Safra kesesi taşları ve zararları

Safra kesesi taşları ve zararları
Dr. Safra kesesi taşı nedir, nasıl anlaşılır? İşte cevapları…
Avrasya Hospital Başhekimi ve Genel Cerrahi Uzmanı Op. Eğer bu ağrılara safra kesesi taşları neden oluyorsa, tedbir almazsanız ciddi hastalıklar kapınızı çalabilir. Hüseyin URLU mide ön kısmında ve karın üst kısmında ağrılarla kendini gösteren “Safra Kesesi Taşları” hakkında sizleri aydınlatıyor.
Karnınızın sağ üst kısmında, midenizin hemen üstünde hissedeceğiniz ağrıları sakın ola hafife almayın

Safra kesesi taşları
Safra kesesi hastalıkları genel cerrahinin önemli hastalıklarındandır. Özellikle safra kesesi taşları, buna bağlı iltihapları ve safra yollarında tıkanma yapmasıyla oluşan sarılıklar cerrahinin çok sık uğraştığı hastalıklardandır.
Safra kesesi; karın sağ üst kısmında, karaciğerin altında, yaklaşık 50 ml’lik büyüklükte safra depolayan bir küçük armut görünümünde bir organdır. Karaciğerde, yapılan safra, safra yolları vasıtasıyla safra kesesine gelir burada depolanır. Yemek yeme esnasında ve sonrasında alınan gıdaların özellikle yağların sindirimi için içindeki safrayı kasılarak yine koledok denilen safra yolu vasıtasıyla on iki parmak bağırsağına fışkırtarak boşaltır.
Günde ortalama karaciğerde 0, 5-1, 5 litre safra yapılır. Safra kesesi ve safra yollarında beklemede olan safradan safra taşları, safra çamuru oluşur. Safra yollarına nazaran, safra kesesinde taş oluşumu çok daha fazladır.
– En çok kolesterol taşları %75, sonra pigment taşları %25 görülmektedir.
– Dünya üzerinde görülme sıklığı ülkeden ülkeye değişmektedir.
– Yaş arttıkça ve kadınlarda safra kesesi taşları daha sıklıklar görülmektedir.
– 40 yaşın üzerinde her 5 yılda toplumun %3 ünde safra kesesinde taş oluşma ihtimali vardır.
– Gelişmiş ülke ve toplumlarda safra kesesi taşları daha sıktır.
Safra kesesi taşlarında klinik belirtiler
– Safra kesesi taşları
– Safra kesesi ve safra yolları iltihapları
– Tıkanma sarılıkları
– Sekonder Bilier Siroz
– Pankreatitler
– Safra yolları kanserleri gibi hastalıkların oluşumuna neden olabilmekte. Gerek safra taşları gerek oluşan bu hastalıklarla ilgili çeşitli belirtiler görülmektedir.
Ağrı
Klinik olarak en çok ağrı ve özellikle kolik tarzında (şiddetlenip yavaşlayan) ağrılar görülmekte. Safra kesesi taşları olan hastaların 1/3 ünde kolik tarzında ağrılar olmaktadır. Sıklıklar yemeklerden sonra olmakta ve taşın veya taşların safra kesesi kanalının (Sistik kanal) ağzının tıkanmasıyla olur. Ağrı ani ve şiddetli başlar. Yavaş yavaş azalıp geçebilir. 3 saat kadar sürebilir. Ağrı daha çok mide ön kısmında ve karın sağ üst kısmında olur, sırta ve küreklerin arasına bazen kalp bölgesine vurur.
İltihaplanma oluşmuşsa akut veya kronik iltihapta ağrılar daha uzun sürelidir, bulantı, titreme ve ateş nöbetleri eklenebilir.
Ağrılar atak tarzında veya uzun süreli zaman zaman tekrarlayabilir.
Karın sağ üst kısmında ellemeyle hassasiyet fark edilir (Murphy bulgusu ) veya ele bir dolgunluk kitle gelebilir.
(Çevre organların omentum vs. yapışıklığı). İltihaplı kese apse yapabilir delinebilir. Akut batın dediğimiz çok ciddi sorunlara neden olabilir.
Sarılık
Safra kesesindeki taşların safra yollarına düşmesiyle, safra kesesi kanalına veya safra kanalına (Koledok) yada safra kesesinin iltihaplanmasıyla sarılık meydana gelir. Akut iltihaplanmalarda sarılık hafiftir. Safra yollarının taşla tıkanmasında ise sarılık fazladır.
Siroz belirtileri
Safra yollarında sık sık tıkanma ya da uzun süren tıkanmalar veya iltihaplar olursa bir karaciğer hastalığı olan siroz meydana gelebilir. Dolayısıyla karaciğer yetmezliği belirtileri vücutta şişmeler, karın şişliği (Assit), kanamalar (Yemek borusunda varis kanamaları) görülebilir.
Pankreatit oluşmuşsa, buna bağlı şiddetli karın ağrıları, kuşak tarzında bele ve sırta vuran ağrılar, kusma, bulantı yapar. Çok ciddi klinik tablolar yaratabilir.
Safra kesesi taşları ve sebep olduğu hastalıklar, uzun sürede safra kesesi ve safra yolları kanserlerine neden olduğu bildirilmektedir. Bunun yanında hiç bir belirti vermeyen safra kesesi taşları vardır.

