->
Yeni doğan bir bebeğin penisinin ereksiyon haline geçmesi seyrek olmayan bir durumdur. Ayrıca, yeni doğan bir zenci bebeğin skrotumu genellikle, derisinin diğer kısımlarından daha önce koyu bir renk kazanmaktadır. Erkekler
Yeni doğan erkek bebekte skrotum (testis torbası) nispeten büyüktür. Skrotumun büyüklüğü kalçadan doğum sonucunda artabilir. Yeni doğan yavrunuzun penisinin sünnet derisini tamamen geri çekemiyorsanız endişe etmeyin
Deri genellikle hâlâ penisin ucuna bağlı durumdadır ve asla geriye doğru zorianmamalıdır.
Bu karakteristik niteliklerin hiçbiri bir tehlike işareti değildir. Ancak, erkek genital organlarında anomaliler görülmesi de seyrek bir olay değildir ve bazıları tedavi gerektirir.
“Fimozis”, sünnet derisinin.sünnetsiz penisi kaplayan deri kıvrımının geri çekilmesini (penis başının dışarı çıkmasını) olanaksız kılacak şekilde dar olmasıdır. Bu kusur ya doğuştan olur, ya da bir enflamasyon sonucunda ortaya çıkar. Giderilmesi için bazen küçük cerrahi müdahaleler gerekebilir.
“Parafimoz”, sünnet derisinin çok fazla büzülüp kalıcı olarak çekilmiş olarak kalması durumudur. Bu durum ciddi ve ağrı verici bir şişliğin oluşmasına yol açar. Erken belirlenmesi durumunda penisin ucuna nazik ama tok şekilde basınç uygulanarak şişliğin azaltılması ve sünnet derisinin geri getirilmesi yoluyla tedavi edilebilir. Bazen sünnet yapılması gerekli olur.
“Teslislerin yerine inmemesi”, doğum sırasında testislerin birinin ya da her ikisinin birden skrotum içine inmemiş olması durumudur. Testis karın içinde yanlış biryere yerleşmiş olabileceği gibi tamamen noksan da olabilir. Testisin mevcut olmaması durumuna seyrek rastlanır ve bu durum genellikle, cinsiyet özellikleri belirsiz olarak doğan çocuklarda görülür.
Testisler normalde doğumdan iki ay önce, karın kasları içindeki küçük bir delikten geçmek suretiyle böbrek yakınlarındaki bir bölgeden skrotum içindeki normal konumlarına inerler. Zamanında doğan 30 bebekten yaklaşık birinde bu olay gerçekleşmemektedir. Testislerin yerlerine inmemesi durumunun ensidansı (görülme oranı), 2200 gramdan hafif doğan prematüre bebeklerde %17 ye, 900 gramdan hafif bebeklerde ise %100 e kadar yükselmektedir, çünkü testisler gebeliğin yedinci ayına kadar yerlerine inmemektedir.
Vakaların %30 una kadar olan kısmında her iki testis de aynı durumda bulunmaktadır.
Bazen inmemiş durumdaki testislerin yerine inmesi için hormon verilir. Ancak, söz konusu testis çocuk bir yaşını dolduruncaya kadar yerine inmemişse artık kendiliğinden inmeyecek demektir ve sorunun çocuk 12-15 aylıkken cerrahi müdahale ile giderilmesi gerekli olur. Bu durumdaki erkek çocuk, karın kaslarındaki delik gerektiği gibi kapanmayacağından ayrıca bir fıtık sorunuyla da karşılaşabilir, işte bu nedenle de ameliyat önemli ve gerekli bir girişimdir. Böyle durumlarda barsaklar ya da idrar kesesi kas deliğinden kayarak sıkışabilirler. Ameliyat, çocuk hastaneye yatırılmaksızın yapılabilmektedir. Bazen bir testis büzülmüş ya da erimiş (atrofıye uğramış) olabilir ki, bu durumda o testisin alınması öngörülür.
Tedavi edilmeden bırakılırsa, yerine inmemiş teslisler, özellikle her iki testisin de böyle olduğu durumda, yetişkin çağında kısırlığa yol açabilmektedir.
Teslisleri yerine inmemiş olarak doğan bir erkek bebekte genellikle 20 ya da 30 yaşlarına geldiğinde testis kanseri gelişmesi riski söz konusudur. Durumun düzeltilmesi bu riski ortadan kaldırmaz, ancak muayeneyi kolaylaştırır ve şayet bir tümör mevcutsa bunun erken teşhis edilmesine olanak sağlar.
“Hipospadyas” yaklaşık olarak her 500 doğumdan birinde görülmektedir. Bu konjenital kusurda, uretra deliği penisin ucundaki normal yerinde bulunmaz. En hafif biçimde bu delik hemen penisin alt yüzeyinde, en ileri derecesinde ise skrotuma kadar inmiş olarak bulunabilir.
