->
Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi Başkanı Doç. Dr.
Sağlık Bakanlığının, sağlık personeliyle belirli grupları domuz gribine karşı aşılamak üzere aldığı “A (H1N1)” aşıları Refik Saydam Hıfzıssıhha Merkezi (RSHM) Başkanlığı’nda incelenmeye başlandı. Aşılar 14 gün sürmesi beklenen analizler sonunda uygun bulunursa illere dağıtılacak. Mustafa Ertek, basın mensuplarına yaptığı açıklamada, Türkiye’ye getirilerek bakanlığın soğuk hava depolarına konulan 490 bin doz pandemik influenza aşısından rastgele seçilen 35 örneğin merkezin “Biyolojik Kontrol ve Araştırma Laboratuvarına” teslim edildiğini söyledi
Ertek, buradaki analiz sonuçlarının olumlu çıkması halinde aşıların uygulanmak üzere illere dağıtılacağını bildirdi.
“Aşıların ne tür analizlere tabi tutulacağı” sorusu üzerine Ertek, analizlerin Avrupa Farmakopesi tarafından belirlendiğini, dolayısıyla hangi aşıda hangi testlerin yapılması gerektiğinin belli olduğunu kaydetti.
Ertek, bu aşılarda influenzaya özgü testler de yapılacağını ifade ederek, bunlardan birinin “zararsızlık testi” olduğunu vurguladı. Bu testte kobay ve farelerin kullanıldığı hayvan deneyi yapıldığını, aşının enjekte edildiği hayvanların 1 hafta süreyle izlendiğini, zaman zaman kan alındığını belirten Ertek, 1 hafta sonra da kobaylarda “toksit etki olup olmadığına bakıldığını” söyledi.
Embriyonlu (döllenmiş) yumurtada da “inaktivasyon testi” yapıldığını dile getiren Ertek, bu testle inaktive bir virüs aşısı olan domuz gribi aşısıyla aktivasyon gerçekleşip gerçekleşmediğine bakıldığını anlattı.
Mustafa Ertek, aşıda bulunan antijenin enjekte edilen embriyonlu yumurtanın 1 hafta sonunda yapılan test sonucunda aktive olup olmadığına bakıldığını belirterek, “İnaktive dediğimiz, ölü virüs aşısıdır. Antijendeki bu virüsün tamamının ölü olması gerekir. Embriyonlu yumurtada bu test yapılıyor” dedi.
Bir başka testle aşının içerisinde uygun miktarda antijen bulunup bulunmadığına, yeterince bağışıklık sağlayacak antijen olup olmadığına bakılacağını ifade eden Ertek, bunun dışında fiziko-kimyasal diğer testler de yapılacağını bildirdi.
Doç. Dr. Ertek, göz muayenesiyle aşıda herhangi bir partikül olup olmadığına bakılacağını kaydederek, sterilite testiyle de aşıya bir mikrop bulaşıp bulaşmadığının inceleneceğini söyledi.
Ertek, “En uzun süren testimiz budur. 14 gün sürüyor. Diğerleri 1 haftada bitiyor. Yani 1 hafta sonra testlerimizin yüzde 90′ına yakını bitmiş olacak. Sadece bu sterilite için 1 hafta daha beklemek gerekiyor. Ama biz 1 hafta sonra aşı konusunda yüzde 90 oranında bilgi sahibi oluyoruz” diye konuştu.
Aşıyla ilgili tartışmalar
Doç. Dr. Mustafa Ertek, “Aşı konusunda özellikle civa içermesiyle ilgili tartışmalar yapıldığı”nın hatırlatılması üzerine, aşının, içindeki adjuvan ve civayla bir bütün olarak değerlendirildiğini söyledi.
