->
Günümüzde çocuklarının hiçbir şeyden mutlu olmadığından, bir şeyi ısrar ve heyecanla istemesine rağmen alındıktan kısa bir süre sonra onu bırakıp başka bir şey istemeye başlamasından yakınan anne babalara çok sık rastlamaktayız.
Genellikle “Her istediğini alıyoruz, sorun nerede anlayamıyoruz” diye kendilerini ifade eden bu anne babalar çocuklarının her istediğini yapmanın aslında çocuk eğitiminde hatalı bir davranış olduğunu bilmelidirler. Bunun gerçekleşebilmesi için çocuğun bazı kuralları öğrenmesi ve isteklerini ertelemeyi ve gerekirse bunlar için mücadele etmeyi küçüklüğünden itibaren öğrenmesi gerekir. Bunun için de bir iç disipline sahip olmaları lazımdır. Her isteği yerine getirilen çocuklar her şeye kolaylıkla sahip olabildiklerinden isteklerinin peşinde koşmayı ve zorluklarla baş edebilmeyi öğrenemezler. Çocuk eğitiminde amaç ileriki hayatında zorluklarla baş etmeyi başaran, mutlu olan ve etrafına da mutluluk verebilen üretken bir birey yetiştirmektir
Bunun sonucu olarak da sahip oldukları şeylerin değerini genellikle bilemezler. İleride de çevresindeki insanlardan alıştıkları şekilde her isteklerini yerine getirmesini beklerler ki bu çoğunlukla mümkün olmaz. Bu da hayal kırıklıklarını beraberinde getirir. Evinde eşiyle, işyerinde iş arkadaşlarıyla sağlıklı ilişkiler geliştiremez.
Disiplinin amacı çağrıştırdığının aksine çocuğu katı kurallarla istediğimiz bir kalıba sokmak değil, çocuğa kendini denetlemeyi sağlamasını öğretmektir. Ancak bu eğitimi verirken çocuğa sevgi ve saygı çerçevesinde yaklaşılması, tutarlı ve yeri geldiğinde esnek davranılması çok önemlidir. Çocukların hata yapabileceği unutulmamalı, bazı hatalarını görüp düzeltebilmesi için ona fırsatlar tanınmalıdır. Aşırı katı ve cezaya dayalı bir eğitim çocuğun anne babaya karşı tepkisel davranmasına neden olabileceği gibi pasif ve özgüveni az bir kişi olarak yetişmesine de neden olabilir. Tam tersi bir tutum şekli olan çocuğa aşırı serbestlik tanımak ve sınırsız imkanlar sunmak da sakıncalıdır. Tüm olumsuz davranışlarının hoşgörüldüğü bir çocuk doyumsuz olur ve sosyal ortamlarda uyum güçlüğü yaşar. Aynı ilgi ve serbestliği göremediği ortamlarda sinirli ve hırçın, söz dinlemeyen bir çocuk haline gelir. Bu da beraberinde dışlanmayı ve mutsuzluğu getirir. Çocuğun doğruyu ve yanlışı öğrenebilmesi için neyi yapabileceği ve neyi yapmaması gerektiğini öğretmek ve bu konuda tutarlı olmak anne babanın görevidir. Çocuk eğitiminde yapılan hataların başında bu eğitimin yanlış verilmesi gelir. Bazen ebeveynler çocuğumuz hayatı öğrensin, kolaya alışmasın diye düşünerek gereksiz bir katılık sergileyebilirler. “Biz çok zor şartlar altında yaşadık, sen de az ile yetinmeyi öğren” diyerek çocuğa yaşıtlarının sahip olduğu bazı olanakları sağlamamak çocuğa haksızlık etmek olacaktır. Eğer bir konuda bir çocuğa kısıtlama getirilecek veya istekli olduğu şey alınmayacaksa bunun makul bir sebebi olmalıdır. Çocuğa bu durum onun anlayabileceği bir dille anlatılmalıdır. Beklenilmesi gerekecekse bu sürenin ne kadar olduğu da çocuğa söylenmeli, gerçekleştirilemeyecek vaatler verilmemelidir. Aksi taktirde çocukta güvensizlik duyguları ortaya çıkacak ve çocukta ebeveynlere karşı öfke oluşmasına sebep olacaktır. Bu da ebeveyn çocuk ilişkisini olumsuz etkileyecektir.
Çocuğuna “hayır” kelimesinin anlamını öğretemediğinden yakınan birçok kişinin temel sorunlarından biri de tutarsız söylem ve davranışlarda bulunmalarıdır. Bir gün evet dediğine yarın hayır diyen bir anne babanın çocuğu da ikilemler arasında kalır. Tutturmalar baş gösterir. Daha önceden yaşanmış bazı deneyimler, (örneğin başlangıçta hayır denilen bir şeyin daha sonra gerçekleştirilmesi gibi) çocuğun isteği olana kadar ısrarlı bir şekilde diretmesi şeklinde öğrenilmiş bir davranış olarak karşımıza çıkar. Veya anne babanın farklı mesajlar verdiği durumlarda çocuk bu durumu kendi istediği şeklide yönlendirmeye çalışabilmektedir. Bu nedenle anne babalar bir konuda çocuğa yasak koyacaklarsa önce buna kendi aralarında karar vermelidirler. Aynı şekilde koyulan kurallar çocuğun yaş ve eğitim düzeyine uygun ve uygulanabilir olmalıdır.
Peki hayır kelimesinin çocuğa söylenmesinin bir üslubu var mıdır?
Çocuğa ‘hayır’ kelimesi net ve kararlı bir şekilde söylenmelidir. Neden “hayır” olduğu kısa ve onun anlayabileceği şekilde açıklandıktan sonra verilen karardan dönülmemeli ve konuyla ilgili gereksiz bir tartışmaya girilmemelidir. Ses tonu kızgın veya yalvarır bir şekilde olmamalıdır. Göz teması kurulmalı ve basit cümleler kullanılmalıdır. Kurallara uyan veya uymaya çaba gösteren çocuğun davranışları gözden kaçırılmamalı ve ödüllendirilmelidir. Çocuk eğitiminde “ödüllendirme” yöntemi öncelikli olarak tercih edilmelidir. En iyi ödül çocuğun olumlu davranışının mutlaka fark edilip takdir edilmesi ve memnuniyetin hissettirilmesidir. Bu çocuğun olumlu davranışının tekrarlanmasını arttırmada çok işe yarayacaktır. Çocuk çaba gösterdiği ve bunun karşılığını aldığı için, bir sonraki deneyiminde aynı güzel tepkiyi alabilmek için yine çabalayacak ve bu davranış şekli öğrenilecektir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.