Hipospadyasın derecesi ne kadar ileriyse penis o kadar eğridir. Hipospadyaslı olarak doğan erkek çocukların yüzde onunda teslislerin yerine inmediği de görülmektedir.
Hipospadyas cerrahi yolla tedavi edilir. Cerrahi düzeltim için sünnet derisine gereksinim bulunduğundan bu durumdaki çocuklar sünnet edilmemelidir. Şayet sorun hafif derecedeyse ameliyatın başlıca nedeni kozmetik kaygılar olacaktır. Deformite ne denli ileri derecedeyse, ameliyat da, idrar yapmada karşılaşılacak sorunlar -çocuk ayakta durarak idrarını yapamayacaktır- ve ileride cinsel işlevin yerine getirilemeyecek olması nedenleriyle o denli gereklilik kazanır. Cinsel organların kusurlu oluşmasının psikolojik sonuçları da ameliyatın düşünülmesini gerektiren bir diğer etkendir.
Ameliyat ne zaman yapılmalıdır? Bugün bunun ne kadar erken yapılırsa o kadar iyi olacağı düşünülmektedir. Birçok pediyatri ürologu ideal ameliyat yaşının birinci yaş olduğunu, ameliyatın yani çocuğun tuvalet eğitimini almasından önce yapılmasının gerektiğini düşünmektedir.
“Hidrosel”, testisin tunica vaginalis olarak anılan bir alanında sıvı birikmesi durumudur. Bu sorun yeni doğan erkek bebeklerde pek seyrek değildir. Testisler kolayca muayene edilebiliyor ve sıvı miktarı sabit kalıyorsa tedavi gerekli değildir.Ancak, şayet gün içinde torbanın büyüklüğü değişiyorsa bu, karın boşluğu ile doğrudan bir temasın mevcut olduğu anlamına gelebilir. Bu bir fıtıktır ve ameliyat gerektirir.
Kızlar
Doğum öncesinde annede ortaya çıkan hormonal değişimler genellikle, doğuracağı kız bebeğinin göğüs ve cinsel organlarında değişimlere yol açabilmektedir. Her ne kadar bu değişimler yeni ana baba olanları rahatsız ederlerse de normal ve geçici durumlardır ve herhangi bir tedavi gerektirmezler.
“Memelerin büyümesi”, göbek kordonundan (bağından) geçerek bebeğe ulaşan çok miktarda hormon nedeniyle hem kız, hem erkek bebeklerde yaşamın ilk 2 haftası içinde bazen görülebilmektedir. Bu durum geçicidir ve herhangi bir tehlikenin habercisi değildir. Bazen göğüs üzerindeki basınç sonucunda bebeğin meme başından göğüs sütü bile geldiği görülebilir. Ancak ana baba tarafından bebeğin memelerinin sıkılmaması gerekir, aksi takdirde tahriş ya da enfeksiyona yol açılabilir. Bir meme iltihabı olan mastit, bir bakteriyel enfeksiyon sonucunda bazen oluşmaktadır. Bu durumda antibiyotikler ve bebeğin meme sütünün tıbbi gözetim altında elle sıkılarak dışarı akıtılması gerekli olabilir.
Yeni doğan kız bebeğin “klitoris”i, cinsel bölgeyi etkileyen hormonal değişimlerin sonucu olarak genellikle büyümüştür. Büyüklük doğumdan kısa bir süre sonra azalır. Klitoris aşırı büyük görünüyorsa çocuğun cinsiyetinin doğrulanması için testler yapılması öngörülebilir (aşağıdaki belirsiz cinsiyet konusuna bakınız.)
“Vajinal akıntı” yeni doğan bebeklerde bazen görülebilmektedir, ilk 3 hafta içinde birçok anne bebeğin vajinasından koyu kıvamlı, beyaz bir akıntının geldiğini farkeder. Akıntı, doğum öncesinde annede meydana gelen hormonal değişimlerden kaynaklanmaktadır. Tedavi gerekmez.
“Vajinal çekilme kanaması” bazen, yeni doğanın, doğum öncesinde dolaşım yoluyla vücuduna ulaşan annenin estrojen hormununun kesilmiş olmasına verdiği bir yanıttır. Hormon tedavisi uygulananlar da ilacın kesilişinden sonra, hormonun kandan çekilmesinin ardından vajinada bu tür bir kanama olur. Bebekte bu durum, vajinadan birkaç damla kan gelmesiyle kendini gösterir. Çocuğun bezinde kan gören büyükler doğal olarak sarsılır. Bu da geçici bir durumdur. Bebekte, bazı kuşkucu ana babaların ilk başta sanabilecekleri gibi herhangi bir hemoraj sorunu ya da regl başlangıcı gibi bir durum söz konusu değildir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.