->
STAR – Korku filmlerine insanlar farklı tepkiler verebiliyor. Kimileri bu filmleri izlerken çığlık atma derecesinde korku yaşarken, kimileri kendilerini gülmekten alı koyamıyor. Peki aradaki bu farkın sebebi ne?…
Korku filmlerinin bazı insanlara dehşet içinde çığlık attırırken, bazılarını da güldürmesinin sebebi anlaşıldı. Bilimadamları, endişeyle bağlantılı bir genin iki farklı versiyonunun, bazı insanların bu filmlerden etkilenmemesine yol açarken, diğerlerininse korkudan donup kalmalarını izah ettiğini belirledi.
İngiliz Telegraph gazetesine göre araştırmda elde edilen bulgular, korku filmleri tarihinde eşsiz bir yeri olan The Exorcist (Şeytan) adlı filme, 35 yıldır insanların niçin farklı tepkiler verdiğini açıklıyor.
1973 yılında çekilen ve tüm zamanların en korkunç filmi ünvanını alan The Exorcist, ürkütücü sahneleriyle bazı izleyicileri sinemada bayıltacak kadar etkili olurken, kimi izleyicileri de güldürmekten öteye gidemiyor.
Uzmanlar, beyinde endişeyle bağlantılı kimyasallar üzerinde etkili olan ‘COMT’ geninden iki aynı kopyaya sahip olan insanların, nahoş görüntülerle karşılaştıklarında kolayca rahatsız olduklarını belirledi. Bu genleri taşıyan insanların, ürkütücü sahnelerden irkilmeye çok daha meyilli oldukları saptandı
Kimileri Heyecanlarını Kolayca Gizliyor
Diğer yandan sözkonusu genin farklı versiyondaki iki kopyasına sahip olan insanların ise heyecanlarını denetim altında tutmakta daha başarılı oldukları belirlendi.
Behavioural Neuroscience dergisinde yayımlanan araştırma sonuçlarına göre ikinci kümedeki insanlar, endişelerini kolayca gizleyebiliyor.
Almanya’da Bonn Üniversitesi tarafından yürütülen araştırmada, deneklere, tebessüm eden bebekler, sevimli hayvanlar gibi duygusal anlamda hoşa giden, ikinci aşamada elektrik kablosu ya da saç kurutma makinesi gibi ‘nötr’, üçüncü olaraksa bombalar ve yaralı insanların yer aldığı ‘itici’ resimler gösterilerek tepkileri ölçüldü.
Araştırmayı yürüten ekipten Christian Montag, gen farkının, insalardaki karmaşık endişe ve kaygı durumunu etkileyen çok sayıda faktörden biri olduğunu ancak bu alanda ilk adayların tanımlanmış olmasının, doğru yönde atılmış önemli bir adım olduğunu belirtti
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.