->
Bu yaşlarda yaptıklarını ve yapamadıklarını gözden geçirip pişmanlık duyuyorlar.
Dış görünüşünden rahatsız oluyor, beğenilmeme korkusuna kapılıyorlar.
Kadınların birçoğu 35 yaş ve üstünde zorlu bir dönem yaşıyor. Eşle daha fazla sohbet edilir ve fiziksel değişimler olağan kabul edilirse bu süreç rahatlıkla atlatılabiliyor. Sorunlar orta yaş seviyesindeki kadınları hem mutsuz hem de sağlık açısından huzursuz ediyor.
Kabullenmek istemese de kadınlar, 35-45 yaş arasında ’40 yaş sendromu’ yaşıyorlar
Çatışmalı duyguların yaşandığı bu 40 yaş sendromunda çoğu kadın süreci zor atlatıyor. Kişi, bu yaşa kadar, hayatında koyduğu hedeflere ulaşamadı ve mutlu bir yaşam sürmedi ise 35-45 yaşları arasında böyle bir krize yakalanma ihtimali yüksek.
Nöroloji uzmanı Dr. Mehmet Yavuz, 40 yaşların genel olarak yaşamın durgunlaştığı, çalışma ve sosyal hayatın yavaşladığı bir dönem olduğunu belirtiyor. Bu devrenin oldukça çatışmalı duygular içerdiğini söyleyen Dr. Yavuz, geçici bir dönem olması sebebiyle 40 yaş krizi olarak adlandırıldığını ifade ediyor. Erkeklere göre daha duygusal yapıda oldukları için kadınların bu zaman diliminde daha hassas olduğunu vurgulayan Yavuz, “Bu süreçte kadınlar çok zorlanır. Araştırmaların birçoğunda bu duruma hormonların etkisi olduğu söylense de bu konuda kesin bir teşhis koymak doğru değil. Kadın, 40 yaşına geldiğinde hedeflerine ulaşamadıysa bu krize yakalanma ihtimali yüksek. Bu durumu en çok eşi ya da erkek arkadaşı tarafından beğenilmediği hissi tetikler. Aynı zamanda işyerinde kariyer olarak istediği konumda olamaması, 40 yaşına kadar evlenmemiş olması ya da evli olup çocuğunun olmaması, bu dönemde kadının aldatılması, 40 yaş bunalımını ortaya çıkaran sebepler olarak sıralanabilir.” Yavuz, mutlu bir çocukluğu olan ve huzurlu ailede yetişen kadınların bu dönemi daha kolay atlattığını söylüyor.
Eş ve çocuk bir kenara itiliyor
’40 yaş sendromu’nda kişi, yaşamını sorgulamaya, yaptıklarını ve yapamadıklarını gözden geçirip pişmanlık duymaya başlar. Yapmak istediği şeyler için çok geç kaldığını, yeterince genç olmadığını düşünür ve vazgeçer. Yaşlanmaya bağlı olarak kilo alma, saç dökülmesi, beyazlaması, sarkmalar ve çatlaklar görülür. Bu duruma bağlı olarak kadın kendi dış görünüşünden rahatsız olur ve beğenilmeme korkusunu daha yoğun yaşar. Kadın bu dönemde güzelleşmek için yaşlanmayı geciktirici tedavilere başvurur. Daha önce dikkat etmediği birçok konuda daha titiz davranır. Kıyafetler daha şık veya yaş ortalamasının dışındadır. Eş ve çocukları bir yana bırakarak hayatı daha yoğun ve yüksek tempoda yaşamak ister.
Eşler, birbiriyle konuşmalı
Yaşanılan durum tanımlanmalı ve paylaşılmalı: Çiftler, birbiriyle daha fazla sohbet etmeli.
Fiziksel değişimler olağan kabul edilmeli: Her yaşın ayrı bir güzelliği olduğu düşünülmeli, fiziksel değişimler, yaşamın getirisi olarak görülmeli.
Yeni hobiler edinilmeli: Takı kursları, seyahat, çeşitli spor dalları tercih edilmeli.
Daha güzel görünmek adına bir şeyler yapılabilir. Fakat bu “yaşlanmıyorum” mesajını başkalarına vermek için olmamalı. Birey, kendiyle barışık yaşamayı ve kendini sevmeyi yaşam tarzı olarak belirlemeli.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.