->
25 yaşını bitirmiş kadınların % 10 unun orgazma ulaşmayı hiç öğrenmedikleri öne sürülmektedir.
Primer Anorgazmi (Preorgazmi)
Orgazm olmayı “öğrenme”, batı dünyasında yaygın olan cinsel yasaklayıcı kültürlerin bir komplikasyonu sayılabilir. Seks terapistleri, fizyolojik olarak orgazm olabilme yeteneği bulunmayan kadınların olduğuna inanmamaktadırlar. Anorgazmi (kadınlarda orgazm olamama), orgazma ulaşmayı hiç öğrenmemiş olma (preorgazmı veya primer anorgazmi) veya orgazm olabilme yeteneğini kaybetme (sekonder anorgazmi) şeklinde görülebilir. Kadınların çoğu, orgazm olabilmeyi güvenilir bir eşle, toplumca onaylanan güvenilir, emniyetli ve özel bir çevrede öğrenebilirler.
Bazı kadınlar, ilk cinsel deneyimlerinde orgazm olabildikleri hal-de bazıları da bunu hiçbir zaman gerçekleştiremezler. Kendi kendine veya arkadaşlarından görerek masturbasyon yapan okul öncesi kız çocukları da, preorgazmi terapi gruplarına katılan 70-80 yaşındaki kadınlar da, orgazm olmayı öğrenebilirler
İlk kez orgazm olmayı öğrenmek, her istediğinde orgazm olabilmeyi öğrenebilmekten daha kolaydır.
Primer anorgazmisi olan kadınların bir kısmının, cinsel coşku düzeyleri pek yüksek değildir ve cinsel ilişkinin sadece “hoş” olduğunu düşünürler. Dokunulmak, öpülmek, okşanmak, ilgi çek-mek ve beğenilmek onlar için çoğu kez yeterlidir. Diğer taraftan, yüksek düzeyde cinsel tepki gösteren fakat orgazm olamayan kadınlarda bu durum büyük gerginlik yaratır. Emosyonel irritabilite, huzursuzluk ve vasküler genişlemeye bağlı pelvik ağrılar ortaya çıkabilir.
Orgazm varlığına veya yokluğuna ilişkin öykü alırken, önemli olan, kadının yüksek düzeyde cinsel gerginlik ve coşkudan sonra rahatlama ve gevşeme hissi duyup duymadığının sorulmasıdır. Orgazm tanımı bireylere göre çok değişkendir, bazı kadınlar bu de-neyimi tanımlayacak sözcük bulamazlar. Karakteristik olarak, yük-sek gerginliği izleyen rahatlama ve gevşeme orgazmın evrensel bir göstergesidir.
Orgazma ulaşamayan kadınlarda, aşağıdaki sorunlardan bir ve-ya birkaçı mevcuttur:
l-Sosyo kültürel yasaklamalar, “Sen yapmamalısın… Bu yasak-lamaların en azından bir bölümü, yoğunluğu farklı da olsa, evrenseldir. Bu sosyo kültürel yasaklamalar, öğretici olabilecek masturbasyon veya diğer şekil cinsel deneyimleri de engeller.
2-Bilgisizlik. Seks ve cinselliğe ilişkin bilgi eksikliği, normal cin-sel gelişmeyi önemli ölçüde engeller. Yaşamın hemen hemen tüm diğer konularında çocuklarımıza, bunları kullanabilecek duruma gelmeden çok önce, önemli ölçüde bilgi sağlarız. Buna karşılık geleneksel kültürel yapımızda, cinsel bilgisizlik, özellikle kadınlar için bir erdemdir. Neyse ki bu yapının yavaş da olsa değişmekte olduğunu görüyoruz.
3-Duyarlı, bilgili, sıcak, yaşamı seven bir kadının, nasıl olduğuna ilişkin yeterli rol modelinin bulunmayışı. Çoğu zaman böyle bir rol modeli olarak anne, teyze, abla seçilirse de bazı kızlar başka kadınları da alabilirler. Eğer uygun bir rol modeli yoksa, adolesan çağındaki kızların gelişimi önemli ölçü-de engellenir.
4-Aşırı dinsel inançlar. Din adamlarının önerilerinin ötesinde dinsel inançlar taşıyan kadın veya erkekler, cinsel açıdan da-ha az aktif olabilirler. Ancak, l00.000 kadın üzerinde yapılan Redbook araştırmasına göre, dini inançlarına daha bağlı olduklarını söyleyen kadınların, kendilerini Allah a inanmayan veya dinsiz olarak niteleyenlere göre cinsel açıdan daha aktif oldukları saptanmıştır. Bu nedenle cinsel fonksiyonları, dine bağlılığın değil, aşırı veya nörotik dinsel inançların olumsuz yönde etkilediği söylenebilir.
5-Güvenilir, emin, sosyal açıdan kabul edilebilir ve özel bir atmosferde, ödüllendirici ve destekleyici koşullarda deneyime girişme olanağını bulamama.
6-Eşin erken ejakülasyon sorunu olması (5. faktörle ilgili)
7-Eşin ereksiyon sorununun olması (5. faktörle ilgili)
Bu yedi faktör içinde en önemli olanlar ilk ikisidir.
