->
Böbreğin içindeki küçük taşlar şok dalgalarıyla ameliyatsız olarak kırılabildiğini belirten uzmanlar, ilaç tedavisi ve endoskopik cerrahinin de böbrek taşlarından kurtulmak için tercih edilebilecek diğer tedavi seçenekleri olduğunu belirtiyor…
İdrarda çözülemeyen ve atılamayan kristallerin bir araya gelmesiyle oluştuğu sanılan böbrek taşları insanların en çok acı çektiği hastalıkların başında geliyor. Volkan Ülker, 20 – 40 yaş arasında da daha sık rastlandığına dikkat çekiyor ve şu bilgileri veriyor:
“İdrar taşlarının oluşumu konusunda değişik teoriler var. Ancak bir kere oluştu mu tekrar etme olasılığı var. Çok eski çağlardan beri insanların yakasını bırakmayan bu hastalığın neden oluştuğu tam olarak bilinmiyor.
Böbrek taşlarının, kadınlara göre erkeklerde 3 kat fazla görüldüğünü söyleyen Üroloji Uzmanı Dr
Bunlardan biri, idrardaki bir maddenin yoğunluğunun artması sonucunda birtakım kristalleşmelerin oluşması. Bu kristaller bir odak etrafında birikip kar topu gibi büyüyorlar. En geçerli teori bu! Bunun dışında böbreğin iç kısmında papilla dediğimiz oluşumun üzerinde minik bir kristalin büyüyüp taş haline gelmesiyle ilgili bir teori var. Ancak asıl kabul edileni, idrardaki belli maddelerin yoğunluğunun artarak kristalleşmesi ve bu kristallerin taş oluşturması! Aslında taş oluşumunun tam olarak sebebi bilinmiyor.”
Yatalak ve yoğun bakım hastalarında, hayatında fazla hareket olmayan kişilerde taş oluşumunun daha kolay olduğunu belirten Dr. Ülker, “İdrar yolu enfeksiyonu geçiren kişilerde enfeksiyona bağlı olarak taş oluşumu daha kolay oluyor. Tüm bunların dışında bizim bilmediğimiz karanlık bir alan da var. Örneğin, yeterli miktarda su içen, ailesinde herhangi bir taş hastalığı öyküsü olmayan kişilerde de taş görülebiliyor.
Kimi zaman coğrafya da etkili olabiliyor. Örneğin sıcak ülkelerde çok daha fazla görülüyor. Dünyada güney yarım kürede daha sık görülürken, ülkemizin de güney ve güneydoğu bölgelerinde daha sık rastlıyoruz” diyor.
Böbrek taşı oluşan kişide 5 yıl içinde taş oluşumunun tekrarlama riski yüzde 40-50. Sürekli yatmak zorunda olan, belirgin bir meta-bolik problemi olan hastaların risk grubunda olduğunu hatırlatan Dr. Ülker, şöyle devam ediyor:
“Böbrek taşlarının oluşumunda risk faktörleri de çok etkili. Bazen doğumsal olarak enzim bozuklukları oluyor. Mesela idrarda taş oluşumuna sebep olan bazı maddeler var. Bunların yoğunluğu arttığında taş oluşabiliyor. Bir de tam tersi, böbrekte taş oluşumunu engelleyen birtakım maddeler var. Bu maddelerin azlığı, vücudun bu maddeleri az üretmesi de böbrek taşı oluşumu riskini artırıyor. Örneğin; sitrat maddesi. Doğuştan bu maddenin oluşumu azsa bu kişilerde taş oluşumu riski artıyor. Biz de bu maddeyi vücuda dışarıdan veriyoruz.”
Böbrek taşı ağrısı başka şeye benzemez!
Böbrek taşının en önemli belirtisi ağrı. İdrarda kanama da görülebiliyor ama her taş düşüren hastada kanama olmayabiliyor. Erken teşhis konusunda, “acaba taş var mı, yok mu?” diye düzenli görüntüleme yöntemi uygulanmasını risk grubunda olmayan kişilerde önermediklerini anlatan Dr. Ülker, “Biz, 40 yaşından sonra yılda bir kez doktor kontrolü tavsiye ediyoruz. Başka sebeplerle çekilen ultrasonlarda tesadüfen taşa rastlayabiliyoruz. Ya da nadiren, bazı kişilerde çok büyük bir taş oluşuyor ancak kişinin hiçbir şikâyeti olmuyor.
