->
Böylece çocuk kendi kendine sürekli artan bilgiye ulaşabilir ve o bilgileri işleyerek kendi düşünme biçimini oluşturabilir.
Öğrenmenin yalnızca okulla sınırlı olamayacağı gerçeği, okul dışındaki sürecinde kontrol edilmesini ve düzenlenmesini gerekli kılar. Okul dışındaki öğrenme süreci öğrencilerin öğrendiklerinin kalıcılığı açısından çok önemlidir. Öğrencinin okul dışındaki zamanlarda bireysel ya da grup olarak yaptıkları çalışmalara ödev denir. Çocukların ödev yapma koşulları, kendi bireysel tercihleri doğrultusunda düzenlenmelidir. Ödevlerin başlıca amacı öğrencilerin anne-baba, öğretmen ya da bir başka öğreticiden bağımsız olarak, kendi kontrol ettiği çabalarla tamamlanmasıdır
Bunun için ödev yaparken ses, ışık, mobilya düzeni ve ısı vb değişkenler açısından tercihlerinin belirlenmesi gerekmektedir. Çocuklara ders çalışacakları ya da ödevlerini yapacakları uygun ortamlar sağlanmalıdır. Çalışma odasında televizyon gibi dikkatlerini dağıtacak eşya ya da cihazlar olmamalıdır. Oda ısısını ortalama 23 dereceye ayarlamalıdır. Çünkü daha sıcak ya da soğuk ortamlarda öğrenme ve algılama kapasiteleri olumsuz etkilenmektedir. Bununla beraber çocuğun ödev yapma alışkanlığını bilinçli bir şekilde kavrayıp, devamlılığının sağlanması için öncelikli olarak çocuğa ödev yapması gerektiğinin neden önemli olduğu, onun anlayabileceği bir dille açıklanması gerekir. Bu bilince sahip olmadan ödev yapmaya yönlendirilen çocuklar ödev yapmanın gerekliliğini anlamadan, sadece zorunluluktan dolayı ve özenmeden ödevlerini aceleyle bitirmeye odaklanırlar. Nitekim çocuklar, ödevlerin gereksiz ve angarya görevler olduğunu, kendilerini ders çalışmaktan alıkoyduğunu düşünebilirler. ‘’Ben bunları zaten biliyorum ödeve ne gerek var ki’’ diye yakınabilirler. Bu nedenle ödevlerin de bir çeşit ders çalışma pozisyonu olduğu ve gereksiz bir çalışma olmadığı telkin edilmelidir. Ayrıca öğretmenler de, çocukları mental ve ruhsal yönden geliştirecek, onları olumlu anlamda eğitecek, çalışırken düşündürecek hatta yerine göre eğlendirecek ödevler tercih etmelidirler.
Belli aralıklarla ödeve mola verilmesi ve molalarda çocuğu ödüllendirmek, çocuğun ödev yapmaya yönelik motivasyonunu artıracaktır. Çocuğun uyku ve yemek saatlerinin düzenli olmasına özen gösterilmelidir. Çocuk okuldan geldiğinde dinlenmesi için ona belli bir süre verilmedir. Çocuklar bu süre de anne-babasıyla sohbet edebilir, oyun oynayabilir ve yemek yiyebilirler. Çocuğun ödev yapmak için ayıracağı süreye çocuk ile birlikte karar verilmelidir.
Ödev yapma sürecinde çocuğa hiç yardım etmemek çocukta zorluklar karşısında desteksiz kalabileceği duygusunu uyandırır. Burada yardımdan kastımız çocukları yorulduğunda onların yerine çocukların ödevini yapmak değil, nasıl yapması gerektiği konusunda onu bilgilendirmek, sözlüğe nasıl bakacağını, bilgiye nasıl ulaşacağını öğrenmesini sağlamak ve bunları kendi yapabilecek hale gelene kadar yönlendirici olmaktır. Bu sayede çocuğun, bilincine vararak ödev yapma alışkanlığı kazanmasına zemin hazırlamakla beraber; kendisiyle ilgilenildiği duygusunu hissettirerek duygusal gelişimine de katkı sağlamış oluruz. Diger taraftan, ödevlere yardım konusunda asla abartıya kaçılmamalıdır. Ödevlerin tamamının ya da büyük bir kısmının anne-baba ya da aile büyükleri tarafınan yapılması, çocukları rahatlığa ve tembelliğe sürükleyebilir. Bazen de çocuklar ödev yapımı esnasında anne ya da babalarından birinin mutlaka yanında durmalarını isteyebilirler. Çocuklara ödevlerin bağımsız olarak kendileri tarafından yapılması gerektiği izah edilerek, ölçüyü kaçırmadan ancak gerektiği durumlarda müdehale edilip yol gösterilmelidir. Veliler asla kağıdı kalemi kendi ellerine almamalıdırlar.
Çocukların yaptığı ödevler hem öğretmen hem de anne baba tarafından kontrol edilmelidir. Ödevlerin okulda öğretmene sunulmadan önce anne baba tarafından kontrol edilmesi, çocuklara yaptıkları hataları düzeltme ve eksikleri giderme fırsatı verecektir. Diğer taratan öğretmenler, yapılan ödevleri dikkatle incelemeli ve sonraki ödevler için teşvik ve motive edici tutum sergilemelidirler. Çünkü çocuğun özene bezene hazırlayıp sunduğu ödevlerin, öğretmenler tarafından fazla dikkate alınmaması, onların ödev yapma hatta ders çalışma şevklerini kırabilir. Şayet çocukların ‘’ödev yapacağım da ne olacak, öğretmen bakmıyor bile’’ tarzından serzenişleri olursa, vakit geçirmeden öğretmenlerle iletişime geçilmelidir.
İyi bir ev ortamı ve aile ilgisinin ödev yapmada ve akademik başarıyı arttırmada önemli bir rolü vardır. Ödev yapma sürecinde ailelerin çocuklarına karşı tutumları oldukça önem taşımaktadır. Ailelerin olumsuz tutumları çocukları ebeveynlerinden ve ödev yapma alışkanlığından uzaklaştırabilir. Öğrencilerin ev ödevleri ile ilgili olumsuz tutumları; ailelerin engellemeleri, ısrarları ve destek sağlamamalarından kaynaklanabilir. Bu nedenle çocuğun çabaları anne-baba tarafından taktir edilmeli, çocuğa her zaman desteklendiği hissi verilmelidir. Ödev yapma sürecinde ebeveynler, çocuğun direnci ile karşılaşırlarsa çocuğu ödev yapmaya motive etmek için olumlu bir dil ve ılımlı bir tutum sergilemelidirler. Buna rağmen çocuğun direnci ve ödev yapmaya olan isteksizliği devam ediyorsa anne-babalar öncelikle öğretmeniyle işbirliği içine girmeli, gerek görülürse okulun veya başka bir birimin rehberlik hizmetinden destek almalıdırlar.
Sonuç olarak aileler bu çabayı gösterirlerse ödevler büyük olasılıkla daha etkili hale gekecek, öğrencilerin ödevlere karşı tutumları daha olumlu olacak ve ödevler konusunda aile içi çekişmeler azalacaktır.
dr mehmet yavuz
REEM Nöropsikiyatri
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.