->
Araştırmada Arjantin, Brezilya, Kanada, Şili, Çin, Kolombiya, Danimarka, Mısır, Hindistan, Endonezya, Kore, Hollanda, Rusya, Romanya, Suudi Arabistan, Singapur, Türkiye, ABD ve İngiltere’de yaşayanların, sağlık ve kilo durumlarını kontrol edip etmediklerinin yanı sıra beslenmeleri ve alışkanlıkları incelendi.
Ortalama sonuçlara bakıldığında, katılımcıların yüzde 5′inin (yüzde 6 kadın, yüzde 5 erkek) her gün, yüzde 15′inin haftada bir kez tartıldığı görülürken, kilo konusunda en hassas olanlar, her gün tartılan Amerikalılar oldu. Araştırmada, Suudi Arabistanlılar yüzde 59 oranıyla “fast food fanatiği” çıktı. Pazar araştırma şirketi Synovate’in 19 ülkeden 13 bin 155 kişi ile yaptığı ‘Sağlıklı Yaşam’ araştırmasında, kilo kontrolü ve beslenme alışkanlıkları incelendi.
Dünyanın 19 ülkesinde yaşayan insanlar incelenerek bu insanların beslenme alışkanlıkları ve kilo kontrol yöntemleri tespit edildi
Haftada bir tartılan ülkeler arasında en yüksek oranlara yüzde 28 ile Kore, yüzde 26 ile Arjantin ve yüzde 25 ile Brezilya sahip.
Ülkelerin ortalama sonuçları, katılımcıların yüzde 36′sının akıllarına geldiğinde tartıldığını gösterdi. Bu oran, Türkiye için yüzde 48 olurken, Türkiye’yi yüzde 45 ile Endonezya, Çin ve yüzde 43 ile Arjantin takip etti. Katılımcıların yüzde 22′si hiç tartılmadığını ifade etti. Hindistan, tartılmayan ülkeler arasında yüzde 40 ile başı çekerken, Şili yüzde 39, Endonezya ve Romanya yüzde 38 oranıyla Hindistan’ın arkasından geldi.
Diyet rağbet görmüyor
Bugüne kadar kilo vermek için önlem almayan veya hâlihazırda özel bir çaba sarf etmeyenlerin oranı yüzde 40 iken, Endonezya, yüzde 66 ile bu alanda en yüksek orana sahip oldu. Diğer ülkelere bakıldığında, kilo vermek veya kiloyu kontrol altında tutmak amacıyla başvurulan yöntemlerin arasında ilk 3 sırasında yüzde 32 oranıyla “düşük yağlı ürünler tüketmek”, yüzde 16 oranıyla “düşük karbonhidratlı ürünler tüketmek” ve “spor salonuna üye olmak” geldi.
Farklı isimlerle anılan çeşitli diyetlerin veya diyet yöntemlerinin pek rağbet görmediğini, ülkeler genelinde sadece yüzde 6′lık kesimin bunları uyguladığı ortaya çıktı. Bu tarz diyetleri uygulayanların başında, dünya ortalamasının çok üzerinde, yüzde 23′lük oran ile Çinliler geldi. Türkiye’de bu oran yüzde 2′de kaldı.
Düşük yağlı ürün tüketiminde en büyük çabayı yüzde 64′lük oran ile Arjantinlilerin gösterdiği ortaya çıktı. Arjantinlileri yüzde 53 ile Danimarkalılar izledi. Katılımcıların yüzde 61′i, önlem olarak restorana gittiklerinde daha ufak porsiyonlarda sipariş verdiklerini veya yemeklerini bir başkası ile paylaştığını belirtirken, yüzde 52′lik kesim jimnastik salonuna gitmeyi tercih ettiğini söyledi.
Moral bozukluğunda abur cubur
Katılımcıların yüzde 26′sı, moralleri bozuk olduğunda abur cubur yediklerini itiraf ederken, en yüksek oran yüzde 47 ile ABD’de çıktı. Amerikalıları yüzde 41 ile Kanadalılar, yüzde 40 ile İngilizler izlerken, Türkiye için bu oran yüzde 36 oldu.
Yaşamın kendi isteklerine engel olmak için çok kısa olduğunu düşünenlerin oranı 39′u oldu. Yüzde 55 ile Romanya ve Singapur’da en yüksek orana sahipken, Kore yüzde 49 ve Arjantin yüzde 47 ile bu iki ülkeyi izledi. Türkiye’de ise her dört kişiden biri, özellikle erkekler, sağlıksız bile olsa hayatın istenen şeylerden kendini kısıtlamayacak kadar kısa olduğu görüşünde.
