->
Dr.
Türkiye’nin, yakın bir zamanda kök hücre çalışmalarının yürütüleceği bir merkeze kavuşacağını söyleyen uzmanlar, bu merkezde yapılacak çalışmalar sayesinde çaresiz olarak bilinen birçok hastalığı tedavi etmeyi planladıklarını belirtiyor.
Ankara Üniversitesi Kök Hücre Enstitüsü Müdürü Prof.
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Kök Hücre Enstitüsüne bağlı olarak kurulması planlanan mükemmeliyet merkezinde, kanser aşısı, kök hücre nakliyle kornea tabakası ve omuriliğin onarılması gibi alternatif tedavi yöntemleri geliştirilebilecek. Günhan Gürman, Türkiye’de bir ilk olacak merkezde, çaresiz olduğu düşünülen pek çok hastalık için umut olabilecek hücresel tedaviler, doku mühendisliği uygulamaları, kök hücre bankacılığı, gen tedavisi ve tümör aşısı uygulamaları, üst düzey bilimsel veri üretimini sağlayacak yüksek teknolojili bilimsel araştırmalar yapılacağını, üniversite içinden ve dışından bilim insanlarına eğitim desteği ile bilimsel danışmanlık sağlanacağını bildirdi
140 milyon liraya mal olması öngörülen merkez için arazi tahsisi sağlanması amacıyla Milli Emlak Genel Müdürlüğü’ne başvurduklarını kaydeden Gürman, projede yer alan farklı uzmanlık dallarından bilim insanlarının bugüne kadar çok başarılı çalışmalara imza attıklarını, merkezin kurulmasıyla bu başarıların daha da artacağını söyledi.
Kök hücre çalışmalarının henüz deneme aşamasında olduğunu vurgulayan Gürman, bu çalışmaların birçoğunun insanlar üzerinde denenmediğini, ancak insanlar üzerinde uygulanıp başarı elde edilenler de olduğunu kaydetti.
Kanser aşısı yolda
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Tıbbi Onkoloji Bilim Dalı’ndan Prof. Dr. Hakan Akbulut meme, akciğer ve kolon kanserinde başka bir tedavi şansı kalmamış hastalarda uygulanmak üzere kanser aşısı geliştirmek için çalışma yürüttüklerini açıkladı.
Projeyi ABD’deki başka bir merkezle birlikte yürüttüklerini belirten Akbulut, belirli bir grup insan üzerinde klinik araştırma yapmak üzere ABD’de gerekli onayın alındığını, Türkiye’de de Sağlık Bakanlığı’ndan onay alınması halinde çalışmalara 2011′de başlanabileceğini, bu aşıyı ilk olarak başka şekilde tedavi şansı kalmamış 20 meme kanseri hastasında deneyeceklerini bildirdi.
Diğer hastalıklarda kök hücre geliştirilmesi için çalışılırken kanserde, tedaviye rağmen tümörde yüzde 1 oranında bulunan, kendilerini yenileme yeteneğine sahip hücrelerin yok edilmesi üzerinde durduklarını anlatan Akbulut, sözlerini şöyle sürdürdü:
Hedef kanserde ulaşılamayan noktalara ulaşmak
“Bugün kanserde tedavi şansı yüzde 50 oranında. Kanser hastasında çoğalma yeteneğine sahip, sınırsız sayıda hücre vardır. Bunlardan yüzde 99′unu tedaviyle yok edebiliyoruz, ancak yüzde 1′i bu tedaviye rağmen çoğalma yeteneğini kaybetmiyor. Yaptığımız çalışmada, meme, kolon ve akciğer kanserinde bu yeteneğe sahip hücreleri bulup bunları yok etmeyi amaçlıyoruz. Kanser aşısında hedef, bunları yok etmeye yönelik. Halen uygulanan kemoterapide istediğimiz her yere ulaşamayabiliyoruz. Bu aşıyla savunma sistemini harekete geçirip ulaşamadığımız yerlere de ulaşıp, bu yüzde 1′lik hücreleri de yok etmeyi hedefliyoruz.”
Ankara Üniversitesi Fen Fakültesi Biyokimya Anabilim Dalı Öğretim Üyesi ve Kök Hücre Enstitüsü Müdür Yardımcısı Prof. Dr. Murat Elçin de, böbrek ve kalp gibi organlarda yetmezlik gelişmesi halinde başvurulacak kök hücre çalışmalarının daha başlangıç aşamasında olduğunu, ancak kıkırdak, deri ve kemik dokularıyla ilgili uzun zamandır başarılı çalışmalar yürütüldüğünü ifade etti.
Körlüğe kök hücre ışığı
Ankara Üniversitesi Tıp Fakültesi Göz Hastalıkları Anabilim Dalı öğretim üyesi Prof. Dr. Emin Özmert ise gözdeki kornea tabakasının etkilenmesi halinde görme kaybı ortaya çıktığını, diğer gözden, bu da etkilenmişse akraba veya kadavradan alınan kök hücre nakliyle korneanın onarılabildiğini, böylece görme kaybının ortadan kalktığını belirtti.
Özmert, kornea ile ilgili rutin klinik çalışması bulunduğunu, ancak diğer göz hastalıklarıyla ilgili çalışmaların adım adım ilerlediğini söyledi.
Ankara Üniversitesi Kalp Merkezi ve Kalp ve Damar Cerrahisi Kliniği’nden Prof. Dr. Rüçhan Akar da, kök hücre tedavisinin kalp-damar hastalıklarında hasar gören bölge ve damarların onarılmasında bir umut olarak görüldüğünü, ancak bu çalışmaların da henüz deneme aşamasında olduğunu bildirdi.
Bir önceki Cinsel isteksizliğin çareleri başlıklı konumuzda cinsel isteksizlik, erken boşalıyorum ve erken boşalıyorum ne yapabilirim hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: duayla caresiz hastaliklar gecer mi
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.