->
Akran zorbalığına maruz kalan çocuklarda, psikosomatik belirtiler, depresyon gibi içe atım sorunlarının arttığını belirten Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr. Özden Şükran Üneri, Türkiye’nin, genç nüfus yoğunluğu nedeniyle, akran zorbalığı açısından risk grubunda olduğunu söyledi. Dr.
Bakırköy Prof. Mazhar Osman Ruh ve Sinir Hastalıkları Eğitim ve AraştırmaHastanesi (BRSHH), Ruh Sağlığı ve Hastalıkları Uzmanı Dr
Özden Şükran Üneri, “akran zorbalığı”na maruz kalan çocuklarda, psikosomatik belirtiler, depresyon gibi içe atım sorunlarının arttığını söyledi.
Ülkemizde, lise öğrencilerinde yapılan bir çalışmada, öğrencilerin %33′ünün sözel, %35.5′inin fiziksel, %28.3′ünün duygusal ve %15.8′inin ise cinsel içerikli zorbalığa uğradığının saptandığını belirten Üneri, zorbalığın öğrenciler için ciddi bir travma olduğu, etkilerinin okul dönemi ile sınırlı kalmayıp, yaşam boyu sürdüğü ve toplum sağlığını da olumsuz etkilediği kabul edildiğini ifade etti.
Üneri, zorbalık eylemleri süreğen hale geldiğinde, güç dengesizliklerinin kalıcı hale geldiği ve hedef olan çocuklarda fiziksel ve zihinsel gelişim sürecinin bozulduğunu açıkladı.
Ülkemizde yapılan bir çalışmada da, akran zorbalığı sıklığı ile depresyon belirtilerinin ilişkili olduğunu aktaran Üneri, şöyle devam etti: “Ayrıca, akran zorbalığının yol açtığı psikiyatrik sorunlar süreğenlik de göstermektedir. Çeşitli çalışmalarda, zorbalığın kurbanlarla birlikte, okuldaki tüm öğrencileri etkilediği belirtilmektedir. Çözümü, ancak okul yöneticileri, okul rehberlik servisi, öğretmenler, okul hemşiresi ve gerektiğinde hekimden oluşan çok disiplinli bir ekibin koordineli bir şekilde çalışması ile mümkündür. Zorbalık herhangi bir biçimde ortaya çıktığında uygun tepki vermemek, tekrarlama riskini desteklemek demektir. Öğrencilerin okul ortamı içinde kendilerini güvende hissedebilmeleri için, sorumlu yetişkinler tarafından dinleneceklerini ve zorbalığa karşı tolerans gösterilmeyeceğini bilmeleri gerekir. Öğrencilere problem çözme, sosyal desteklerini artırma gibi stresle baş etme yöntemleri öğretilmelidir. Ancak o zaman, öğrencilerin, akran etkisi olarak adlandırılan zorbalıkla karşılaştıklarında ya da buna tanık olduklarında müdahalede bulunmaları sağlanabilir.”
Zorbalığı önlemede tüm okul çalışanlarına, ailelere, topluma ve medyaya aktif bir görev ve sorumluluk düştüğünü hatırlatan Dr. Üneri, şunları kaydetti: “Sonuç olarak, akran zorbalığı tüm dünyada yaygın bir sorundur. Ülkemiz, genç nüfus yoğunluğu nedeniyle, akran zorbalığı açısından risk grubundadır. Buna karşın ülkemizde akran zorbalığı ile ilgili çalışmaların beklenen sıklıkta olmadığı gözlenmiştir. Ülkemize özel akran zorbalığını önleme modelinin geliştirilebilmesi ve çocuk ile çalışan profesyonellerin bu alanda farkındalıklarının artması açısından, tüm Türkiye’yi temsil edebilecek nitelikte, geniş örneklemli, akran zorbalığı türlerini, uygulama yer, zaman ve aralıklarını, zorbalık yapan ve yapılanların özelliklerini, alınan önlemler ve bu önlemlerin sonuçlarını içeren araştırmaların yapılmasının yararlı olacağı düşünülmüştür.”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.