Öte yandan, sağlıklı beslendiklerinde kendilerini daha iyi hissettiklerini düşünlerin oranı yüzde 84 seviyesinde yer aldı. Bu konuda Kolombiyalılar başı çekerken, Mısırlılar ve Endonezyalılar onları takip etti. Türkiye’den “sağlıklı yiyecekler kendimi bana daha iyi hissettiriyor” diyenlerin oranı yüzde 89 oldu.
Türkiye’de kadınlar daha duyarlı
Katılımcılarının yüzde 29′u fast food yemeyi vazgeçemeyecek kadar çok sevdiklerini belirtirken, bu yılki araştırmanın “fast food fanatikleri” yüzde 58 oranıyla Suudi Arabistanlılar çıktı. Amerika yüzde 49, Brezilya yüzde 44 ve İngiltere yüzde 42 ile fast food seven ülkeler sıralamasında önde yer aldı. Fast food’un tadını vazgeçemeyecek kadar çok sevenlerin oranı Türkiye için yüzde 21 olurken, bu oran erkekler arasında yüzde 27, kadınlar arasında yüzde 15 oldu. Tam tersine, tükettiği yiyeceklere dikkat eden ve sağlıklı olmak için çaba gösterenlerin oranı ülkeler ortalamasında yüzde 69 iken, Türkiye’de bu oran yüzde 79 oldu. Türkiye’deki katılımcılar arasında özellikle kadınların, yüzde 87 oranıyla, sağlıklı beslenme konusunda daha fazla çaba sarf ettiği dikkat çekerken, erkekler, yüzde 71 oranıyla, kadınlara kıyasla istediği zaman istediği şeyi yeme konusunda kendini daha özgür hissettiği görüldü.
Kilo almada suçlu bulunanlar
Kilo alma konusunda, “en çok suçlu bulunan şeyler”, yüzde 17 “düzensiz saatlerde sağlıksız yemek yeme alışkanlığı”, yüzde 17 “sağlıksız yemek seçenekleri”, yüzde 16 “yeteri kadar egzersiz yapmamak”, yüzde 11 “kendini kontrol edememek”, yüzde 10 “ailesel genler”, yüzde 10 “fast-food” olarak sıralandı.
Türkiye’de obezitenin en önemli nedeni olarak fast-food tüketimi, sağlıksız yemek seçenekleri ve düzensiz saatlerde yemek yemek gibi yanlış beslenme alışkanlıkları gösterildi. Katılımcıların yüzde 75′i gıda şirketlerinin sağlıklı yiyecek seçenekleri konusunda sorumluluk sahibi davrandığını belirtirken, bu oran en yüksek yüzde 90 oranıyla Çin’de çıktı. Çinlileri, yüzde 87 ile Şili ve yüzde 85 ile Singapur izledi. Türkiye’deki katılımcıların yüzde 45′i gıda şirketlerinin sağlıklı yiyecek opsiyonları konusunda sorumlu davranmadığını düşündüğünü söyledi. Katılımcıların yüzde 32′si çocukları için obezite konusunda endişe taşıdığını belirtirken, en çok endişelenenlerin başında yüzde 82 oranıyla Brezilya geldi. Danimarkalı katılımcıların yüzde 83′ü, İngiliz katılımcıların yüzde 81′i ve Amerikalı katılımcıların yüzde 80′i evlerinde çocukların obezite sorununa dair hiçbir endişe taşımadığını belirtti.
Çocukların şişmanlaması endişe yaratıyor
Çocukların obezite sorununa ilişkin, ülkesi adına endişe duyanların oranı yüzde 58 oldu. Şili, endişe edenler arasında yüzde 95 oranıyla başı çekerken, Brezilya yüzde 90, Mısır yüzde 80 ile Şili’nin arkasından geldi. Türkiye’de ise bu oran 71 oldu.
Katılımcıların yüzde 61′i gıda şirketlerinin çocukların obezite ile ilgili yaşadığı yada yaşayabilecekleri sorunların önlenmesinde yardımcı olacağını düşündüğünü etti. Kolombiyalılar ise yüzde 88 oranıyla bu görüşün en yoğun olduğu ülke oldu. Kolombiya’yı yüzde 84 ile Şili ve yüzde 73 ile İngiltere izledi. Türkiye’deki katılımcılar, gıda şirketlerinin çocukların obezite ile ilgili yaşadığı ya da yaşayabilecekleri sorunların önlenmesinde yardımcı olabileceği konusunda ikiye ayrıldı. Yüzde 53′ü “yardımcı olabilir” dedi.
Bir önceki Ramazan bayramı ve sonrasında sağlıklı beslenme başlıklı konumuzda ramazan ve ramazanda sağlıklı beslenme hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.