->
Bazı kodlamalar, ufak anımsatıcılarla size kabus gibi gelen, akılda tutması en zor olan şeyleri bile kolayca hatırlayabilirsiniz.
Dün akşam yediğiniz yemekleri bir çırpıda sayabiliyor musunuz? Peki ya eşinizin doğum gününü, telefon numaranızı veya banka şifrenizi bir yere yazmadan aklınızda tutabiliyor musunuz? Eğer cevabınız ‘hayır’sa üzülmeyin, çünkü çağımızda pek çok kişi bu tip hafıza problemleri yaşıyor.
Unutkanlığa son Yavaş yavaş her şeyi unutuyor musunuz?
Hafızanızı güçlendirmenin yolları için haberi dikkatli okumanız yeterli…
İşte, evde, her yerde veri bombardımanına maruz kalıyor ve yavaş yavaş her şeyi unutuyorsanız, hafızanızı güçlendirmek için, gereksiz e-mailleri okumamak gibi basit formüller deneyebilirsiniz.. Hafıza güçlendirme ile ilgili merak edilenleri, Alge Eğitim Danışmanlık’ta etkin hafıza dersleri veren Tuğrul Türkan anlattı.
ÖĞRENME HİÇ BİTMEZ
* Bilgilerin ilk olarak aktarıldığı kısa dönemli hafızanın kapasitesi çok sınırlıdır. Aslında her şey teknikte bitiyor
Algılar devamlı sürer. Dış dünyadan yeni duyumlar alırız. Yeni bir şey işitiriz, bir şey okuruz, bir fikir aklımıza gelir. Yeni verilerin ön belleğe girebilmesi için de, eskileri boşaltırız, yani unuturuz. Özetle, unutmanın bu kadar çabuk olmasının iki temel sebebi vardır: Aynı anda az veri akılda tutabilen bir bellek yapımız vardır ve yeni bilgiler eskileri dışarı iter.
* Hafızayı; ‘yaşananları, deneyimleri zihne kaydetme, zihinde saklama ve hatırlama gücü’ olarak tanımlayabiliriz. Örneğin bir insanla tanıştığınızda, önce o kişinin ismini zihninize kaydedersiniz, zihinde bir yerlerde saklarsınız ve o kişiyle tekrar karşılaştığınızda ismini hafıza deponuzdan geri çağırırsınız, yani anımsarsınız.
* Hafıza temelde iki bölümden oluşur: Bilgilerin ilk olarak depolandığı kısa dönemli hafıza ve kalıcı bilgilerin saklandığı uzun dönemli hafıza.
* Kişilerin hafıza seviyeleri birbirinden farklıdır. Bu farkı yaratan birçok faktör var. İlgi, dikkat, gereksiz bilgiyi filtreleme, gözlemin keskinliği ve tabii ki zihinsel davranışlar arasındaki farklar.
* İki kişiye 20 kelimelik bir liste okunduğunda ve bir dakika sonra hatırladıklarını yazmaları istendiğinde, sadece kelimeleri içinden tekrarlayarak ezberlemeye çalışan kişi, en fazla yedi-sekiz tanesini anımsayabilir. Öte yandan, dinlerken kelimeleri belirli bir mantıkla gruplayan, sınıflandıran, eski bilgileriyle ilişkilendiren, görselleştiren kişi ise muhtemelen hepsini ya da büyük çoğunluğunu kolayca hatırlayacaktır.
OFİS VERİMİ DÜŞÜRÜYOR
* Açık ofis sistemi bir yandan şirketlerin hiyerarşik yapılarını yumuşatırken, diğer yandan da üretkenliği düşürüyor. Konsantrasyonun dağılması temelde iç ve dış uyarıcılarla bağlantılıdır. Açık ofis ortamı içerisinde çalışanların herhangi bir kesintiye uğramadan çalışmalarını devam ettirmeleri çok zor.
* Bir telefon zili, cep telefonu mesajı, e-posta ya da iş arkadaşınızın konuşmasıyla dağılıyorsunuz ve çalıştığınız konuya tekrar odaklanabilmeniz 10-15 dakikanızı alıyor. Bu da oldukça verimsiz bir ortam yaratıyor. Yapılan bir araştırmada sık sık e-posta kesintilerine uğrayan çalışanların IQ’larının 10 puan düştüğü gözlemlendi.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.