Kadınlar daha çok idrar yolu enfeksiyonu olduğu için, buna bağlı olarak böbrek taşı oluşabiliyor. 30′lu yaşlarla birlikte taş oluşma riski artıyor. Çocuklarda görülen taş probleminin altında ise sıklıkla metabolik bozukluk yatıyor ve tekrarlama riski daha fazla oluyor” diyor.
Bazı hastalıkların taş oluşumunu tetiklediğini söyleyen Dr. Ülker, “Örneğin gut hastalığı. Bu hastalıkta vücuttaki ürik asidin oranı artıyor. Ürik asit İdrar yoluyla atıldığından idrarda da ürik asit oranı artıyor. Bu asit kristalleşerek taş oluşumuna neden olabiliyor. O nedenle bir gut hastası taş açısından risk grubundadır.
Bazı hastalıkların tedavi aşamasında taş oluşumu riski artıyor. Ciddi travma geçiren, kemoterapi tedavisi gören kişilerde, menopoz sonrası kemik erimesine karşı kalsiyum takviyesi yapılan hastalarda risk fazla. Ailesel öykü, yeterli miktarda sıvı alınmaması, hareketsizlik, sağlıksız beslenme, magnezyum, kalsiyum ve B6 vitaminlerini yeteri kadar almamak veya çok almak da böbrek taşlarının oluşumunu hızlandırıyor” diyerek şöyle devam ediyor:
“Çok fazla miktarda kakao, çikolata, siyah çay, kolalı içecekler, kahve içiliyorsa risk artar. Fazla miktarda C vitamini taş oluşumuna sebep olabilir. D vitamini de fazla oranda alındığında bağırsaklardaki kalsiyum emilimini artıracağından idrardaki kalsiyum oranı artar ve taş oluşumu riskini doğurur.”
Böbrek taşı tedavisi nasıl gerçekleşiyor?
Taşın bulunduğu yere ve yarattığı probleme göre değişiyor. Eğer taş böbreğin içinde problem yaratmayacak bir yerdeyse ilk olarak yalnızca izlediklerini söyleyen Dr. Ülker, tedavi yöntemlerini anlatıyor;
“Hafif ağrı yapan taşlar kırılabilir. Bugün, böbreğin içindeki taşları ameliyatsız olarak şok dalgalarıyla kırabiliyoruz. Ancak bazı cins taşlar çok sert ya da çok büyük olabiliyor. Böylesi durumlarda taş kırma tedavisi yeterli olmuyor. Taşın cinsine, kimyasal yapısına göre İlaçlarla da ufaltmak mümkün olabiliyor. Ancak bu tedavi için taşın cinsini ve altta yatan metabolik sorunu bilmemiz gerekiyor. Bazen de dışarıdan verilen birtakım maddelerle idrardaki asit oranını düzelterek oluşan taşı ufaltabiliyor, yok edebiliyoruz.
Üreler denilen idrar kanalındaki 5 mm. ve altındaki taşların kendiliğinden düşme şansı yüksek ancak 5-6 milimetreden büyük taşların kendiliğinden düşme şansı daha az ve endoskopik cerrahi ile tedavi gerekebiliyor.
Cerrahi tedavide, çoğu zaman kapalı ameliyatlar yapılıyor. Endoskopik cerrahi dediğimiz bu ameliyatlarda, ya idrar yolundan optik bir aletle girilerek taş kınlıyor veya çıkartılıyor ya da ciltten böbreğin içine girilip taş kırılarak dışarı çıkarılıyor. Taş düşürmek çok acı verir. Migren ağrısıyla birlikte en şiddetli ağrılardan sayılabilir. Bu yüzden, böyle bir durumda Önce ilaçla ağrıyı kesiyor, sonra tedaviye başlıyoruz.”
Taş oluşumunun önlenmesi için; günde en az 1,5 litre olmak üzere bol su içmek öneriliyor. Çay, kahve, kolalı içecekler, süt ve süt ürünlerinin ise aşırı miktarda tüketilmemesi gerekiyor.
Bir önceki Cinsel isteksizliğin çareleri başlıklı konumuzda cinsel isteksizlik, erken boşalıyorum ve erken boşalıyorum ne yapabilirim hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: bobrek ameliyatinda sonda çıkarmak acı verirmi, böbrek taşı nasıl düşürülür, bobrek tasini ameliyatsiz lazerle alma, disardan bobrek tasi nasil kirilir
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.