->
Ancak trabeküler ağ ve Schlemm kanallarında dejenerasyonlar gelişmiştir. Hastalık genellikle 30 yaşın üstündeki kimselerde görülür. Açık açılı glokom vakalarında iris-kornea açısı normaldir.
AÇIK AÇILI GLOKOM: Primer glokomların % 9O’ı açık açık glokomdur. Bunun sonucu olarak kamara sıvısı yeterince emilemez ve göz içinde birikerek göz içi basıncının artışına, glokoma neden olur .Bazı vakalarda ise kamara sıvısının normalden fazla salgılandığı görülmüştür
Göz içi basıncı herhangi bir nedene bağlı olarak artsa da sonuç değişmez. Artmış olan göz içi basıncı kornea, iris, silier cisim, lens, retina ve optik sinirde dejenerasyona yol açmaktadır. Açık açılı glokom ailesel bir hastalık olarak ortaya çıkmaktadır. Normalde göz içi basıncı 12-20 mm./cıvadır. Açık açılı glokomda göz içi basıncı 22-45 mm./cıva gibi geniş bir sınır arasında yükselmiş olabilir. Vakalar genellikle her iki gözü de etkiler. Ancak her iki gözdeki basınç artışı, birbirinden farklı olabilir.Açık açılı glokomun hasta tarafından farkedilebi-lecek olan erken bir belirtisi yoktur. Görme azalmasının hasta tarafından farkedilmesi, ancak hastalığın ilerlemiş dönemlerine rastlar. Baş ağrısı hastalar tarafından fark edilebilecek olan ilk belirtilerdendir. Göz doktoru için, özel aygıtlarla bakıldığında, erken belirtilerin en önemlisi pupilia kenarının incelmesidir. Pupilla çukuru zamanla derinleşir ve genişler. Damarlar nazal tarafa itilir ve çukurluk olan yerde atrofi gelişir {atrofi beyaz renkli görülür) Hastalığın tedavisinde önce ilaçlar denenmelidir. Bunların yetersiz kaldığı vakalarda ise cerrahi tedavi denenmelidir. Gözbebeklerini daraltıcı bir ilaç olan “Pilokarpin” kamara sıvısının toplardamar sistemine emilmesini çoğaltmaktadır. % 1-4′lük pilokarpin eriyiklerinin günde 5 kez göze damlatılması yeterli olabilmektedir. Pilokarpine karşı allerji olan hastalara ise “Karbakol” adlı ilaç damlatılır. Her iki ilaç da asetil kolin gibi etki ederler, yani kolinerjik ilaçlardır. Demekarium bromid ve ekotiofat iodid adlı ilaçlar ise asetil kolinin parçalanmasını önleyerek, gözbebeklerinin daralmasına (miozis) yol açarlar. Antikoliner-jik denilen bu son iki ilaç katarakta neden olabilirler. Epinefrin adlı ilaç kamara sıvısının salgılanmasını azalttığı gibi, toplardamar sistemine emilimini de arttırmaktadır. Bu nedenle açık açılı glokom vakalarında sıklıkla kullanılan bir ilaçtır. İlaç uzun etkilidir, gözbebeği daralmasına da neden olmaz. İlaç % O.5-2′lik eriyikler halinde günde 1-2 kez göze damlatılarak kullanılır. “Asetazolamid”, ‘ ‘Diklorfenamid”, “Metazola-mid” gibi ilaçlar kamara sıvısı salgılanmasını azaltıcı bir etkiye sahiptirler. Bu ilaçların uzun süre kullanılması böbrek taşına neden olabilir. İlaçlarla kontrol altına alınamayan açık açılı glokom vakalarına cerrahi tedavi uygulanmalıdır. Unutulmaması gereken nokta şudur: Tedavisi Önemsenmemiş glokom vakaları körlükle sonuçlanırlar.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.