->
Bu sayede, her türlü vitamin ve mineralini yeterli miktarda alınacağı için güçsüz, halsiz, mutsuz olma gibi endişelerin ortadan kalkacağını kaydeden Süme, kış ayları ile birlikte enfeksiyonlara yakalanma riskinin de ortadan kalkmış olacağının altını çizdi.
Uzmanlar yaz aylarında verilen kiloların kışın gelmesiyle birlikte yeniden alındığını belirtiyor. Yaz aylarında verilen kiloların kışın gelmesiyle birlikte yeniden alındığını belirten uzmanlar, kış aylarının daha hareketsiz geçirilmesi nedeniyle kilo alımına karşın dengeli beslenmeyi öneriyor.
Hastalıklardan korunmak ve bağışıklık sistemini korumak adına yeterli ve dengeli beslenmenin kış aylarında daha da önem kazandığını belirten Söme, şöyle devam etti:
“Bunun yanında kış ayları ile birlikte soğuktan korunmak adına evde veya kapalı yerlerde hareketsiz geçirilen zaman artar, bunun yanında soğuk hava metabolizma hızını az da olsa arttırır ve kişi enerji ihtiyacını sağlayabilmek adına daha fazla yeme isteği duyabilir.
Özel Bahar Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Ruhan Süme, dönemsel olarak sağlıklı beslenmeden öte, yeterli ve dengeli beslenmenin çok önemli olduğunu belirtiyor
Bu istek karbonhidrat ve yağdan zengin besinlerle giderildiğinde kilo artışı görülmektedir.
Kışın hastalıklardan korunmak adına vitamin, mineral ve antioksidan alımımızı arttırmalıyız. Bunun için A, C, E vitaminleri ile bağışıklık sistemimiz için önemli olan demir, selenyum gibi mineralleri besinler yolu ile yeterli miktarda almalıyız.”
Kışın alınan kiloların önüne geçmek için ise yeterli ve dengeli beslenin önemine değinen Söme, şu önerilerde bulundu:
“Öğün sayısını arttırıp içeriğini azaltmak oldukça önemlidir. Düzenli olarak 3 ana ile 3 ara öğün tüketmeliyiz ve ara öğün tercihimizi meyvelerden yana kullanmalıyız. Porsiyonlarımızı küçük tutup bunu alışkanlık haline getirmeliyiz. A vitamininden zengin olan havuç, brokoli, kayısıyı, C vitamininden zengin olan kuşburnu, yeşil yapraklı sebzeler, turunçgilleri E vitamininden zengin olan karışım olarak kullanılacak olan sıvı yağları, demirden zengin olan kuru meyve, pekmez, et ve et ürünlerini ve selenyumdan zengin olan deniz ürünleri, yağlı tohumları ana ve ara öğün olarak dengeli bir biçimde tüketmeliyiz. Seçtiğimiz pişirme yöntemi ve süresi oldukça önemlidir. Bunlardan birkaçı; yağda kızartma ve kavurmalardan kaçınılmalı, sebzeler önce yıkanıp sonra doğramalı ve az su ile pişirilmeli, kuru baklagillerin ıslatma suyunu atılıp, pişirme suyunu atılmamalı, yumurta 8-10 dakikadan uzun süre pişirilmemelidir. Su tüketimi oldukça önemlidir. Günde 8-10 bardak su içmeliyiz. Su içmeyi alışkanlık haline getirmeli içmek için susamayı beklememeliyiz.”
Bir önceki Beynin en iyi dostu ceviz başlıklı konumuzda beyin dostu, beyin yorgunluğu ve sinir sistemi hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.