->
Ege Üniversitesi’nden Prof. Çağrı Büke, Batı Nil Ateşi hastalığını tedavi etmeye yönelik şu anda elde mevcut bir ilacın olmadığını söyledi.
Ege Üniversitesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Çağrı Büke, sinek ve sivrisineklerin ısırmasıyla bulaşan hastalığının ilk kez 1937 yılında saptandığını, 2000′li yıllardan sonra bu hastalığın daha yaygın olarak görüldüğünü ifade etti. Dr. Dr
Batı Nil Ateşi hastalığı belirtilerinin herkeste ortaya çıkmadığına işaret eden Prof. Dr. Çağrı Büke, şöyle konuştu:
”Hastalığa yakalandıktan sonra hastalık belirtilerinin ortaya çıktığı kişi oranı yüzde 20. Yüzde 80′inde hastalık belirtileri ortaya çıkmıyor. Hastalık belirtileri ortaya çıkan kişilerde 3-5 gün sonra kas ve eklem ağrısı, ateş yüksekliği, deride yaygın döküntüler baş gösteriyor.
Bu hastalıkta daha çok korktuğumuz, beyin zarı iltihabı ya da beyin iltihabına yol açan formları. Bunların da hastalık belirtisi ortaya çıkan kişiler içerisinde görülme sıklığı çok fazla değil. Genel ortalama yüzde 1 oranında bildiriliyor.
ABD’deki rakamlar biraz daha farklı. Bu hastalığın belirtilerinin görüldüğü kişilerin yüzde 40′ında menenjit, beyin zarı iltihabı, beyin iltihabı şeklinde seyreden formları görülüyor. Bunlar da çok ciddi sonuçları olan hastalıklar. Dünyadaki rakamlara baktığımız zaman bu hastalığa bağlı olarak ölüm oranının yüzde 4 olduğunu görüyoruz. Beyin zarı iltihabı veya beyin iltihabı gelişen kişilerde yüzde 14′lere çıkabiliyor” dedi.
Hastalığın belirtileri itibarıyla ‘iyi seyirli’ bir hastalık olduğunun söylenebileceğini dile getiren Prof. Dr. Büke, ”Hastalığı kesinlikle tedavi etmeye yönelik şu anda elde mevcut bir ilaç yok. Tüm dünya için bu böyle” dedi.
Prof. Dr. Büke, hastalığa neden olan virüsün yaz, ilkbahar ve sonbahar aylarında görüldüğünü belirterek, sinek ve sivrisineklerin bulunduğu bölgelerde uzun kollu kıyafet giyilmesini ve sinek kovucu maddelerin kullanılmasını önerdi.
1-2 saatte bir sinek kovucu maddelerin kullanılması gerektiğinin altını çizen Prof. Dr. Büke, sinek kovucuların göze değmeyecek şekilde yüz kısmına ve ellere sürülmesi tavsiyesinde bulundu.
Hastalığın organ ve kan nakliyle bulaşabileceğine dikkati çeken Prof. Dr. Büke, hastalığa yakalanan hamile ve emziren kadınların da hastalığı çocuklarına bulaştırma ihtimali bulunduğunu ifade etti. Prof. Dr. Büke, hastalığın solunum yoluyla bulaşma olasılığının olmadığını sözlerine ekledi.
Bir önceki Cinsel isteksizliğin çareleri başlıklı konumuzda cinsel isteksizlik, erken boşalıyorum ve erken boşalıyorum ne yapabilirim hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.