->
Çevre ve Orman Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı Mustafa Öztürk tarafından hazırlanan, “Pil-Akü Kullanımı ve Atık Piller ile Akülerin Zararları” başlıklı araştırmada, enerjisi bitmiş pillerin, çöpe atılmaları durumunda hava, su ve toprak kaynaklarını kirleterek insanların sağlığı üzerinde olumsuz etkilere neden olacağı vurgulandı.
Çöpe atılan pillerin, katı atık depolama sahasında zamanla bozularak içeriğinde bulunan bazı tehlikeli ve zararlı maddelerin serbest kalacağı kaydedilen araştırmada, bu maddelerin arasında cıvanın da olduğu ifade edildi. Maddenin, eser miktarda olmasının bile hiçbir şeyi değiştirmeyeceğine dikkat çekilen araştırmada, içme suyu veya gıda zinciri yoluyla insan vücuduna giren cıvanın, parastezi, ataksi, dişarti ve sağırlık gibi nörolojik bozukluklara, merkezi sinir sisteminin tahribine, kansere, böbrek, karaciğer ve beyin dokularının tahribine, kromozomları bozmak suretiyle sakat çocuk doğumlarına neden olabileceği kaydedildi.
Çöpe atılarak zamanla bozulan ve gövdesinde akıntı meydana gelen pillerin içeriğinde bulunan cıva, kadmiyum ve kurşunun, kansere, nörolojik bozukluklara, akciğer hastalıklarına, beyin iltihaplanmasına ve kısırlığa yol açıyor.
Cıvanın, doğada bozulmadan uzun süre kalacağı kaydedilen araştırmada, maddenin, hızla deri ya da solunum yoluyla vücuda girebileceği belirtildi
Pilin içeriğinde bulunan ağır metaller arasındaki en tehlikeli ve toksit maddelerden birinin “Kadmiyum” olduğu vurgulanan araştırmada, pillerin çöp depo sahasında bozularak kadmiyum ve bileşiklerinin serbest hale geçtiği ve suya karıştığı ifade edildi. Kadmiyumlu sızıntı suyunun, içme suyu ve toprağı kirleterek gıda zinciri ve su yoluyla insan vücuduna girdiği belirtilen açıklamada, kadmiyumun, akciğer hastalıklarına, prostat kanserine, kansızlığa, doku ve böbrek üstü bezlerin tahribine neden olduğu ifade edildi.
Kadmiyumun, vücuttaki yarılanma ömrünün 10 ile 25 yıl arasında değiştiği belirtilen araştırmada, içme suyu veya gıda zinciriyle alınan kadmiyumun yüzde 2′sinin vücutta birikirken, solunum yoluyla gelen kadmiyumun ise yüzde 10-50′sinin vücutta tutulduğuna dikkat çekildi.
Vücudun, tutulma aşamasında kadmiyumu, kalsiyum gibi algılayarak biriktirmeye başladığı ifade edilen araştırmada, bu aşamada, kalsiyum eksilmesinden dolayı kemiklerin yavaş yavaş zayıflamaya başlayacağı, ayakta durmanın hatta öksürmenin bile kemiklerin kırılmasına ve insanın ölmesine neden olabileceği vurgulandı.
Kurşun vücuda solunum, içme suyu veya gıda zinciri yoluyla giriyor
Pillerin ve akülerin yapısında bulunan toksit maddelerden bir diğerinin “kurşun” olduğu belirtilen açıklamada, maddenin, vücuda solunum, içme suyu veya gıda zinciri yoluyla girdiği kaydedildi.
Vücuda giren kurşunun, ciğerlere kadar ulaştığı ve ciğerlerde yavaş yavaş emilerek kana karıştığı anlatılan araştırmada, maddenin kan yoluyla ulaştığı karaciğer, böbrek, beyin ve kas gibi yumuşak dokularda 35-40 gün bekledikten sonra kurşun metabolitleri yardımıyla kemik ve diş gibi sert dokularda toplandığı ifada edildi.
Araştırmada, 0-6 yaş grubu çocukların kurşun kirliliğinden yetişkinlere göre en az 4 kat daha fazla etkilendikleri belirtilerek, maddenin, işitme bozukluğuna, sinir iletim sisteminde ve hemoglobin bileşiminde düşmeye, kansızlığa, mide ağrısına, böbrek ve beyin iltihaplanmasına, kısırlığa, kansere ve ölüme neden olduğu vurgulandı.
Yerel yönetimlere önemli görevler düşüyor
Araştırmada, pillerin toplanarak, özel bertaraf tesislerine gönderilmesi gerektiği belirtilerek, pil üreticilerinden, mamullerinin üzerine, “Çöpe Atılması Yasaktır” ibaresini veya şeklini koymaları istendi.
Özellikle, cıvalı ve kadmiyumlu pillerin Türkiye’ye girişine sınırlamalar getirilmesinin önemine değinilen araştırmada, ithalatçı firmaların bu konuda önceden uyarılması ve kullanıcıların bilgilendirilmesi gerektiği ifade edildi.
Araştırmada, atık pillerin toplanması ve bertaraf edilmesi konusunda yerel yönetimlerin de yapabilecekleri çalışmalar olduğu ifade edildi.
Pillerdeki cıva, kadmiyum ve kurşun gibi zehirli ağır metaller konusunda halkı bilinçlendirme yönünde tanıtım çalışmaları yapılabileceği belirtilen araştırmada, yerel yönetimlerin üstlenebileceği uygulamalar şöyle sıralandı:
– Pillerin ayrı toplanmasını sağlamak. Kırmızı renkli pil kutuları ile pil toplama merkezleri oluşturmak.
– Vatandaşları pilleri nasıl ayrı toplayacakları konusunda bilgilendirmek.
– Kırmızı renkli pil toplama araçları oluşturmak.
– Pil toplama işlemini illerin genelinde yaygınlaştırılması.
– Pillerin depolama alanlarında ayrı özel hücrelerde depolanmasını sağlamak.
– Medyaya piller konusunda bilgi vermek.
– Pillerin tehlikeli madde (cıva, kadmiyum ve kurşun gibi) içerdiğini gelişi güzel kullanılmaması gerektiğini anlatmak.
– Akmış pillerin tehlikesi, eldivensiz dokunulmaması ve ellerin mutlaka yıkanması gerektiği konusunda eğitim vermek.
– Pillerin tehlikeli madde içermesi sebebiyle dille kontrol edilmemesi gerektiğini kamuoyuna duyurmak.
Bir önceki Sistitten korunmanın formülü süt ürünleri ve meyve suları başlıklı konumuzda D vitamini, mesane iltihabı ve sistit hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: çöpe atılan pillerin zararları, pil kanser
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.