->
Ahmet Akgül, kalp cerrahisi öncesinde hastalarda şiddetli kaygı, stres ve depresyon şikayetleri geliştiğini söyledi.
Yabancı bilim insanları tarafından da ilgi gören çalışma, Ağustos 2011′de İstanbul’da gerçekleştirilen ”Avrupa Hipnoz Kongresi”nde kabul edildi. Dr.
Türk bilim insanlarınca uygulanan ve başarılı sonuçlar elde edilerek bir çalışmaya dönüştürülen kalp cerrahisi öncesinde ”hipnoz” uygulaması ile hastalarda kaygı, stres, endişe ve depresif bulguların azaldığı, ameliyat sonrası ağrı kesici ilaç dozunun düştüğü ve solunum destek cihazına daha az ihtiyaç duyulduğu saptandı.
İstanbul Bakırköy Eğitim ve Araştırma Hastanesi Kalp Damar Cerrahisi Klinik Şefi Doç
Ameliyat sonrasında da hastaların ameliyat kesilerine bağlı şiddetli ağrı hissettiğini ifade eden Akgül, ağrının azaltılabilmesi için ilaç kullanıldığını belirtti. Akgül, ilaçların da çeşitli yan etkileri olabildiğini dile getirerek, mümkün olduğu kadar ilaç kullanımından kaçınılması gerektiğini vurguladı.
Ameliyat öncesi ve sonrasında hastadaki kaygı ve stresin azaltılabilmesinin hem hasta hem de hekim açısından operasyonun başarısında çok önemli olduğunu dile getiren Akgül, yıllardır birçok alanda kullanılan ”hipnoz” tekniğinin de kalp cerrahisi öncesinde uygulanmaya başlandığını söyledi.
Akgül, hipnozun uyku ile uyanıklık arası bilinçli bir yoğunlaşma süreci olarak tanımlandığını belirterek, hipnozun bilinçaltını etkileyerek insanın kendi gücünün farkına varması olar da değerlendirilebileceğini ifade etti. Hipnoterapi’nin ise hipnoz kullanılarak insanların sağlık ve gelişimleri için uygulanan bir terapi dalı olduğunu anlatan Akgül, kendilerinin de kliniklerinde kalp ameliyatı öncesinde hastalara hipnoterapist tarafından bu tekniğin uygulandığını söyledi.
Akgül, hipnoz tekniklerinin ”insanların kendi bilinç altları ile uyumu yitirdikleri için hasta oldukları, dış programlamanın fazla olmasına bağlı olarak kendi benlikleriyle bağlantılarının koptuğu” tezi ile gelişmeye başladığını belirterek, ”Biz de hastaları bir cisim veya hatıraları üzerine yoğunlaştırıp, korku ve ağrıdan uzaklaşmalarını sağlıyoruz. Kliniğimizde kalp ameliyatına girecek olan hastalardaki stres, kaygı, endişe, depresyon ve ameliyat sonra oluşabilecek olan ağrıyı en aza indirmek için dünya tıp literatürlerinde de kabul görmüş olan hipnoz tekniğini ameliyat öncesi hastanın hazırlığı sürecinde uyguluyoruz” diye konuştu.
Hipnoz uygulamasının her hasta için yaklaşık yarım saat sürdüğünü ve anestezist hekim tarafından yapıldığını anlatan Akgül, hipnoz tekniği uygulandıktan sonra gerçekleştirilen kalp cerrahisi ameliyatlarından çok başarılı sonuçlar elde ettiklerini ifade etti.
”HİPNOZ UYGULANAN HASTALAR, SOLUNUM CİHAZINA DAHA AZ İHTİYAÇ DUYUYOR”
Hipnoz tekniğinin uygulandığı ameliyatların aynı kalp cerrahı tarafından yapıldığını anlatan Akgül, bu uygulamaları bir çalışma haline getirdiklerini söyledi. Akgül, çalışma için hastanenin etik kurulundan yazılı izin alarak tüm hastaları bu konuda bilgilendirdiklerini ve onamlarını aldıklarını belirterek, çalışma kapsamında kalp ameliyatı olacak 44 hastayı iki gruba ayırdıklarını ve tüm hastaları ameliyat öncesi bilimsel olarak kabul edilen kaygı testleri (STAI-1, Beck, RSS)’nden geçirdiklerini ifade etti.
Hastaların yarısına (22) ameliyat öncesinde hipnoz uygulandığını, diğer yarısına ise böyle bir uygulama yapılmadığını ancak tüm hastalara ameliyat ve sonrası hakkında genel bilgilendirme verildiğini anlatan Akgül, her iki grubun sonuçlarının ameliyat sonrasında kıyaslandığını söyledi.
Akgül, uygulama öncesinde hipnoz yapılan kalp ameliyatlarının tümünün başarıyla sonuçlandığını, ameliyat sırasında hastaların normal protokollere uygun anestezi aldıklarını belirterek, ”Çalışma sonucunda, hipnoz uygulanan hastalara bir kez daha yapılan endişe ve kaygı testlerinde, hastalarda kaygı, stres, endişe ve depresif bulguların azaldığı saptandı. Hipnoz uygulanan hastalarda kullanılan ağrı kesiciler ile sakinleştiricilerin dozunun, hipnoz uygulanmayanlara oranla anlamlı olarak düştüğü tespit edildi. Hipnoz uygulanan hastalarda solunum cihazına bağlı kalma riski de anlamlı olarak azaldı. Böylece hastalar, daha kolay hareket edebilme, bu sayede iyileşmede sürecinde hızlanma ve enfeksiyon riskinden uzaklaşma imkanı buldu” diye konuştu.
Akgül, çalışmanın 16-20 Ağustos 2011′de İstanbul’da gerçekleştirilen Avrupa Hipnoz Kongresi’nde (12. Congress of Esh İstanbul; www.hypnosis2011.com) kabul edildiğini bir saat süren bir sunumla bilim insanlarıyla paylaşıldığını anlattı.
Çalışmanın özellikle yurt dışından gelen Alman bilim adamlarınca çok beğenildiğini vurgulayan Akgül, çalışmanın teknikleri hakkında kapsamlı bilgi istediklerini belirtti. Akgül, uygulamaların dünyada çok nadir yapılabildiğine dikkati çekerek özellikle kalp cerrahisi olması gereken, ancak çok endişelenerek stres yaşayan hastalar için umut verici olduğunu söyledi.
Sabah
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.