->
Prof. Mehmet Pala ve çalışma arkadaşları, fındık ve fındık yağının sağlık açısından değerlendirilmesi proje dâhilinde araştırarak sonuçlarını kamuoyuna sundular.
Sağlıklı beslenme ve gıda teknolojisi alanlarında kamu ve özel sektör kuruluşlarının kısa ve uzun vadeli sorunlarına iyi donatılmış laboratuar ve teknoloji gücü ile uygulamaya dönük çözümler bulmak amacıyla kurulan TÜBİTAK Marmara Merkezi Beslenme ve Gıda Teknolojisi Bölümü birim Başkanı Prof. Dr.
Son yıllarda yapılan çalışmalarda fındıkta çok yüksek düzeylerde bulunan tek çift bağlı doymamış yağ asidi oleik asidin kanda kolesterolün yükselmesini önlediği ve böylece kalp-damar hastalıklarına karşı korucu etki gösterdiği belirtilmektedir
Dr. Mehmet Pala ve Dr. Filiz Açkurt yaptıkları açıklamada; fındık ve fındık yağının ulusal ekonomiye yaptığı 1 milyar doları aşkın katkının yanında besleyici özellikleri ile en önemli besinlerimizden biri olduğunu açıkladılar.
Elde edilen sonuçlar değerlendirildiğinde; enerji değeri 639 kcal / 100 g olan fındığın protein içeriği % 8,2 olarak bulunmuştur. Bu değer bitkisel kaynaklı proteinler için önemli sayılmaktadır. İncelenen fındık çeşitlerinde ortalama yağ oranı % 62,7 olarak saptanmıştır. Bu yağın, yağ asitleri bileşimin %82’sını oleik asit oluşturmaktadır.
Fındığın ve fındık yağının bu açıdan önemi Amerika Birleşik Devletleri Kaliforniya eyaletinde yapılan 6 yıl süreli bir araştırma ile de belirlenmiştir. Bu çalışmaya göre günde en az bir kere fındık yiyen veya fındık yağı kullanan bir insanın, hiç fındık yağı kullanmayan insana göre enfarktüsten ölme riski yarı yarıya azalmaktadır.
İncelenen fındık ve fındık yağı örneklerinde ortalama vitamin içerikleri;
– B1 vitamin 0.33,
– B2 vitamin 0.12,
– Niasin 1.75,
– B6 vitamini 0.24,
– E vitamini 31.4 MG/100 gr’dır.
Fındık ve fındık yağı vücutta karbonhidrat protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici olarak görev yapan bazı B gurubu vitaminler için önemli bir kaynaktır. B1 ve B2 vitaminleri için iyi, B6 vitamini içinse çok iyi kaynak olduğu saptanmıştır TÜBİTAK tarafından ülke çapında 960 okul çocuğuyla yapılan bir tarama çalışmasında Türk çocuklarının % 90′ının B2, % 84′ünün de B6 vitamin yönünden yetersiz beslendikleri gözlenmiştir.
Kan yapımı ve ruhsal sağlık açısından gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri fındık ve fındık yağında önemli düzeylerde bulunduğundan bu beşinin her gün düzenli olarak tüketilmesi ülkemiz çocuklarının iki ana beslenme sorununa pratik bir çözüm olarak düşünülmektedir.
Fındık ve fındık yağı E vitaminin bilinen en iyi kaynağıdır. Bu vitaminin kalp ve diğer kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek yine ülkemizde yaygın olan kansızlığa karşı koruyucu etki oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek kanser hastalığına karşı korumasıdır.
Fındıkta ve fındık yağında E vitamini yüksek, çok çift bağlı doymamış yağ aşıdının az olması vücutta özellikle kalp dokularındaki hücrelerin korunmasını sağlamaktadır.
Fındık ve fındık yağının kemiklerin ve dişlerin yapımı için gerekli olan kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişmesinde rol oynayan çinko için en iyi kaynaklarında birisidir. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kaş dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumda zengindir. İşte bu yüzden fındığın ve fındık yağının insan yaşamında değerli bir yeri olduğu görülmektedir.
