->
Araştırmalara göre kanserli hastaların yüzde 47’sinde bir psikiyatrik bozukluğu gelişiyor. Bunun yüzde 13’ü şiddetli depresyon, yüzde 68’i depresif uyum bozukluğu, yüzde 8’i organik mental bozukluk, yüzde 7’si kişilik bozukluğu ve yüzde 4’ü kaygı bozukluğu şeklindedir.
Kanser tedavisinde cerrahi, kemoterapi ve radyoterapi açısından hızlı ilerlemelerin kaydedildiğini belirten uzmanlar, bütün bu yöntemlerin yanında kansere ruhsal destek konularının ihmal edildiğini belirtiyor.
O yüzden hastalar belki iyi bir biyolojik tedavi sürecinden geçiyorlar, ama kanserin sebep olduğu ruhsal sorunlar ortadan kaldırılamadığından kalitesiz ve mutsuz bir yaşam sürüyorlar. Hâlbuki kanserin en sık komplikasyonları ruhsal alanda olmaktadır
O yüzden kanser hastanelerinde psikolojik destek programları oluşturulmalı, psikiyatrik tedavilerin ve psikoterapilerin yanında akupunktur ve müzikoterapi gibi tamamlayıcı tıp yöntemleri de tedaviye eklenmeli.
Kanser bir travmadır
Kanser hastaları ve yakınları ilk etapta bir şok dönemine girerler. Olumsuz inanışlar belirir. Bunlar travmanın sebep olduğu düşüncelerdir ve kişiyi inkar noktasına getirirler. Gerek hasta gerekse yakınları durumu kabullenemez, travmayı inkarla çözmeye çalışırlar. Ancak inkar sorunun büyümesine, uzamasına ve zaman kaybına sebep olur. İşte, travmanın çözülebilmesi ve inkâr döneminin mümkün olduğunca kısaltılabilmesinde psikolojik destek önem arz eder.
Ruhsal sorunlar çabuk çözülmelidir
Hastalar zamana karşı yarışırlar. O yüzden uygulanacak psikolojik destek programının etkin, kısa sürede sonuç veren ve kolay bir yöntem olması gerekir. EMDR bu üç talebi de karşılayan yeni bir yöntemdir. Göz küresi hareketleri veya kulaklıktan verilen çift taraflı ritmik sesler vasıtasıyla kanser travmasında son derece başarılı olmaktadır.
Çalışmada kanserli kişinin kanserin ilk teşhisinden o ana neler yaşadığı tespit edilir. Olumsuz düşünceler kaydedilir. Kanserle ilgili korkuları, kaygıları ve takıntıları saptanır. Sonra EMDR protokolüyle destek programına başlanır.
Genellikle ilk dört seansta hastalar rahatlamakta, daha ileri seanslarda hem kanser öncesi hem de kanser sonrası ruhsal sıkıntılarından kurtulabilmektedirler. EMDR de, eğer biyolojik tedavi olumlu cevap verirse yaşam kalitesini artıp yaşam süresini uzatır.
Yakınlar da travmatize olur
Hastalık hasta kadar yakınlarını da etkiler. Yakınlarda da benzer süreçler yaşanır. Tükenmişlik sendromu, depresyon ve kaygı bozuklukları sıklıkla gözlenir. Hasta yakınlarında da EMDR’yle çok çabuk ve etkin sonuçlar alınabilmektedir. Hasta yakınlarının iyi olması hastanın da bakım kalitesini, moral ve motivasyonunu artırmaktadır. Dr. Deniz Adnan Çoban
Bir önceki Kanser virüsü evlilik dışı ilişkiyle yayılıyor başlıklı konumuzda cinsel yolla bulaşan hastalıklar, rahim ağzı kanseri ve smear testi hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.