->
Her ne kadar dine bakışımızı, dini duygu ve tecrübeyi ifade etme çabamızı değiştirmeyecek olsa da, bilimsel anlamda sunulan bir genetik buluş ışığında inanç geni adı verilen bir keşif yapılmıştır[1]. Psikoloji araştırmalarında da din duygusuna artık yer verilmektedir.
Din Psikolojisi Uzmanı Ömer Akgül Yüksek Lisans çalışmasında Çocukluk Dönemi Dini Gelişim Özelliklerini farklı kaynak taramaları ışığında ele alarak ailelere ve eğitmenlere önemli bilgiler sunuyor. Akgül’ün çalışmasında yer alan ayrıntılar şöyle:
Doğum öncesinde başlayan dini hayat, doğumla birlikte farklı bir gelişim kazanır. Dolayısıyla fıtri bir duygu olan din, insan ruhunu doğuştan Allah’ı tanımaya ve bilmeye yöneltir
Buradan da anlaşılıyor ki bu konuda insan ilgisi devam ediyor. Ve bu ilginin kaynağı belki de fıtrat dediğimiz saiktan geliyordur.
Çocukluk döneminde dini gelişim özelliklerini incelerken bebeklik, ilk çocukluk ve son çocukluk olarak, bazı gelişim görevlerini göz önüne alarak şu şekilde işleyebiliriz:
Çocuklar, dini kavramları, gelişim aşamalarına göre değerlendirirler ve öylece ifade ederler. Allah ve ibadet kavramları, kavram gelişimine paralel olarak, somuttan soyuta doğru ilerleyerek gelişir.
İlk çocuklukta düşünce antropomorfisttir. Bu genel düşünce yapısından dini kavramlar da etkilenirler. Bu dönemde Allah, insani vasıfların tümünü taşıyan, çocuğun görebileceği en yüce mekan olan gökyüzünde oturan, arkadaşları ve düşmanları olan, genelde yaşlı olan bir dede olarak tasvir edilir. Ve ibadetler ilk aşamada büyüklerin teveccühünü kazanmak için yapılan faaliyetler olarak gözlenir. Ancak 12 yaşından itibaren çocuk Allah ile arasında bir iletişim kurabilecek zihni düzeye gelebilir.
Yine ilk çocuklukta düşüncenin sunileştirme özelliğinden dolayı çocuklar tabiattaki varlıkların insanlar veya Allah tarafından yapıldığını sanırlar. Fakat Allah’ın da büyük bir insan gibi tasavvur edildiğini göz önüne alırsak yaratıcı bir Allah’ın her şeyi yoktan yarattığı inancı, bu düşünce özelliğinden dolayı, pek kavranır gibi gözükmemektedir. Cennet bu dönemde bazen dünya küresi gibi bir küredir ve ölenler füze gibi bir aletle oraya taşınır[2].
1) Bebeklik Dönemi (0-2 yaş)
İnsan ruhunda kendini ilk belli eden duygudur. Duygu, insan ruhunun temel bir unsuru olarak bütün ömür boyunca devam eder. Psikolojide dini duygu bir realite olarak kabul edilmektedir. Çünkü insandaki dini faaliyetlerin psikolojik etkisine bakıldığında, bu faaliyetlerin duygusal bir karakteri olduğu açıkça görülmektedir[3]. Bebeklik döneminde çocuğa dini ilk uyarıcı kulağa okunan ezan, isim verme, sünnet töreni ve ninnilerdir. Bir de 2 yaşına yaklaşıldığında birkaç kelime, Allah lafzı ve ebeveynlerin bazı dini davranışlarının taklidiyle sınırlıdır. Çünkü bu dönemde algılama ve öğrenme gelişmemiştir. Çocuk için bu dönemde dini gelişim güven, sevgi ve bağlanma gibi duygularla sınırlıdır[4].
2) İlk Çocukluk Dönemi (2-7 yaş)
Çocuk iki yaşından itibaren konuşmaya, idrak etmeye, kendisini ve çevresini anlamaya; çevrenin etkisine girmeye başlar. Aile çok önemlidir. Çevreyi merak eder. Sürekli sorular sorar. Verilen cevapları sorgulamadan alır ve onlara hemen inanır. Bu dönemde antropomorfik (Allah’ı büyük çok büyük bir insan gibi tasavvur etme, soyutu somut olarak algılama) düşünce vardır. Çocuk büyüklerinden gördüklerini taklit eder. Sofraya besmeleyle oturur, hamd ederek kalkar. Sık sık tekrarlamalar görülür. Sıfatları anlar. Büyük küçük manasını bilir. Kutsal geceler ve merasimler, bayramlar ve hediyeleşmek çocuk için çok önemli. Dinin sevindiren ve kolaylaştıran bir unsur olarak çocuğa sunulması gerekli. Dini hikayeler ve masalların etkisi büyük bu dönemde. Çocuğa uygulanacak merhamet ve sevgi dolu eğitim, çocuğa anlatılan Allah’ın sıfatlarıyla bütünleşince Allah tasavvuru daha kuvvetli, güven verici ve kalıcı olacaktır. Baskı ve korkuyla eğitilen çocuk ise Allah’ı ceza veren bir varlık olarak kabul edebilir[5].
3) Son Çocukluk Dönemi (7-11k/13e yaş)
Kavramları anlamaya başlar. Gerçekçi bir din anlayışı oluşmaya başlar. Dine ilgisi artar. Bilinçlenir. Sorularına aldığı cevapları sorgular. Aklında sınar. Sorularına ciddi ve doğru cevaplar verilmeli. Antropomorfik düşünce yerini sembolik düşünceye bırakır. Aile çok önemlidir. Örnekliği çok önemlidir. Dini sunuş çok önemlidir. Okul, öğretmen, arkadaş gibi yeni çevre de çocuğu etkiler. Bilgiler sunar. Uyum gerekir. Mesuliyet ve birliktelik duygusu gelişir. Cemaatle yapılan ibadetler dine ilgiyi arttırır. Namaza bu dönemde başlanılır. Gerçekleşebilecek dualar edilmeli. Kuran eğitimi. Erkeklerde sünnet. Allah sığınılan ve yardım talep edilen, ibadet yapılan bir varlık olarak sunulmalı. oyun eğitimde kullanılmalı. Oruç. Din, Allah ve peygamber sevdirilmelidir.
[1] Hamer, Dean. Time Dergisi, Ekim, 2004
[2] Mehmedoğlu, s. 117.
[3] Uysal, Veysel. Dini Tutum Davranış ve Şahsiyet Özellikleri. İFAV, İstanbul, 1996, s. 23.
[4] Şimşek, s. 212.
[5] Peker, Hüseyin. Din Psikolojisi. s. 168.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.