->
İntihar bir insanın ölümü tercih etmesi, ani bir kriz sonucu ya da psikolojik bir hastalığın etkisiyle kendi canına kıyması eylemidir.
Bir insanın kendi canına kıyması, bile bile ölmeyi tercih etmesi çoğu zaman çevresindekilere anlaşılmaz gelir. Çağlar boyunca intihar, ağır bir akıl hastalığı ve farklı dinlerde büyük bir günah olarak kabul edilmiştir. Bu tür düşünceleri kafalarından geçirenlerin büyük bir bölümü bunu uygulamaya geçirmeyerek, sadece düşünsel alanda bu eylemi gerçekleştirerek ölümlerinden sonra nelerin olabileceğini tahmin etmeye çalışırlar. Bu sebeple intihar edip ölümden sonrasına dair merakı gidermeyi düşünmek insanın zihinsel faaliyetlerinin bir sonucudur; eyleme dökülmedikçe anormal bir durum değildir.
İnsanoğlu, her zaman ölümü ve ölümden sonrasını merak etmiştir
Bu sebeple “ölümden sonrasını merak ediyorum, acaba kontrolümü kaybedip intihara kalkışır mıyım” kaygısı yersizdir.
Ancak bazı kişiler çevresindeki korkutmak, ilgi ve yardım sağlamak, çevresindekilere yeterince ifade edemediği duygu ve düşünceleri konusunda mesaj vermek gibi amaçlarla intihar tehditleri savurmayı alışkanlık haline getirebilirler. Bu tür tehditler savuranlar diğerlerinin ilgisini, yardımlarını sağlama amacı güderler. Basının ve kamuoyunun bu girişime ilgisi olursa çoğu zaman kişi istediğini daha kolay elde eder, artık intihar girişiminde bulunmayı bir sorun çözme yolu olarak benimseyebilir. Gerçekte ölüm amacı taşımayan bu tür girişimler bazen tehlikeli hale gelip kişinin ölümüyle sonuçlanabilir. Çevredeki kişiler bu tehditleri ciddiye almazlarsa, gerçek intihar girişimleri ortaya çıkabilir. Bu tür intihar davranışları da ciddiye alınmalı, potansiyel ölüm isteği olarak değerlendirilmelidir.
Dünya Sağlık Örgütü’nün saptamalarına göre; intihar girişimleri, gerçekleştirilmiş intiharlardan yaklaşık on kat fazladır. Hemen hemen dünyadaki tüm toplumlarda intihar girişimi sayısı gençlerde ve kadınlarda daha fazlayken, ölümle sonuçlanan intiharlara erkeklerde ve yaşlılarda daha fazla rastlanmaktadır. İşsizlik, boşanmış ya da dul olmak, büyük şehirde yaşamak, dini inançların olmaması, fiziksel hastalıklara sahip olmak, ailesinde intihar etmiş bireylerin bulunması, stresli iş dalında çalışmak intihar riskini artıran durumlar olarak bildirilmiştir. Evli ve çocuk sahibi olmak, dini bağlılık, hobi sahibi olmak, düzenli bir yaşantıya sahip olmak ise çeşitli araştırmalarda intihardan koruyucu faktörler olarak karşımıza çıkmaktadır.
Bunun yanı sıra depresyon, alkol ve uyuşturucu bağımlılığı, şizofreni gibi ruhsal bozukluklar da intihar için riski artırmaktadır. Ölümle neticelenen intihar teşebbüslerinin yaklaşık %65′ini depresyon teşhisi konmuş olan hastalar oluşturur. Şizofrenilerde de amaçsız ve anlamsız görünen intiharlar izlenebilir. Kişi duyduğu emir veren hayali seslere uyarak ya da hayal ile gerçeği ayırt edemediği yanlış düşüncelerine kapılarak bu eylemi gerçekleştirebilirler. Alkol ve madde bağımlıları madde etkisi altındayken ya da bağımlı oldukları maddeyi kullanmadıkları ve vücutları bu maddeyi aradığında intihar girişiminde bulunabilirler.
Kişinin yaşamında önemli olan ailesinin, işinin, sosyal desteğinin kaybı, haysiyetine yara aldığını hissetmesi, aşk hayatında başarısızlıklar, yoğun utanç ya da suçluluk duyguları yaratan olaylar karşısında da bu olaylarla baş edecek gücü kendisinde bulamaması durumunda kişi gerçekten ölmek isteyebilir. Bu durumlarda kişinin kaçıp kurtulma arzusu, karşısındakilere duyduğu öfke ile cezalandırma isteği intiharın ana sebebidir.
İntihar riski taşıdığı düşünülen kişinin durumu ciddiye alınmalı ve hızla profesyonel yardıma ikna edilmelidir. Yaşamının değerini kaybetmiş, hayatla bağlarını koparmış bu kişilere yardım etmek mümkündür. Bunu gerçekleştirmek için hasta, ailesi, yakınları ve hekimin işbirliği şarttır. İntihar potansiyeli çok yüksek, ölüm için planlar yapmış hastaların klinikte yatırılarak tedavisi uygun olabilir. İntihar düşüncesinin altında yatan bir ruhsal hastalık varsa bu tedavi edilir. Ölme isteğine yol açan durumun gerçeklik derecesi, başka ne tür çözümler bulunabileceği konuşulur.
Sonuç olarak etrafınızdaki insanlardan biri hayatın anlamsızlığından bahsetmeye başlamışsa, bu kişinin söylediklerini sır olarak saklamak onu korumaya çalışmak son derece sakıncalıdır. İntihar girişimi sonrası hayatta kalanların büyük kısmı, intihara kalkışmakla ilgili pişmanlıklarını dile getirmekte, hayatta kaldıkları için mutlu olmaktadırlar
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.