Yüksek ve Düşük Tansiyona İyi Gelen Yiyecek ve İçecekler :
Gerek yüksetasiyon gerekse düşük tansiyon çağlar boyunca insalarımızı oldukça muzdarip olduğu bir hastalıktır. Tansiyonumuz düşer başımız dönmeye kendimizden geçmeye başlar. Tansiyonumuz artar içimiz içimize sığmaz gibi olur saki tüm dağlardan atlayabilecek kadar hareketli düşünürüz kedimizi ama şin aslı bumudur. Tabiki değil. Sonuçta özellikle yükse tansiyonun ne
Bu rahatsızlıkta karın bölgesinde görülen iltihaplanma nedeniyle Ailevi Akdeniz hastalığına periodik peritonit (belli aralıklarla gelen peritonit) de denir. Çoğu nöbette ateş vardır. Ailevi Akdeniz Ateşi irsi bir bağırsak rahatsızlığıdır. Tekrar eden ateşlenme ve iltihaplanma hastalığın özellikleridir.
Nedenleri arasında Uzun süreli kanamalar; gebelik, emzirme ve gelişme çağı gibi demir gereksiniminin arttığı durumlar; yiyecek emilim bozukluğu, şpru hastalığı gibi demir emilim bozuklukları; besinlerle yeter miktarda demir alınamaması sayılabilir. Serum demir düzeyi normalden
Bugüne kadar folik asitin, özellikle hamilelik döneminde bebeğin sağlıklı bir şekilde gelişimi için olan önemi üzerinde durulmakta idi.
Ancak Kaliforniyalı araştırmacılar folik asit ile ilgili yaptıkları bir çalışmanın sonucunu açıkladıklarında, bu vitaminin farklı bir rolü
Kanda bulunan kırmızı kan hücreleri (eritrositler) dokulara ve hücrelere oksijen taşırlar. Normalde kanda 13-15 gram / 100 mL hemoglobin bulunur. 1 gram hemoglobin 1.4 mL oksijen taşır. Bunu içlerinde bulunan hemoglobin maddesi sayesinde yaparlar. Hemoglobin aynı zamanda kana kırmızı rengini de veren
Annebabanızın birinden orak hücreli, diğerinden normal gen geçerse orak hücre özelliğinizin olduğu söylenir.
Orak hücreli anemi kalıtsal bir kan bozukluğudur. Orak hücreli anemili kişilerde hemoglobinin (alyuvarlarda [eritrosit] oksijeni akciğerlerden vücudun diğer bölümlerine taşıyan
Oldukça nadir görülen bir hastalıktır, sıklıkla erkeklerde gözlenir ve 40 yaş altında nadiren gözlenir. Tüm kan hücrelerinde (eritrosit, lökosit, trombosit) aşırı üretim sözkonusudur. Nedeni tam olarak bilinmemektedir.
Hastalık yavaş yavaş
Alyuvarlarda değişik oranlarda bulunan bu dört hemoglobin molekülü içerdikleri protein yapısındaki farklılıklar nedeniyle birbirlerinden ayrılır. Eski çağlarda Akdeniz çevresindeki bölgelerde ortaya çıkan ağır bir kansızlık türü kuşaktan kuşağa aktarılarak
Yaşamın ikinci altı ayında tanı konabilmekle birlikte hastalık ilk iki ya da üç yaş içinde açık belirtiler vermeden yavaş yavaş gelişir. Bu hastalık sorumlu genin hem anne, hem de babadan, yani homozigot olarak
Kansızlık ve dalak büyümesi en tipik belirtilerdir.
Kanda küçük, hemoglobin içeriği düşük. Bu hastalıkta sorumlu gen ya anne ya da babadan alınır. biçimi ve görünüşü değişmiş alyuvarlar bulunur. Yaşam umudu daha yüksektir. Hastalık önceki tipe oranla daha hafif belirtilerle
0 (sıfır) gurubu kanda, alyuvarlarda aglütinojen yoktur. İnsanların kanları, alyuvarlardaki aglütinojenlerin çeşitlerine ve durumuna göre gruplandırılmıştır. A gurubu alyuvarlarda yalnız A, B gurubu alyuvarlarda yalnız B, AB gurubu alyuvarlarda ise hem A hem de B aglütinojenleri
Sokak.
| KIZILAY KAN MERKEZLERİ | |||
| İSİM | ADRES | ||
