->
Amerika’daki gençlerin yüzde 85′i kaygı bozukluğu yaşıyor. Amerika’da ise bu oran daha düşük. Araştırmada ayrıca kaygı oranı yüksek olan gençlerin yüzde 54′ünün halk arasında yoğun iç sıkıntısı olarak tanımlanan ‘anksiyete bozukluğu’ taşıdığı belirlendi.
Çeşitli psikolojik test yöntemlerinin kullanıldığı araştırmada gençlerin genel olarak kendilerini normalden fazla beğendikleri görülürken yüzde 88,8′inin klinik düzeyde kaygı sahibi olduğu saptandı. 1982 yılında İstanbul, Ankara,İzmirve Mersin’de 15-19 yaş arası öğrenciler üzerinde yapılan araştırmada kaygı oranı yüzde 47′ydi
Geçen zaman diliminde bu oranın yükselmesi Türk gençlerinin duygusal açıdan yıprandığını gösteriyor.
Araştırmada çeşitli kişisel ve sosyal durumların birbirleriyle olan ilişkisine de dikkat çekildi. Buna göre; 15-20 yaş arası gençlerde öfke arttıkça kendine saygı da azalıyor. Eğitim düzeyi yüksek ebeveynin çocuklarında öfke ve kaygı daha az. Aile şehirde yaşıyorsa çocukta narsisizm ve kendine saygı artıyor. Ailenin gelir düzeyi yükseldikçe ve yaş ilerledikçe öfke, narsisizm ve kendine güven artıyor. Anne babası boşanan çocuklar daha narsist. Sağlık problemi yaşayan gençlerde öfke düzeyi yaşamayanlara göre çok daha yüksek. Hastalık sahibi gençlerin sağlıklı gençlere oranla kendilerine olan saygıları düşük.
Kızlar kaygılı, erkekler özgüvenli
Araştırmanın diğer bulgularına göre erkekler ‘öfkeyi kontrol edememe’, kızlar ise ‘kaygı yaşama’da daha yüksek puan aldı. Ayrıca erkeklerin kendine olan güveni kızlara göre daha fazla. Öfke ve kaygıda cinsiyet farklılığının önemli bir faktör olduğunu ortaya koyan araştırmada ayrıca kız ve erkeklerin ebeveynleri de araştırıldı ve şu sonuçlara ulaşıldı: Sürekli kaygı yaşayan kızlar, çok kardeşli ve babalarının eğitim düzeyi düşük. Kaygı yaşayan erkeklerin annelerinin ise eğitim düzeyi düşük ve büyük yerleşim yerlerinde yaşıyor.
ZAMAN
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.