->
Sanki buğulu camlar bir anda saydamlaşıyor. Söylenen şeylerden çok, bakışlara, söylenemeyenlere yoğunlaşmaya başlıyorsunuz.
SABAH
Hayatınızdaki kişi işi bahane edip sizinle ilgilenmiyorsa, hayatınız ayrı odalarda geçiyorsa, birbirinizden kopuk bir hayatınız varsa; bu yazı sizin için…
Belki ‘normal’ karşıladığınız hayat arkadaşınız tedavi görmesi gereken bir duygusal anoreksiktir!
Şairin dediği gibi 35 yaş yolun yarısıysa, insan 35′e doğru ilerlerken çevresindeki birçok şeyi daha net analiz etmeye başlıyor sanırım. İlişkileri de daha farklı bir gözle görüyorsunuz…
OSCAR’LIK OYUNCU
Evliliklerinde ne kadar mutlu olduklarını, eşlerinin muhteşem olduğunu anlatan arkadaşlarınızın aslında evlerinde yalnızlıktan çıldırmak üzere olduğunu fark ediyorsunuz. Size gülerek, “Bizimki çok çalışıyor bu aralar
Neyse ben de bu sayede kendime ve dostlarıma daha çok zaman ayırıyorum” diyenlerin Oscar’a aday olacak kadar iyi oynadığını anlıyorsunuz. 30′dan sonra ‘peri masalı’ düğünlerle evlenenlerin ya teker teker boşandığına ya da belki bir ömür boyu sürecek sahte bir mutluluk oyunu oynayacağına acı bir tebessümle şahit oluyorsunuz.
KOPUK HAYATLAR
Evlenmediyseniz, “Biz asla böyle olmayacağız!” demek de sanırım içinizi rahatlatmıyor. Sağa sola döndükçe evlilik fikri daha da ürkütücü bir hal alıyor. Kopuk hayatların, hepimizin kaderi olduğunu düşünmüştüm ki; bir kitap ‘normal’ olarak algılamaya başladığımız hareketlerin, aslında ilişkide büyük sorunların varlığını gösterdiğini fark ettirdi.
YAKINLIK SORUNU
Amerikalı ilişki terapisti Douglas Weiss’in yeni piyasaya çıkan ‘Intimacy Anorexia’ (yakınlık anoreksiyası ya da duygusal anoreksiya) isimli kitabı, sanırım tüm bu derme çatma ilişkileri çok daha iyi analiz etmemizi sağlayacak.
SEVGİ EKSİKLİĞİ
Dr. Weiss’in kitabında ilişki kurma ve ilişki yürütme sorunu yaşayanlar anlatılıyor. Weiss’in ‘intimacy anorexic’ ismiyle tanımladığı bu kişiler; samimiyetten, empatiden özellikle de duygusal ilişkide yakınlık kurmaktan, sevgi göstermekten yoksun. Kendi psikolojik rahatsızlıklarının çoğunlukla farkında değiller.
Farkında olmadıkları için de ilişkiye, kendilerine ve daha çok birlikte oldukları kişiye zarar veriyorlar. Doktora göre bu durumun işaretleri şunlar: “Aynı evde yaşayıp ayrı odada oturmamak, az iletişim kurmak, birbirinin istediği etkinliklere katılmamak, sürekli işi bahane etmek ya da karşınızdakinin sürekli hatalı noktalarını bulup onu suçlamak!”
COOL DEĞİL
Dr. Weiss; stres altında çalışan, iş saatleri ve koşulları nedeniyle ‘yakınlık’ kurma konusunda beceriksizleşen 21′inci yüzyıl insanının, bu rahatsızlıkla gittikçe daha çok karşılaşmaya başladığını söylüyor. Weiss’e göre işin daha da kötüsü, bu sorunla karşı karşıya olan pek çok kişinin durumlarının farkında olmaması. Sayılarının da gittikçe artması nedeniyle ilişkilerdeki bazı ölümcül hataların yavaş yavaş ‘normal’ ve ‘cool’ olarak karşılanmaya başlanması.
PROFESYONELDEN YARDIM
Çevremizde ikili bir ilişkide olduğu halde, kendini yalnızlığa, yalnız kalmaya mahkum etmiş, karşısındakiyle anlaşmak yerine hayatı zorlaştırmaya çalışan ne çok insan var değil mi? Kendinize bir iyilik yapın, bu durumla siz karşı karşıyaysanız bir profesyonelden yardım isteyin ya da hayatınızdaki anoreksiği tedavi görmesi için ikna edin. Kendinizi duygusal anoreksiklerden koruyun!
BEŞİ İLİŞKİNİZDE VARSA DİKKAT!
Aynı evde vaktinizin büyük kısmını ayrı odalarda geçirmek.
Sürekli işi ve yoğunluğu bahane ederek hayatınızdaki kişiden uzak kalmak.
Beraber olduğunuz kişiyi kızgınlık ya da sessizlikle istediğiniz gibi kontrol etmek.
Bilinçli ya da bilinçsiz olarak hayatınızdaki kişiden sevgi esirgemek.
Bir sorun olduğunda ilk tepki olarak hayatınızdaki kişiyi suçlamak.
Cinsellikten uzak kalmak.
Maddi konularla ezmek.
Sürekli cezalandırmaya çalışmak ve bunu sürekli yapmak.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.