Adjuvanın bir çok aşıda bulunduğunu, daha önce uygulanan aşıların da bu maddeyi içerdiğini belirten Ertek, “Tiomersel dediğimiz bir maddede ki civa bileşiği içerisinde vardır. Bu da bir çok aşıda koruyucu madde olarak zaten bulunmaktadır. Bu hem FDA’nın, hem Dünya Sağlık Örgütünün önerdiği miktarlarda bulunabilir. Bu da 5 mikrogramdan 50 mikrograma kadar değişebiliyor. Şu anki aşılarda civa oranı hem FDA’nın, hem de DSÖ’nün önerdiği miktarlarda” dedi.
Ertek, “Skualen” isimli maddenin ise uzun yıllardır diğer aşılarda da kullanıldığını ve çalışmalar yapıldığını ifade ederek, bu maddelerde ciddi bir yan etki ortaya çıkması halinde aşılarda kullanımına izin verilmeyeceğine dikkati çekti.
Tüm ilaç ve aşıların birtakım yan etkileri olduğunu, ama bu aşıda kamuoyunda tartışıldığı gibi bir yan etkinin söz konusu olmadığını vurgulayan Ertek, adjuvandan dolayı aşının yapıldığı yerde kızarıklık ve şişliğin diğer aşılara göre daha fazla olabileceğini bildirdi.
İnfluenza aşıları uygulandıktan 1 hafta sonra grip benzeri baş ağrısı, halsizlik, kırgınlık gibi belirtiler olabileceğini belirten Ertek, ancak bunların tolere edilebileceğini kaydetti.
Yan etki takibinin süreç içinde hem Türkiye’de, hem de diğer ülkelerde yapılmaya devam edileceğini anlatan Ertek, ama şu anda bir risk görülmediğini vurguladı.
Aşıda öncelikli gruplar
Aşının öncelikle sağlık personeline yapılacağını anımsatan Doç. Dr. Ertek, hacı adaylarının da Suudi Arabistan’a gitmeden önce aşılanacağını belirtti.
Domuz gribine daha çok 12-17 yaş grubundakiler yakalandığı için 6 ay ile 24 yaş arasındakilerin de aşılanacağını kaydeden Ertek, kronik hastalığı bulunanlara da risk grubunda olduğu için aşı yapılacağını söyledi.
Mustafa Ertek, kolluk kuvvetleri, Türk Silahlı Kuvvetleri mensupları, ulaşım hizmeti verenler gibi stratejik alanlarda görev yapanların da aşılanacağını dile getirerek, Türkiye’nin temin edebildiği aşı miktarının belli olduğunu, toplumun aşağı yukarı yarısına aşı yapılacağını vurguladı.
Aşı yapılanlar bağışıklık kazanacağı için virüs dolaşımda olduğu sürece aşının her yıl tekrarlanmasına gerek olmadığına işaret eden Ertek, “Virüs bir mutasyona uğrarsa, bu aşı etkili olmaz. O zaman mutasyona uğrayan aşı, mevsimsel influenza aşısının içine konulacak. Bu şekilde mevsimsel influenza aşısı olarak uygulanacak” dedi.
“Domuz gribi aşısı olmayı reddedenlerle ilgili ne gibi bir uygulamaya gidileceği?” sorusu üzerine de Ertek, “Aşı tamamen gönüllülük esasına göre yapılan bir aşıdır. Birisi kendisine ya da çocuğuna aşı yaptırmak istemezse yapılamaz. Ama bunun doğuracağı sorumluluklar da o aşıyı yaptırmayan kişiye ait olacaktır” diye konuştu.
Bir başka soru üzerine 2. partiyle 1 milyon dozun üzerinde aşı geleceğini belirten Ertek, risk gruplarının tamamına aynı anda aşı yapmanın mümkün olmayacağını, hastalığın yaygın olduğu illere öncelik verilebileceğini söyledi.
Ertek, aşının yetişmediği hacı adaylarının Suudi Arabistan’da aşılanacağını bildirdi.
Bir önceki Cinsel isteksizliğin çareleri başlıklı konumuzda cinsel isteksizlik, erken boşalıyorum ve erken boşalıyorum ne yapabilirim hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.