->
Bütün canlı hücrelerde olduğu gibi, beyindeki sinir hücrelerinin de belli bir elektriksel canlılığı vardır. Bu güç belli sınırlar arasında sürekli değişir, yani bir osilasyon gösterir.
EPİLEPSİNİN OLUŞUM MEKANİZMASI:
Epilepsi nöbetlerinin beyinden kaynaklandığı, Hipokrat zamanında bile bilinmekteydi. Bu elektriksel canlılık, hücre zarının iç yüzüyle dış yüzü arasında ortaya çıkan ve sürekli olarak bir osilasyon gösteren hücre zarının elektriksel gücü biçiminde kendisini belli eder. Fakat epilepsi (sara) nöbetlerinin oluşum mekanizması konusundaki henüz tamamlanmamış bilgilerimiz çok yenidir
Hücrenin elektriksel gücündeki bu osilasyon, sinir hücresinin o andaki uyarılma durumuna bağlı olarak değişiklik gösterir, örneğin sinir hücresinin istirahat halindeki elektriksel gücü -70 mV (mili Volt) iken, bu sinir hücresi uyarıldığında elektriksel gücü + 35 mV düzeyine yükselebilir. Beyindeki sinir hücrelerinin gücü, senkron olarak ve sürekli birbirleriyle aynı doğrultuda değişmez. Beynin o anki canlılığına uygun olarak ancak belli sayıdaki, genellikle de aynı görevi üstlenmiş olan sinir hücreleri, senkron ve aynı doğrultuda çalışırlar.
Beynin herhangi bir bölgesinde yer alan atrofi, nedbe. tümör gibi bölgesel bozukluklar ya da oksijen azlığı (hipoksi), kanda glikoz azlığı (hipoglisemi). kanın baz özelliğinin artması (pH yükselmesi), kanda kalsiyum azalması (hipokaî-semi) gibi genel bozukluklar beynin belli bir bölgesindeki sinir hücrelerinin senkron olarak yüksek bir elektriksel canlılık göstermelerine, fazla miktarda ve senkron olarak elektriksel boşalımdabulunmalarma neden olabilirler. Normalden fazla elektriksel canlılık gösteren böyle bir sinir hücresi kümesinin beyinde oluşturdukları odağı “Epileptojen odak”, yani epilepsi (sara) yaratan odak denir. Epileptojen odaktan yayılan elektriksel boşalımlar, bazen yalnız kaynaklandıkları bölgede kalırlar. Bazen de komşu beyin bölgelerine ya da tüm beyine yayılırlar. Epileptojen odaktan kaynaklanıp yayılan bu elektriksel boşalımlar (bunlara “epileptik boşalım” denir) ulaştıkları beyin bölgelerindeki sinir hücrelerini ya uyarırlar ya da onların normal görvlerini baskı altına alırlar.
Bilindiği gibi beynin belli bölgeleri belli görevler üstlenmiştir. Örneğin görmeyle ilgili merkez.
beynin oksipital lobunda; işitme ile ilgili merkez, beynin temporal lobunda; kasların kasılmasıyla ilgili merkezler, motor bölgesinde bulunurlar. Epileptik boşalım beynin hangi bölgesinden kaynaklanmış ya da hangi bölgelerine yayılmışsa, epilepsi (sara) nöbetlerinin biçimi, etkilenen beyin bölgesinin Özelliklerini yansıtacaktır. Örneğin frontal lob bölümündeki motor merkezlerden kaynaklanan ya da bu merkezle yayılan bir epileptik boşalım, şiddetli kas kasılmalarına neden olacaktır. Çünkü bu bölge, kasların kasılmasını sağlayan beyin bölgesidir. Nitekim bazı epilepsi (sara) nöbetlerinde hastanın şiddetli kas kasılmalarıyla (bunlara “Tonik kasılma” denir) kaskatı kesildiği ve daha sonra da kasların arka arkaya kasılıp gevşemeleriyle hastanın çırpındığı görülür. Kasların arka arkaya kasılıp gevşemeleri olayına “Klonik kasılma” denir. Burada verdiğimiz örnek, epileptik boşalımın uyarıcı etkisine bir örnektir. Şimdi de epileptik boşalımın normal bir işlevi baskı altına alışına bir örnek verelim.
Bilindiği gibi bilinç, beyin korteksinin (beyin kabuğu) bir işlevidir. Ancak korteks, tek başına bilincin sağlanmasına yetmemektedir. Beyindeki “Formasia retikularis” denilen yapı, beyin sapı yoluyla omurilik içinde uzanır. Bu yapı bütün beyin korteksini destekler. Eğer herhangi bir olay formasia retikuiarisî etkileyecek olursa, beyin korteksinin sağlam olmasına karşın bilinç kaybolur. Nitekim herhangi bir epileptik (sara) boşalım formasia retikuiarise ulaştığında ya da buradan kaynaklandığında, bilinç baskı altına alınır, yani bilinç kaybedilir.
Epileptik boşalımlar beynin bir çok merkezini aynı anda etkileyebilirler. Örneğin bir epileptik boşalım hem formasia retikularisi hem de motor korteksi etkileyebilir. Bu gibi durumlarda epilepsi (sara) nöbeti geçirmekte olan hasta, bilincini kaybedip yere yuvarlanır ve kasların tonik kasılmasıyla kaskatı kesilir. Bir süre sonra da kasların klonik kasıimalarıyla, çırpınır biçimde hareketlere başlar. Buraya kadar anlatığımız olayların temelinde, belli bir sinir hücresi kümesinin anormal, aşırı ve senkron elektrik boşalımlarda bulunmalarından, yani epileptik boşalımlarda bulunmalarından kaynaklanmaktadır. Fakat bu epileptik boşalımların nasıl ortaya çıktığı sorusu, hala yanıtlanmayı beklemektedir. Beyindeki epileptojen odaklardaasetilkolin miktarının arttığı , buna karşılık sinir hücreleri arasındaki iletiyi baskı altına alan “Goma aminobutirik asit” (GABA) adlı maddenin azaldığı ileri sürülmektedir. Bilindiği gibi asetilkolin, sinir hücreleri arasındaki iletiyi gerçekleştiren bir maddedir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.