Fındık ve fındık yağı
Fındık Dünya üzerinde 36-41 enlemlerinde yetişebilen ve kendine özgü iklime ihtiyaç duyan bir bitkidir. Kıyılardan en çok 30 km içerlerde ve yüksekliği 750-1800 m’yi geçmeyen yerlerde yetiştirilir. Dünyada en önemli fındık dikim bölgeleri; Türkiye, İtalya ve Amerika’dadır. Fındık dikimine ve yetiştirilmesine en uygun koşullara sahip ülkelerin başında Türkiye gelmektedir.
Türkiye fındık rekoltesinin hemen hemen tamamına yakın bölümünü en uygun toprak ve iklim koşullarına sahip Karadeniz Bölgemizden elde edilir. Bugün Ülkemizde başta Doğu kesimleri olmak üzere tüm Karadeniz yöresinde 300 bine yakın aile yaklaşık 600 bin hektar alanda fındık yetiştiriciliği yapmakta ve yine yaklaşık 8 milyon kişi doğrudan veya dolaylı olarak geçimini fındık tarımından sağlamaktadır.
Fındık tarımında biyolojik, fizyolojik ve coğrafi faktörler doğrudan doğruya Rekolteye etki etmektedir. Bu nedenle gerek Ülkemiz ve gerekse Dünya fındık üretimi yıldan yıla değişiklikler gösterir. Dünya fındık üretimi son yıllardaki alan artışları ile hemen her yıl 500-600 bin ton dolaylarında gerçekleşmektedir. Türkiye’nin bu üretimdeki payı; İtalya, İspanya, ABD, Yunanistan ve diğer ülkelerin önünde % 65-75 arasında değişmektedir.
Fındık eski çağlardan beri besin değeri yüksek olan insana güç ve kuvvet veren bir ürün olarak bilinir. Gerçekten fındık sağlıklı beslenme açısından büyük dönem taşıyan besin öğelerini taşımaktadır. TÜBİTAK Marmara Bilimsel ve Endüstriyel Araştırma Merkezi Gıda ve Soğutma Teknolojileri Araştırma Bölümünde bu konuda yürütülen kapsamlı çalışmalar sonuçlanmıştır. Bu araştırmanın sonuçlarına göre fındığın genel kimyasal bileşimi (g/100g) esas alınarak şöyle oluşmaktadır.
Fındığın genel kimyasal bileşimi (g/100g)
– Nem 4.6
– Yağ 62.7
– Karbonhidrat 11.6
– Protein 16.2
– Selüloz 2.7
– Kül 2.2
Fındığın içindeki vitaminler (mg/100)
– B1 Vitamini 0.33
– B6Vitamin 0.24
– B2 Vitamini 0.12
– E Vitamini 31.4
– Niasin 1.75
Fındığın içindeki mineraller (mg/100)
– Demir 5.8
– Potasyum 655.3
– Bakır 1.3
– Kalsiyum 160.0
– Sodyum 2.1
– Manganez 5.1
– Çinko 2.2
– Magnezyum 16.2
Fındık vücutta karbonhidrat protein ve yağ metabolizmasında düzenleyici görevleri olan bir kısım B grubu vitaminler yönünden zengin bir kaynaktır. B1, B2 ve özellikle B6 vitamini fındıkta bol miktarda bulunur.
Kan yapımı ve ruhsal sağlık için gerekli olan B2 ve B6 vitaminleri, gelişme çağında okul çocuklarının beslenmesinde büyük önem taşımaktadır. Bu yönüyle okullarımızdaki günlük beslenme programlarında, fındığa yer verilmesi çocuklarımızın sağlıklı beslenmeleri açısından pratik ve ekonomik çözüm olarak düşünülmektedir. Bu gerçek A.B.D de Kaliforniya eyaletinde yapılan altı yıl süreli bir araştırma ile de kanıtlanmıştır. Bu çalışmaya göre günde en az bir avuç fındık yiyen bir insanın enfarktüsten ölme riski hiç fındık yemeyen bir kimseye göre yarı yarıya azalmaktadır.
