->
Genellikle kronik gidişli, ama akut da olabilen bir iltihaplanmadır; en çok irinli bir ortakulak iltihabının içkulağa yayılması ile başlar. Oldukça az görülen bir başka yayılma yolu da hemato-jen, yani kan dolaşımı ile gerçekleşen doğrudan yayılmadır; çocuklarda kızıl ve kabakulak, erişkinlerde ise tifo gibi genel enfeksiyon hastalıklarının gidişi sırasında görülebilir.
İÇKULAK İLTİHABI (LABİRENTİT)
NEDENLERİ
İıfkulak iltihabının, frengi ve verem etkenlerine bağlı olarak gelişen özgün biçimleri dışmda çok çeşitli nedenleri vardır. ^> Beyin zarı iltihabı (menenjit) sırasında ise iltihap, kafatasından içkulağa doğru yayılabilir. Bu yayılma biçimi daha çok meningokoklann etken olduğu olgularda gözlenir
Şakak kemiğinin kırılmasına yol açan bir yaralanma da hastalık nedeni olabilir.
BELİRTİLERİ
İltihap etkenleri içkulağa ulaşmca, mikrobun üreme hızına, kişinin genel ve iç-kulağın yerel durumuna göre serumlu ya da irinli içkulak iltihabına yol açabilir; hastalık akut ya da kronik gidişli olabilir. Akut biçimler her zaman geniş bir yayılım gösterir; kronik biçimler ise yaygın ya da sınırlı olabilir, yani yalnızca kulak salyangozu ya da arka (ves-tibüler) içkulakla sınırlı olabilir.
Akut serumlu içkulak iltihabı: İçku-lağın üreme hızı düşük mikroplar tarafından istilasına bağlanmakla birlikte, genellikle ortakulakta yer alan iltihabi bir odaktan komşuluk yoluyla oluşur. İrinli içkulak iltihabında olduğu gibi ani ve etkili bir başlangıcı vardır.
Kulak salyangozunun zedelenmesine bağlı belirtiler aniden ortaya çıkar. Uğultuları bir süre sonra işitme yitimi izler; öteki belirtiler baş dönmesi, ağır denge bozuklukları, bulantı ve kusmadır. Uygun bir antibiyotik tedavisi ile tüm belirtiler iki üç hafta içinde kaybolur ve tam bir iyileşme görülür. Bazen hafif bir işitme bozukluğu kalabilir.
Akut irinli içkulak iltihabı: Serumlu biçimden daha ağır gidişlidir; enfeksiyonuz kulak zan çevresine yapılan hatalı tıbbi girişimler sonucunda ortaya çıkabilir. Hastalığın başlangıcı anidir. Çok şiddetli olan baş dönmeleri hastanın ayakta durmasını ve yürümesini güçleştirir, ayrıca inatçı bir bulantı ve kusma görülür. Sağırlık tamdır ve duyu hücrelerinin yıkımına bağlı olduğundan hastalık iyileştikten sonra da kalıcı sağırlık gözlenir. Serumlu içkulak iltihabı ile ayırıcı tanı yapılması gerekir. İrinli biçimde işitme başlangıçtan beri ortadan kalkmıştır ve içkulak kesinlikle uyanlamaz, oysa serumlu biçimde işitme kısmen kalır. En azından ilk günlerde ve belli ölçüde bir vestibüler uyarıla-bilirlik her zaman korunur.
Akut içkulak iltihabına benzer bir klinik tablo, beyincik apsesinde de gözlenir; tedaviye karar verebilmek için mutlaka ayırıcı tanı gerekir.
Kronik serumlu içkulak iltihabı:
Akut serumlu biçimden kalan biı iz olabilir ya da başlangıçtan beri kronik nezleli bir ortakulak iltihabından sonra bu biçimde gelişir. İltihabi süreç hafif de olsa, bağdokunun giderek artmasına ve daha duyarlı olan epitel dokunun yerini almasına neden olur. Zamanla bağdoku artışı ile seyreden bir içkulak iltihabı yerleşir ve ileri derecede işitme yitimi ortaya çıkar.
Genellikle çok yavaş bir gidiş gösteren hastalığın özgün ve çarpıcı belirtileri yoktur. Bu yüzden bazen gözden de kaçabilir. Ama geçici içkulak tahrişi, ilerleyici sağırlık ve geçici baş dönmesine neden olabilir. “‘
Sınırlı kronik irinli içkulak iltihabı:
Genellikle kronik bir kulak iltihabını izler ve çoğu zaman kulak zarının kemik duvarında bir fistül ya da çürüme söz konusudur. Belirtileri iltihap odağının yerine göre değişir: İltihap kulak sal-yangozundaysa hemen hemen tam bir işitme yitimi gelişir. Hasta genellikle kendiliğinden vestibüler tepkime belirtileri göstermez, yalnızca zaman zaman görülen baş dönmesi krizleri vardır ve birlikte denge bozukluklarına da rastlanabilir.
Yaygın kronik irinli içkulak iltihabı:
Akut irinli içkulak iltihabını izler ya da kronik bir kulak iltihabı sonrasında sessiz bir biçimde gelişir. Belirtileri genellikle hafiftir ve dikkatle uygulanan od-yometri testiyle tam sağırlığa kadar gidebilecek az ya da çok belirgin bir işitme azalması saptanabilir.
