->
Buna karşılık denizden uzak ya da dağlık bölgelerin içme sularındaki iyot miktarı yetersiz düzeydedir. Denize yakın, deniz havasını alabilen bölgelerin havasında ve suyunda insanın gereksinimini karşılayabilecek düzeyde iyot bulunur.
Tiroit bezinin çeşitli nedenlere bağlı olarak büyümesine “Guatr” denir. Bu bölgelerde yaşayan insanların kanındaki iyot düzeyi düşük olur. Tiroksin hormonunun yapısına giren iyot besin, su ve solunum yoluyla vücuda, oradan da tiroksin sentezine katılır
Düşük kan iyotu ise tiroksin hormonu sentezinin azalmasına neden olur, Bu azalma tek tek hücre ve folikül düzeyinde olmaktadır. Organizma normal tiroksin gereksinimini karşılamak amacıyla bu kez tiroksin sentez eden hücrelerin ve foliküllerin sayısını çoğaltma yoluna gider. Bu ise tiroit bezinin büyümesine yani “Guatr”a yol açar. Bu hastalarda başlangıçta tirotropin düzeyi normaldir. Öyle ki tiroit bezinin normal tirotropin düzeyine karşın büyümesi, tiroit bezinin yetersiz iyot düzeyi durumunda tirotropine aşın duyarlılık kazanmasıyla açıklanmaktadır. Guatrın başlangıç dönemlerinde büyümüş olan tiroit bezi kitlesi, vücudun tiroksin hormonu gereksinimini karşılayabilir. Fakat bir süre sonra hormon yapımı yetersiz kalır ve bir tiroksin azlığı tablosu yani bir “Hipotiroidizm” gelişir.
Bazı bölgelerde ise yeterli iyot miktarına karşın, guatr yine de gelişebilmektedir. Buna en iyi örnek ülkemizin Karadeniz Bölgesi’ndeki guatr vakalarıdır. Bazı bölgelerde ise suda yeterli iyot bulunmasına karşın, guatr vakalarına çok rastlanır. Çünkü Karadeniz halkı “Kara Lahana” denilen bir sebzeyi çok yerler. Kara lahanada ise “Guatr yapıcı” (guatrojen) denilen maddeler bulunur. Bu maddeler kandaki normal iyot düzeyine karşın tiroksin hormonunun yapımını engellerler.
Bilindiği gibi, tiroksin yapımı azalmış olan organizmada zamanla guatr gelişir. Bu hastalarda guatr, tiroksin düzeyini normal tutmaya çalıştığı ve bunda da önemli ölçüde başarıya ulaştığı için tiroksin hormonu eksikliği ve buna bağlı klinik guatr belirtileri ortaya çıkmaz. Fakat büyük guatrlar nefes borusu (trakea) ve yemek borusuna (özofagus) baskı yaparak solunum güçlüğü ve yutma güçlüğüne neden olabilirler. Guatrın tedavisi ve önlenmesi çok basittir. Denizden uzak bölgelerin içme suyuna ve sofra tuzuna belli oranlarda iyot katılarak hastalığın ortaya çıkması engellenebilir. Kara lahana, şalgam gibi içinde guatr yapıcı maddeler bulunan besinlerin daha dikkatle kullanılması etkin bir koruyucu önlemdir. Tiroksin hormononun ve/veya iyodun dışardan verilmesi tedavinin temelini oluşturur. Bu tedaviler sonucu büyümüş olan tiroit bezi, yani guatr geriler. Çok büyük ve baskıya neden olan guatr vakalarının bazılarında ise baskıyı kaldırmak amacıyla cerrahi girişime baş vurulabilir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.