->
Mehmet Çelik anlattı:
Ağrı kesicilerin bilinçsiz kullanımı ağrıyı dindirmediği gibi “ psikolojik anlamda” etki etmekten öteye gidemiyor.
Uz.
Ağrı kesiciler en fazla tüketilen ilaç gruplarının başında geliyor.
“Bir ağrı kesici alayım da başımın ağrı geçsin” diyor musunuz?
“Bu ilacın tadı kötü, beni iğne alayım.” “Ağrımın şiddeti biraz daha artsında hapı öyle alayım…”Ağrısı olan kimselerden sıkça duyduğumuz ve “olağan” karşıladığımız bu cümleler aslında büyük bir yanılgıya işaret ediyor. Dr
Kimi zaman sıradan bir diş ağrı, kimi zaman uzun süre devam eden kronik ağrılar için yıllardır ağrı kesici ilaç kullanılır. Bu ilaçlar çoğu kez hekim kontrolü olmadan kulaktan dolmak bilgilerle ya da artmış ilaçları bulunan komşudan alınarak temin edilir. Ancak son yıllarda tıp alanında sağlanan hızlı gelişimle birlikte ağrı kesiciler konusundaki birçok geleneksel bilgi de geride bırakıldı. Ağrı kesici ilaç kullanımıyla ilgili çeşitli temel ilkeler ortaya konmuştur. Bu ilkelerin amacı, tüm dünyada ağrı kesici ilaç kullanımını belirli standartlara bağlamak ve ağrı hastalarını etkili- yeterli tedaviye kavuşmalarını- ilaçların yan etkilerine maruz kalmalarını önleyerek- sağlamaktadır.
Ağrı kesici ilaç kullanımının temel ilkeleri
Öncelikli olarak tercih edilmesi gereken ağız yoludur! Ağızdan ilaç kullanmak en ağrısız ve zahmetsiz yoldur. Bu nedenle mümkünse ağız yolundan kullanılan tablet ya da kapsüllerle ağrının kesilmesi tercih edilmelidir. Oysa özelikle toplumumuzda ağız yolundan kullanılan ilaçlar küçümsenmekte ve halk arasında iğne olarak tabir edilen kas içi ya da damar içi ilaçların daha etkili olduğuna inanılmaktadır. Bu nedenle, “iğne yazan doktor iyi doktordur” şeklindeki yanlış kanaat yaygındır. Bu gün ağızdan kullanılan pek çok ağrı kesici, kas içi ya da damar içi kullanılan ilaçlardan çok daha etkilidir. Ağız yolu dışındaki ilaç uygulama yolları ise yutma zorluğu, kusma gibi ağızdan ilaç alımını engelleyen durumlar varsa tercih edilir.
İlaç seçimi bir basamak sistemi içinde gerçekleşmelidir. Ağrı kesici ilaçlar etki güçlerine göre 3 gruba ayrılır. Hastanın bu basamakların hangisinde başlayacağına ağrının şiddetine göre karar verilir. Tedaviye başladıktan sonra da hasta hekimi tarafından uygun aralıklarda yeniden değerlendirilmeli ve ilaçların etkileri- yan etkileri göz önüne alınarak ayarlamalar yapılmalıdır.
İlacın dozu kişiye göre değişir. Ağrının “kişiye özgü” olması durumu, tedavisinin de kişiye özgü olması zorunluluğunu doğurur bu nedenle her ağrı kesici için önerilen dozlar var olsa da bu dozlar kesin değildir. Ağrılı hasta, hekimi tarafından düzenli aralıklar değerlendirilerek etkin doz kişiye göre belirlenmelidir.
Ağrı kesicileri ağrı geldikçe almak şeklinde kullanılmamalı, düzenli aralıklarla alınmalıdır. Ağrı kesici ilaçların ağrı ortaya çıktığın da kullanılması çok sık yapılan hatalardandır. Oysa özellikle kronik ağrılarda bu düzen uygunsuzdur. Kronik ağrı hastaları o anda ağrının varlığına ya da yokluğuna aldırış etmeksizin düzenli aralıklarla ilaçlarını kullanmalıdır. Bu şekilde ilacın kan düzeyinin dalgalanma göstermesinin önüne geçilmiş olur ve tedavinin etkinliği artırılır. İlacın düzenli kullanılması ve kan düzeyinin sabit kalmasını önleyen bir diğer hata ise öğelere göre ilaç kullanmaktır. Ağrı kesici ilaçlar sabah- öğle- akşam gibi öğünlere bağımlı kalınarak kullanılmalıdır. Çünkü öğün araları eşit değildir. Bunun yerine günlük ilaç dozuna göre belli saat aralıklarında ilaç kullanmak doğru olur.
Ağrı kesiciler bu prensiplere uyularak kullanıldıklarında tüm kronik ağrıların yüzde 85’inde etkili ve yeterli sonuç verebilmektedir.
Kaynak: Sağlık ve Yaşam Dergisi
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.