Aktif kronik içkulak iltihabı ile iz bırakarak iyileşmiş bir içkulak iltihabı arasında ayırıcı tanı yapmak olanaksızdır. Genellikle başlangıç odağına antibiyotik ve iltihap bastına tedavi uygulanır. Cerrahi girişim yalnızca irinli İçkulak iltihabı sırasında beyin zarı iltihabı belirtileri ortaya çıkarsa uygulanmalıdır.
İÇKULAK İLTİHABININ ÇOK SEYREK GÖRÜLEN 1 BİR BİÇİMİ
Frengi, içkulağı kolayca etkileyebilir; böylece içkulakta artık çok seyrek görülen frengi iltihabı ortaya çıkar. Doğumsal frengi sağırlığı iki yanlıdır ve oldukça sıktır; göz değişiklikleri (parenkima-töz keratit) ve Hutchinson dişleri (üst orta kesicidişlerin ortasında yaranay şeklinde yarık) ile birliktedir. Enfeksiyonların genel belirtileri de gözlenir. Hastalık erken dönemde, yani yaşamın ilk beş ayı içinde ortaya çıkarsa, iki yanlı sağırlık çocuk konuşmaya başlamadan yerleşir. Bu nedenle çocuğun konuşmayı öğrenmesi olanaksızlaşır, çocuk zamanla sağır ve dilsiz olur.
Edinsel frengide içkulak iltihabı kural olarak üçüncü evrede yani hastalığın en ileri evresinde görülür.
Klinik açıdan iki yardı ve yavaş ilerleyen biçim ile akut gidişli biçim ayni: edilebilir. Akut iltihaplanma bir ya da iki kulakta olabilir. Böylece birkaç saat içinde belirgin baş dönmesi ile tam sağırlık ortaya çıkar. Bu durum frengi lez-yonunun yerleştiği herhangi bir damamı yırtılmasından sonra içkulağa kan dolmasından kaynaklanır.
Doğumsal ve edinsel frenginin akut biçimleri çok ağır sonuçlara yol açar; yavaş gidişli üçüncü evreye zamanında müdahale edilirse, frengi mikrobuna etkili ilaçlarla (penisilin vb) tedavi olanaklıdır.
ENFEKŞİYONSUZ İÇKULAK İLTİHAPLARI
İçkulak değişikliklerinin enfeksiyona bağlı olmayan, başka yapıdaki hastalık süreçlerinden kaynaklanan, yavaş gidişli biçimleri de vardır. Yaralanma ya da zehirlenmelere bağlı, doku yıkımıyla seyreden içkulak iltihapları bu gruptandır. Zehirlenme etkenleri de dış ya da vücut içi olarak iki bölümde incelenir. Dış zehirlenme etkenlerinin en önemlisi, yüksek dozda uzun süre alınan ilaçlardır; bu ilaçlar içkulağa ağır zarar verebilir, özellikle kinin, streptomisin, eritromisin ve bazı idrar söktürücüler bu açıdan önemlidir. Alkol ve tütün alışkanlıkları da içkulağa zarar verir. Aynı şekilde kurşun, benzol gibi zehirli maddelerle uzun süre birlikte bulunmanın da zararları olabilir; bazı saç boyalan da içkulakta ağır yıkım yapabilir.
Vücut içinden kaynaklanan zehirlenmeler şeker hastalığı, böbrek iltihabı, ürik asit yüksekliği, karaciğer iltihabı gibi hastalıkların gidişi sırasında gözlenir.
Yaralanma etkenleri ise şiddetli ve uzun süreli seslerdir. Büyük bir patlama gibi tek ve çok şiddetli bir ses de içkulağa zarar verebilir. Ayrıca bazı meslekler (makinistlik, demiryolculuk, demircilik, pilotluk, telefon santral memurluğu vb) dayanılabilir şiddette, ama sürekli gürültü etkisi sonucunda hastalığa neden olabilir. Gençlerin diskoteklerde ya da kulaklıklarla dinledikleri çok yüksek sesli müzik de bir ses yaralanması kaynağı olabilir.
Enfeksiyona bağlı olmayan başka bir içkulak iltihabı biçimi de yaşlılarda yaygın olarak görülen doku gerilemesine bağlı (atrofik) içkulak iltihabıdır. Yaşlanmaya bağlı olarak değişik organlardaki doku gerilemesi (atrofı) süreci, içkulağın duyusal dokularında da görülebilir ve yaşlanma sağırlığına yol açabilir. Ama yaşa bağlı olduğundan olağan kabul edilebilen bu tÜT dışmda yaşlılıkta başka doku gerilemesi biçimleri de görülebilir; bunlar yüksek tansiyon, damar sertliği gibi hastalıklardan kaynaklanır. Bütün doku yıkımı ve gerilemesi biçimleri yavaş gelişir; özellikle ani sesler ve şiddetli gürültüler, işitmede giderek artan bir azalmaya yol açar.
İlaç tedavisi kökten çözümleyici değildir; özellikle belirtilere yönelik olarak uygulanır ve en azından hastalığın ilerlemesini durdurmaya yöneliktir.
Klinik tabloda özellikle tiz sesler için iki yanlı, ilerleyici bir işitme azalması ön plandadır. Bazen uğultu (aku-feni), denge bozuklukları ve baş dönmesi de görülebilir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.