Orgazm olmayı öğrenmek tek başına, bir eş ile birlikte, terapi grubunun bir üyesi olarak veya danışmanlık hizmetleri sonucunda, gerçekleştirilebilir. Eşin varlığı olmaksızın, kendi kendine stimülasyon, öğrenme sürecini büyük ölçüde kolaylaştırır. Kendi kendine stimülasyonu kabul etmeyenler ise, basınçlı bir su kaynağı veya vibrator kullanarak orgazm olmayı öğrenebilirler.
Sekonder Anorgazmi
Geçmişte orgazmik fonksiyonlar var iken, daha sonra bu yeteneğin kaybedilmesine sekonder anorgazmi denir. Orgazm olabilme yeteneğini yitiren kadınların çoğunda bir nedensel olay vardır. Bu olay alkolizm, depresyon, üzüntü, ilaçlar, hastalık, veya menopoza ilişkin östrojen azlığı olabilir. Neden, kadının cinsel değerler sistemini zedeleyen herhangi bir olay da olabilir.
Dikkatle soruşturulduğunda hemen her kadın, kendisinden, eşinden, ilişkilerinden ve cinsel etkileşimlerinden neler beklediğinin bilincindedir. Bunlar kabaca, biyofiziksel ve psikososyal gereksinimler olarak sınıflandırılabilir. Bu gereksinimler doyurulmadığı sürece kadın cinsel açıdan tepkisiz kalacaktır. Karşılanmamış bir gereksinimin farkına varılıp düzeltildiğinde sorun genellikle çözülür. Bu cinsel değerler sıcak, rahat ve özel bir yer gereksinimi kadar basit olabileceği gibi, güven, aşk, saygı ve içtenlik gereksinimi gibi, çok daha karmaşık olabilir.
Koşula Bağlı Anorgazmi
Bazı kadınlar, bazı özel durumlarda, orgazm oldukları halde, koşullar değiştiğinde orgazma ulaşamazlar. Çok sayıda kadın kendi kendine stimülasyon, eşinin elle veya oral stimulasyonu veya vibratör kullanarak orgazm olabildikleri halde, sadece penis-vajen ilişkisiyle orgazma ulaşamazlar (veya kadın, sadece belli bir eş ile orgazm olabilir). Bu gibi durumlar hastalık olarak ele alınmamalı, normal cinsel davranış sınırları içinde kalan bir varyasyon olarak kabul edilmelidir. Ancak kadın, bu cinsel davranışının değişmesini istiyorsa yardım önerilmelidir.
Bu tür yakınmaları olan kadınlar, tek başlarına veya eşleri ile birlikte, orgazm olmasını önleyen faktörlerin neler olduğunu belirlemeye çalışmalıdırlar. Bu faktörler yorgunluk, başka duygusal bozukluklar, cinsel ilişkide bulunmak istemediği halde zorlanma veya eğinin cinsel fonksiyon bozukluğu olabilir. Kadına, gereksinimlerini eğine daha iyi anlatması, sorunu nedeniyle endişelenmemesi, başarmaktan çok, duygularına önem vermesi ve istemli kas kasılmaalrını artırması öğütlenebilir.
Bu gibi insanlarda, “kadın üstte” olduğu pozisyonlar önerilebilir. Bu pozisyon klitorisin penis tarafından daha çok uyarılmasına ve kadının hareketlerini daha iyi kontrol edebilmesine olanak sağlar. Ayrıca, “köprüleme”de yararlı bir teknik olabilir.
“Köprüleme”, başarılı olan cinsel uyarı tekniğinin, istenen teknikle birlikte kullanılarak vücuda, istenen teknikle orgazm gerçekleştirmenin öğretilmesidir. Örneğin, el stimulasyonu ile orgazm olduğu halde penis-vajen ilişkisinde bunu başaramayan kadınlara, düzenli olarak, bu iki tekniğin birlikte uygulanması önerilir. Bu eğitim süreci, çoğu kez bir yıldan uzun süre alır.
Raslantısal Anorgazmi
Bazı kadınlar, orgazm olabildikleri halde, orgazm sıklığını kendileri için yeterli düzeyde bulamayabilirler. Daha sık orgazm olabilmeyi isteyen bu kadınlar, genellikle gergin ve dikkatleri kolayca dağılabilen bir yapıya sahiptirler veya tepkilerini artıracak kas kasılmalarını kullanmazlar. Bu tip kadınlar, kontrollerini kaybetmekten, içgüdüleri ile hareket etmekten hoşlanmazlar. Yaşamlarının diğer alanlarında da kontrollü hareket etme isteği ön plandadır, çoğunlukla konularında uzman, saygın, çeşitli mesleki ve sosyal kurumlarda sorumluluk alabilen kadınlardır. Ev hanımı olarak titizdirler. Diğer taraftan, seksten çok fazla hoşlanmazlar. Terapi, cinsel duyguları her zaman kontrol etme gereksiniminden vazgeçmeye yönelmelidir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.