->
Bu sıradışı durum Fransız Paradoksu olarak bilinmektedir. Bu iki ana risk faktörüne rağmen Fransız toplumunda kardiyovasküler hastalıklar kaynaklı ölüm ve hastalık ABDden oldukça düşük düzeylerde bulunmaktadır.
Oysa yüksek kan kolesterol (özellikle düşük özgül ağırlıklı lipoprotein-LDL) düzeyleri ve hipertansiyon kardiyovasküler hastalıkların en önemli nedenleri arasında sayılmaktadır. Fransız toplumu yüksek etil alkolün yanında ABD toplumundan 3.8 kat daha fazla tereyağı, 2.8 kat daha fazla domuz yağı tüketmesine, yüksek kan kolesterol ve kan basıncı seviyelerine sahip olmalarına rağmen kardiyovasküler hastalıklardan ölüm oranları ABD toplumuna göre 2.5 kat daha düşüktür.
Fransız toplumu ABDden 7.6, İngiliz ve Kuzey Avrupa ülkelerinde yaşayanlardan 3-13 kat daha fazla şarap tüketmektedir
Fransa mutfağı hayvan yağı ve kırmızı ete bağımlı olmasına rağmen kardivasküler morbidite ve mortalite oranlarındaki bu dikkat çekici farklılık, çalışmaların şarap tüketimi üzerinde yoğunlaşmasına neden olmuş ve özellikle kırmızı şarabın kalp hastalıklarından koruyucu bir içecek olduğu yapılan çalışmalarla gösterilmiştir.
Ancak başta Dr. Vinson ve diğer pek çok araştırmacı farklı sonuçlara ulaşmışlardır. Gerçekte kalp-damar hastalıklarından koruyucu etkiye sahip olan şarap değil üzüm suyudur. Etil alkolden arındırılmış şarap (üzüm suyu) şaraba göre çok daha yararlı bulunmuş ve tüm yararlı etkilerin çayın içinde de bolca bulunan polifenolik bileşiklere ait olduğu gösterilmiştir. Dolayısıyla tercihe bağlı olarak şarap yerine üzüm (özellikle kuru) ve üzüm suyu tüketilmesi hem daha ekonomik hem de çok daha koruyucudur. Bu sayede başta beyin olmak üzere hemen tüm dokulara zararlı olduğu bilinen etil alkolün zararlarından korunulacak hem de üzüm suyuna ait tüm yararlar kazanılabilecektir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.