->
Emniyet yetkilileri ise bu yıl içinde önce Ankara’da başlayan, ardından Konya ve Bursa’da devam eden anne cinayetlerinde basının aldığı tavrın bu konuda belirleyici olduğunu düşünüyor.
Nergihan Çelen / ZAMAN
Şiddet olaylarını bütün detaylarıyla ve abartılı bir üslupla veren kitle iletişim araçları bu tür vakaların artışında rol oynuyor. İşlenilen cinayet ve tecavüzü bütün ayrıntılarıyla özendirici bir üslupla veren basının büyük hata yaptığını söyleyen medya eleştirmeni Ragıp Duran, bu tavrın değiştirilmesi gerektiğini vurguluyor. Taciz ve şiddet olaylarına medyanın tercih ettiği anlatım dili ile bir nevi meşruiyet kazandırıldığını söyleyen uzmanlar, bu tür haberler yayınlanırken çok dikkatli olunması gerektiğini belirtiyor.
17 yaşındaki M.F.’nin annesi Asiye F.’yi öldürmeden önce internet sitesinde ‘yakında herkes beni tanıyacak’ demesi, şiddet olaylarının medyada nasıl yer bulduğunun en önemli kanıtını oluşturdu
Duran, Türkiye’de okur veya reyting kazandırdığına inanıldığı için bu tür haberlerin abartılarak verildiğine dikkat çekiyor.
Şiddetin sebebine odaklanılmalı
Şiddetin sözün bittiği yerde başladığını anlatan medya eleştirmeni Duran, en büyük gücü söz olan basının kendini baltaladığını anlatıyor: “Son yıllarda Amerika’da gelişen barış gazeteciliği şiddet haberlerinin nasıl yayınlanacağını gösterdi. Şiddetin bizatihi kendini aktarmak, yani ‘şöyle bıçakladı, şöyle tecavüz etti’ demek yerine şiddete yol açan etkenlere mercek tutmak gerekiyor. Ya da medya aynı olay nasıl çözümlenirdi, bunu alternatifli olarak göstermeli. Şiddet ihtilafı çözümlemek için kullanılıyorsa benzer olay başka bir durumda nasıl çözülmüş, bu verilmeli. Ama bizde kullanılan dil neredeyse suçu teşvik mahiyetinde oluyor.”
Ragıp Duran, “Çünkü sürekli ayrıntılarıyla tekrarlanan haberler ister istemez zamanla normalleşmeye başlar. Bir tecavüz sahnesini bu kadar ayrıntılı verdiğinde sadece konuyu meşrulaştırmakla kalmıyorsun. Bir de deyim yerindeyse ağzı sulandırır tarzda neredeyse filmleştirerek özendirmiş oluyorsun.” ifadelerini kullanıyor.
Selçuk Üniversitesi İletişim Fakültesi Öğretim Üyesi Doç. Dr. Mehmet Fidan da medya kuruluşlarının bilgi ve haber verirken şiddete aracı olmamaya özen göstermesi gerektiğini söylüyor.
Bazen haberi yazanın hayal gücüyle elindeki bilgiyi gereksiz yere abarttığına dikkat çeken Doç. Dr. Mehmet Fidan, ne söylendiği kadar, haberin veriş şeklinin de önem taşıdığını vurguluyor.
Ayrıntılı haberler travmaya yol açıyor
Psikiyatrist Prof. Mehmet Zihni Sungur, cinsel saldırı ve cinayet haberlerinde kullanılan dilden daha çok görüntünün önem taşıdığını söylüyor. Sungur, “Hiç bu konuları düşünmemiş biri, eğer takıntılıysa görüntüler sayesinde kafasındaki korkularını kolaylıkla cisimlendirmiş oluyor.” diye konuşuyor. Sungur, cinayet ve tecavüze ait ayrıntıların olumsuz sonuçlara yol açtığını belirtiyor: “İnsanların kendilerini korumak için bu haberleri de bilmeye hakkı var. Ama mağdurları ajite eden ya da bu işi yapanları kahraman gibi gösteren, şiddeti önceleyen haberlerle bilmek zorunda değiliz. Mesela ‘Annesini 10 parçaya ayırdı’ ayrıntısını vermek yerine öldürdüğünü söylemek çok daha doğru bir yaklaşım olur. Çünkü bu bilgiyi bilmek, bize ekstra korku ve endişenin dışında bir şey kazandırmaz.”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.