Evet, fındıkta yağ vardır. Hem de % 60-70 oranında. Yağların organizmada enerji sağlamalarının yanı sıra vücut ısısının korunması dış etkenlere karşı korunma ve yağda eriyen vitaminlerin taşınması gibi önemli fonksiyonları vardır. Ayrıca yağların bileşimde organizmamız için çeşitli görev ve yararları olan Yağ Asitleri bulunmaktadır.
Fındık yağındaki yağ asitleri bileşimini % 83 Oleik Asit oluşturmaktadır. Son yıllardaki TÜBİTAK Yıldız Teknik Üniversitesi ve 19 Mayıs Üniversitesinde ve Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanlığı’nca yapılan Bilimsel araştırmalar da; oleik asidin kanda kolesterolün yükselmesini önlediğini, kolesterolü %26.2 oranında düşürdüğünü, kan şekerini düzenlediğini, kalp-damar hastalıklarına karşı koruyucu etkiye sahip olduğunu ve kalp hastalıklarından koruyucu Apapratein A-1′i % 28 oranında artırdığını, riskli Apapratein B’yi de %7,5 oranında azalttığını ortaya koymuştur.
Fındık yağının bileşimde (mg/100) baz alındığında E vitamini 11.29, kalsiyum 450.00, demir 2.69 ve bakır 0.75 oranında bulunmaktadır. Ayrıca fındık yağında %12 oranında linoleik asit vardır. Esansiyel bir yağ asidi olan linoleik asit vücut tarafından yapılanmakta vücudumuz bu maddeyi dışarıdan yani gıdalarla almaktadır.
Organizmanın büyümesi ve sağlıklı gelişmesi için son derece gerekli olan bu asit fındık yağında bol miktarda bulunmaktadır. Dolayısıyla fındık yağı oleik asit ve linoleik asit gibi 2 önemli yağ asidini bileşimde bulunduran ender besinlerden birisidir.
E vitamininin bilinen en iyi kaynağı fındık yağıdır. Bu vitamin kalp ve diğer kasların sağlığı ve üreme sisteminin normal çalışması için gereklidir. Alyuvarların parçalanmasını önleyerek kansızlığa karşı koruyucu etki yapmaktadır.
E vitaminin son yıllar da ortaya konan bir başka özelliği de kanser yapıcı etmenlerin oluşmasını önleyerek veya oluştuktan sonra onları etkisiz hale getirerek bu korkunç hastalığa karşı vücudu korumasıdır. Görülüyor ki içerdiği zengin vitamin yapısıyla fındık yağı kalp damar hastalıklarıyla Kansere karşıda koruyucu etkiye sahiptir.
1986 yılı Çernobil Nükleer patlamasından en çok etkilenen bölgelerden birincisinin Trakya ve ikincisinin de Doğu Karadeniz bölgesi olduğunu hepimiz bilmekteyiz. Ancak 1968 yılında Türkiye Atom Enerji Kurumu’nca yapılan tetkiklerde de diğer illerde, örneğin; Bursa’da kanserli hasta oranı binde 2 iken Karadeniz Bölgesi’nde bu oran on binde bir olarak belirlenmiştir. Bu durumda fındığın kansere karşı koruyucu etki yaptığını göstermektedir.
Bileşimindeki minerallere gelince; fındık yağı, kemiklerin ve dişlerin güçlenmesi için gerekli olan kalsiyum kan yapımında görev alan demir büyüme ve cinsiyet hormonlarının gelişimde rol oynayan çinko için en iyi bitkisel kaynaktır. Ayrıca sinirlerin uyarımı ve kas dokusunun çalışması için gerekli olan potasyumca zengindir. Bu açıdan da bakıldığında fındık yağının, sağlıklı yaşamda yeri olan değerli bir yağ olduğu görülmektedir.
Bir önceki Sağlıklı ve temiz mutfak için ipuçları başlıklı konumuzda el hijyeni, elleri yıkamak ve hijyen kuralları hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.