->
Fakat dahası var.Yeni bir araştırmaya göre erken gebelik evresinde şiddetli psikolojik strese maruz kalan kadınların çocuklarının şizofreniye yakalanma riski çok daha yüksek.
Maternal stresin şizofreni yatkınlığında rol oynayabileceği bulgusu giderek güçleniyor.
New York Üniversitesi Tıp Fakültesi’nden Dolores Malaspina ve arkadaşları 1967 tarihli, kısa fakat yıkıcı Arap-İsrail çatışmasının tıbbi kayıtlara yansıyan yönünü mercek altına aldılar. Oysa şimdiye kadar gebeliğin hangi fazının önem taşıdığı bilinmiyordu.
Aşırı stresin zararları ortada.
Araştırmacılar 60 ve 70′li yıllar arasında Kudüs’te dünyaya gelen, 88,000′in üzerinde kişinin tıbbi kayıtlarını analiz ettiler
Gebeliğinin ikinci ayı savaş dönemine denk gelen kadınların çocuklarının ileriki yaşamlarında şizofreni geliştirme riski, daha huzurlu dönemde doğanlarla karşılaştırıldığında, kızlarda 4.3 kat ve erkeklerde 1.2 kat daha fazlaydı.
Görünüşe bakılırsa, beyin gelişiminde meydana gelen bozulmanın ileriki yıllarda şizofreniyle neticelenmesinde gebeliğin ikinci ayı kilit rol oynuyor.
Malaspina’nın tahminine göre, kadınların daha yatkın gözükmesinin sebebi, stres yüzünden daha fazla erkek bebeğin ölmüş olmasıydı. Dolayısıyla bu durum ilk etapta çalışma sonuçlarına yansımamıştı.
Ne var ki baskı altındaki gebe kadınlar hemen paniklememeli; sözü edilen stres düzeyi doğal afet veya terörist saldırısında yaşananla eşdeğer. Araştırma ekibi doğrudan bombardımana maruz kalan kadınlara bağımsız olarak baktıklarında, kadınların şizofren çocuk doğurma riskinin 30 kat daha fazla olduğunu saptadılar. Bu durum riskin kadınların maruz kaldığı stres şiddetine bağlı olduğunu düşündürdü. Malaspina’nın New Scientist’e yaptığı açıklama bu yönde.
“Bu saptama aşırı stres düzeyleriyle ilişkili. Gündelik hayattaki streslere genelleme yapılmamalı”.
Çeviri: Ayda Çayır
KAYNAK: 21/8/2008 / NewScientist.com news service
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.