Safra kesesi taşlarıyla ilgili bu bulguların bir kısmı başka hastalıklarda da görülebilir. En çok mide, bağırsak, böbrek hastalıkları, Akut Appandisit, planit, zatüre, anjima pektaris, ocort anevrinmosı, perikandit, spinal nevpolji deki bulgularla benzerlik gösterebilir.
Teşhis ve ayırıcı teşhis için
Laboratuar tetkikleri; Hemopon sedimontaşyon kan bilirubinleri, Alkoli fosfataz tromsaminozlar, amilaz, lipaz, Protrombim zamanı INR, idrar tahlili gibi tetkikler yapılır.
Radyolojik tetkikler; ayakta direkt batın grafisi çekilir. Ülser delinmesi, bağırsak düğümlenmesi tıkanmasının ayırıcı tanısında çok işe yarar. Eskiden sık yapılan tetkiklerden safra kesesi ve safra yolları ilaçlı filmleri artık pek yapılmamaktadır.
Ultrasonoğrafi; safra kesesi taşlarını ve diğer hastalıklarını tespit etmede çok başarılıdır. Uygulaması basit ve rahatsız edici olmadığı için çok yaygın olarak kullanılmaktadır.
Kese içindeki taşlar, büyüklükleri sayıları, kesede veya safra yollarında tıkanma, genişleme, iltihap olup olmadığını kese duvar kalınlığını, çevresinde apse veya sıvı olup olmadığını ortaya koyar.
Nadir durumlarda ek tetkik olarak ERCP (Endoskopik Retroprad pankreato-kalangiografi ve BT (Bilgisayarlı Tomoğrafi ) ye ihtiyaç olur.
ERCP; Endoskopik olarak mide ve duoden (on iki parmak bağırsağı )geçilip pankreas kanalı ve safra kanalının on iki parmak bağırsağına açıldığı ağız olan papilla vateniden girerek safra yollarına girilip, safra yollarının ve pankreatik kanalın görüntülenmesi işlemidir. Burada gerçek patoloji ortaya konur. Safra yolunda taş, papillada darlık, tümör olup olmadığı tespit edilir. Taşsa alınır, darlıksa açılır, genişletilir, gerekirse biopsi alınabilir stent konabilir.
BT (Bilgisayarlı Tomoğrafi); Pankreastaki tümörleri veya çevresindeki kitlesel lezyonları gösterebilir. MR ve Sintigrafi nadiren kullanılmaktadır.
Safra kesesi taşlarının tedavisi
Safra kesesi taşlarında tedavi kesin olarak cerrahidir. Özellikle atak geçinen, iltihaplı, sarılıklı ve ek organ hastalıklarına neden olma riski yüksek hastalarda, acil ameliyatlara ihtiyaç vardır. Gecikilen vakalarda ağır komplikasyonlarla karşılaşmak mümkündür.
Safra kesesi ameliyatları 1987 den önce açık ameliyat şeklinde yapılırdı. Bu tarihte dünyada yeni uygulanmaya başlanan endoskopik cerrahi (Minimol invazit cerrahi) ile laparoskopik olarak yapılmaya başlandı. Kısa sürede ülkemiz dede bu ameliyatlar (1990-91) laparoskopik yapılmaya başlandı ve süratle yayıldı.
Laparoskopik safra kesesi ameliyatlarında hasta kısa sürede taburcu olabilmekte (1gün)ve işine dönebilmekte, ameliyat sonrası ağrıları az olmakta, ameliyat yarası yok sayılabilecek boyutta ( 2 adet 1cm. 2 adet 0, 5cm olmak üzere) 4 delikten ibarettir. Hasta ve Operatör tarafından öncelikle tercih edilmektedir.
Daha önce karın ameliyatı geçirmişlerde, safra kesesi ve safra yolları anomodilerinde açık ameliyatlar tercih edilebilir.
Son 10-20 yılda tıbbi teknolojilerde hızlı gelişmeler safra kesesi hastalıkların teşhis ve tedavisinde çok işe yaramış, hastalar bundan çok istifade eder olmuştur.
Ultrasonografinin teşhiste kazandırdıkları
ERCP nin teşhiste ve tedavide kazandırdıkları, laparoskopik Kolesistektamis ile tedavideki kazandırdıkları çok büyüktür.
Tıkanma sarılığı yapmış hastalarda 15-20 günde ancak hastaneden çıkabilecek olan hastalar 1-2 günde hastanelerden çıkabilmekte ve ağrı sıkıntı çekmemektedir.
Bir önceki Cinsel isteksizliğin çareleri başlıklı konumuzda cinsel isteksizlik, erken boşalıyorum ve erken boşalıyorum ne yapabilirim hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: safra kesesındekı tasın zararları, safra kesesi taşının zararları, safra kesesinde tas nasil atilir iyi gelen şifalı bitkiler, safra kesesı tası kanser belırtısı nasıl anlasılır, safra kesesi taşı bekletildigi zaman zarari nedir

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.