olabilir?
Boşanma dönemi de çocuklar için depresyon anlamında kritik bir süreç. Çocuğun yanında sürekli boşanma konusunun konuşulması, eşlerin birbirini kötüleyen sözler söylemesi çocuğun zamanla içe kapanmasına ve depresyona adım adım yaklaşmasına neden olabiliyor.
Boşanmanın çocukla ilişkilendirilmemesi bu hassas dönemde çok önemli. Bu süreçteki yanlış davranışlar, anne ya da babasının kendisini sevmediği için, çok yaramazlık yaptığı için ayrılmaya karar verdikleri sonucunu çıkarmasına neden olabilir. Terkedilmişlik, suçluluk duygusu zamanla sevgiye layık olmadığını, değersiz olduğunu düşündürür ve bu da ileriki dönemlerde depresyon olarak anne babanın karşısına çıkabilir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.