->
Beynin glikojen deposu yok denecek kadar azdır. Dakikada beyne ortalama 800 ml kan gider ve 77 mg glikoz bir dakikada kandan beyne geçer ve ATP’ye çevrilerek kullanılır. Ağırlığı vücut ağırlığının % 2′si olmasına rağmen, bazal şartlarda bir dakikada organizmanın kullandığı 25 ml 02′nin 50 ml’sini kullanır.
Yapılan araştırmalara göre, beyin kan akımı, bayanlarda erkeklerden daha fazla durumda. Bir çok gönüllü üzerinde yapılan çalışmaya göre, hayatın her döneminde kadınlar daha fazla beyin kan akımına sahip oluyor.
Beyin, organizmada metabolik aktif organlardan biridir
Onun için hipoglisemiden en fazla etkilenen organların başında beyin gelir.
Yapılan araştırmalarda beyin kan akımının, bayanlarda, erkeklerden daha fazla olduğu tespit edilmiştir. 140 sağlıklı kişide erkek ve kadın beyninde sağ hemisfer, sol hemisfer beyin kan akımlarını ölçerek karşılaştırılmış ve her iki hemisferde de kadınların beyin kan akımı erkeklerin beyin kan akımından önemli ölçüde yüksek olduğu bulunmuştur. Bu konuda 106 sağlıklı kişide yapılan araştırmada da, frontal sentral, temporal, paryetal, oksipital kortekste beyin kan akımı ölçülerek, erkeklerin aynı beyin bölgeleri ile karşılaştırılmaları yapılmış ve bütün beyin bölgelerinde kadınların beyin kan akımının erkeklerden yüksek olduğu ve en fazla farkın frontal kortekste olduğu tespit edilmiştir. Daha sonra yapılan çok çeşitli araştırmalarda da, hem total hem de bölgesel beyin kan akımı, kadınlarda erkeklerden yüksek olduğu vurgulanmıştır. Neden kadınların beyin kan akımı erkeklerden yüksektir? Bu gün bu sorunun cevabını tam olarak bilemiyoruz.
Frontal bölüm içerisinde bir de prefrontal kortesks vardır ki, bu bölge daha ileri entellektuel ve emosyonel davranışları ve tepkimeleri belirleyen daha üst görevlerden sorumludur. Prefrontal korteks tüm beyin korteksinin nerdeyse 1/3 ni kapsar. Prefrontal korteks genel olarak ahlaki yargıların, muhakeme etme, planlama, soyut (sembollerle düşünebilme) ve analitik düşünme merkezidir. Ayrıca sosyal sorumluluk gerektiren amaç yönelimli harekete geçmeyle liderlik özellikleriyle ilgili davranışlarımızın da düzenlenmesini sağlar. Prefrontal korteks; mutluluk, üzüntü, neşe, sevgi gibi duyguları hissedip, canlandırdığımız beyin bölümüdür. Limbik sistemimizde oluşan temel dürtü ve heyecanlarımızın tanımlanabilir duygu ve düşünceler olarak çevirisini yapar.
Bayanlarda beyinde özellikle frontal bölge de kan akımının fazla olması, bu bölge de ki fonksiyonların da azami düzeyde yapılmasına neden olmaktadır. Bu yüzden bayanlar sevgi, duygu ve aşk alanında erkeklerden daha yoğundurlar. Sevgiyi daha içten hisseder, aşkı daha yoğun yaşarlar ve duyguları uzun solukludur. Bağlandı mı kolay kopamazlar. Neşelerini ve üzüntülerini erkeklere göre daha derin yaşarlar. Depresyona da erkeklerden 2 misli daha fazla girerler. Duygusal dalgalanmalar bayanlarda daha ön plandadır. Özellikle çalışan bayanlarda frontal lob işlevleri çok ön planda olduğu için, bu bölge kan dolaşımına fizyolojik olarak daha çok ihtiyaç gösterir. Bu nedenle çalışan bayanlarda 5 misli daha fazla depresyon görülür.
Dorsolateral prefrontal korteks, sürdürülebilir dikkatin önemli bir bileşeni olan ‘işleyen bellek’ veya ‘kısa süreli bellek’ olarak adlandırdığımız fonksiyonun merkezidir. İşleyen bellek kısa bir süre için tuttuğumuz bilginin belli bir iş için kullanılması anlamına gelir. Örneğin bir telefon numarasını bir tabelada okuduktan sonra bu bilgiyi kullanarak numarayı çeviririz. Konuşmaya başladığımız andan itibaren numara aklımızdan silinmiştir. Yine dorsolateral prefrontal korteks, belleğin çağırma işlevinden (Bilgisayarlarda ki REM gibi) sorumludur; çağırma bir anının tekrar kullanmak üzere depodan çıkarılmasıdır. Alzheimer hastalığında dorsolateral bölgenin degenerasyonu sonucunda hafızanın, son bilgileri çağırma fonksiyonlarında aksamalar olur. Bilgisayarların REM bölümü gibi çalışan bu merkezin sistem dışı kalması, Alzheimer hastalığının en demonstratif belirtisi olarak karşımıza çıkar.
Araştırmacılar kadınların hematokrit değerinin erkeklerden daha az olduğunu ve periferik direncin düşük olduğunu dolayısıyla, kompansasyon için kadın beyin kan akımının fazla olduğunu ileri sürmüşlerdir. Fakat hematokrit değerleri ve kan PCO2 değerleri eşitlenen kadın ve erkek arasında aynı farkın devam etmesi, bu hipotezi çürütmüştür. Diğer ileri sürülen bir görüş de, kadın beyninin erkek beyninden % 9 daha küçük olması, dolayısıyla beyne fazla kan giderek bu farkı kompanse etmeye çalışmasıdır. Fakat kadın ve erkek beyninin vücut ağırlığına oranı arasında fark bulunmaması bu görüşü de zayıflatmıştır. Burada çok ilginç olan nokta, 38 yaşında kadın ve erkeğin beyin kan akımları arasındaki farkın, 58 yaşındaki erkek ve kadın arasında da devam etmesidir. Diğer bir deyimle yaşlanma ile kadın erkek arasındaki beyin kan akımı farkı ortadan kalkmamaktadır.
Beyin kan akımının yanında, beyin glikoz kullanımı da kadın beyninde erkek beyninden yüksektir Baxter ve arkadaşlarının, 7 erkek 7 kadın üzerinde beyin glikoz kullanımı ölçtükleri araştırmada; kadının bütün beyninin glikoz kullanım hızının, erkekten % 19 daha fazla olduğu gösterilmiştir. Araştırıcılara göre kadın beyninin glikoz kullanım hızının erkekten fazla olması ostrojen hormonundan kaynaklanmaktadır.
Mensturyal siklusa bağlı olarak yapılan ölçümlerde östrojen hormonunun düzeyinin en yüksek olduğu dönemde, kadın beyninin glikoz utilizasyonu en yüksektir. Kadın yaşlandığı zaman bu farkın ortadan kalkması, bu hipotezi destekler görünmektedir. Beyin glikoz kullanımının dişilerde fazla olduğu deneysel olarak da gösterilmiştir. 14C-desoksiglikoz kullanılarak sıçanların östrus siklusundaki günlerde ayrı ayrı beyin glikoz kullanımları ölçülmüş ve östrus siklusunun her basamağında, dişi sıçan beyninin glikoz kullanımı, erkek beyninden anlamlı şekilde yüksek çıkmıştır.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.