->
Alman kaleci Robert Enke’nin depresyona girip intihar ettiği iddiaları akıllara depresyonun intihara neden olup, olmayacağını getirdi. Ali Hilmi Yazıcı, depresyonun ciddi boyutları hakkında bilgi verdi. Depresyon ne zaman intihara sürükler, ne zaman ciddiye alınması gerekir? Uzmanlar, ciddi sonuçlar doğuran depresyon hakkında bilgiler veriyor. Psikiyatri Uzmanı Dr.
Tıp dünyası, depresyonun intihara sürükleyip sürüklemeyeceği konusuna odaklandı
Depresyon çoğu zaman hafife alınsa da aslında ileri sonuçları ölüme kadar götürebiliyor. Bunun en son örneği ise Alman kaleci Robert Enke oldu. Bir zamanlar Fenerbahçe’de de forma giyen 32 yaşındaki furbolcu intihar edince akıllara depresyon ve intihar ilişkisi geldi.
Peki, depresyon ne zaman intihara sürükler, ne zaman ciddiye alınması gerekir. Konuyla ilgili görüştüğümüz Psikiyatri Uzmanı Dr. Ali Hilmi Yazıcı depresyonun ciddi boyutları hakkında bilgi verdi.
Depresyon gerçekten intihara kadar götürür mü?
Depresyon hafiften çok ağır tablolara kadar uzanan geniş bir yelpazede klinik olarak karşımıza çıkabilir. Tüm intihar girişiminde bulunan insanların en az yüzde 70 klinik olarak depresyon içindedirler. Depresyon bu yüzden intiharlar içinde tedavi ile düzelebilecek en önemli sebeptir.
Depresyonun belirtileri nelerdir?
Depresyon duygu, düşünce, beden ve davranış üzerinde değişiklikler yaparak belirtiler ortaya çıkarır.
Duygu üzerinde
Hayattan zevk alamama esastır. Bunaltı hissi ve neşesizlik dikkat çeker.
Düşünceler üzerinde
Karamsar, kötümser düşünce egemendir. İleri seviyelerde değersizlik ve anlamsızlık hissi gelişir. Gelecek ile ilgili düşünce ve planlar kaybolur. Ölüm ve intihar düşünceleri ise depresyon ağırlaştıkça daha çok zihni meşgul etmeye başlar.
Beden üzerinde
Halsizlik, uyku ve iştah problemleri ve açıklanamayan nörolojik bedensel yakınmalar sıktır. Bireye göre değişmekle beraber bazen iştah artması bazen azalması söz konusu olabilir. Uyku azalması ya da aşırı uyuma hali de görülebilir.
Cinsel isteksizlik depresyona neden oluyor
Cinsel isteksizlik birçok depresyon olgusunda karşımıza çıkan bir biyolojik tablodur. Depresyon bazen gizli (maskeli) olarak seyrini sürdürebilir. Kişi çalışır, işlerini yapar, süslenir hatta zaman zaman gülümseyip zoraki neşeli duygu hali içine girip çıkabilir. Bu süreçte depresyon giderek derinleşebilir.
Sosyal roller, profesyonel yaşamın gereklilikleri depresyonun ifadesini bastırabilir. Özellikle erkekler sıkıntılı ve çökkün olduklarını belirtmezler ve iyi görünmek için yoğun bir çaba içine girebilir. Tedavi almak konusundaki önyargılar ve damgalanma korkusu erken dönemde düzelebilecek bir çok insanın ciddi kayıplar yaşamasına yol açabilir.
Ne zaman ciddi boyuta ulaştığı anlaşılır?
Depresyonun ileri seviyelere ulaşması halinde düşünce bozukluğu da ağırlaşabilir. Psikotik depresyonda gerçeği değerlendirme bozukluğu gelişir ve ölüm düşünceleri hâkim olur. Bu durumlarda intihar riski çok yükselebilir ve kliniğe yatarak tedavi gerekli hale gelebilir. Melankolik depresyon durumunda ise hastanın hareketleri, konuşması ve duygusal tepkileri son derece kısıtlı hale gelir.
İntihar düşüncesi psikiyatrik muayenede mutlaka titizlikle sorgulanmalıdır. Ölüm ve intihar düşünceleri ‘ölsem de kurtulsam’ ifadelerinden planlı kendini öldürme fikirlerine kadar ağırlaşan derecelerde olabilir.
Kadınlarda 2 kat daha fazla
Yapılan bir araştırma erkeklerin daha fazla depresyona girdiğini belirtiyor. Bunun sebebi ne olabilir?
Depresyon kadınlarda 2 kat daha sık görülmektedir. Bu durumda hem biyolojik hem de sosyal rollerdeki farkların etkisinden söz edilmektedir. Erkeklerde gizli depresyon daha çoktur. Bir başka cinsiyetler arasındaki fark ise intihar olgularında karşımıza çıkmaktadır.
Erkekler daha seyrek intihar girişiminde bulunmalarına karşın intihar sonucu ölümlerde erkekler çok daha fazla risk altındadır. Erkekler çok daha yıkıcı intihar girişimlerini seçmektedir. Silah kullanımı, yüksekten atlama gibi ölüm tehlikesi daha fazla yöntemler erkekler tarafından daha sıklıkla kullanılır.
Depresyonun oluşmasının altındaki nedenler nelerdir?
Depresyon biyo-psiko-sosyal etkenlerden kaynaklanır. Beyin kimyasındaki değişiklikler, kişilik özellikleri ve baş etme gücü ve içinde yaşanılan sosyal ve dış çevre depresyon hastalığının gelişmesine zemin hazırlar. Bazı ailelerde depresyonun sık görülmesi genetik yatkınlıkların etkili olduğuna işarettir. Kronik çaresizlik halleri, kayıplar ve kişinin temel güven duygusunu tehdit edici gelişmeler depresyona zemin hazırlayabilir.
Bir önceki yazımız olan Çocuklukta yaşanan taciz beyni değiştiriyor başlıklı makalemizi de okumanızı öneririz.Bakılanlar: depresyonda anlamsizlik hissi, fazla ölum dusunceleri ne gibi sebeplerdir, intihar neden oluyor?, Düşünce bozukluğu intihara sebep olur mu, hayattan zevk alamamak ve intihar
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.