->
Meme kanseri hastalığına yakalanan kadınlara çağrıda bulunan uzmanlar, pek çok cerrahın aslında gerekmediği halde kadınların memelerini aldıklarını iddia ediyor.
Sakın memelerinizden hemen vazgeçmeyin.
Gazi Üniversitesi Tıp Fakültesi Radyoloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi Prof. Ayşegül Özdemir, meme kanseriyle ilgili sorularımızı yanıtladı…
– Kanser nedeniyle memenin alınma kararını kim vermeli?
Meme kanserinde cerrahi tedavi mutlaka gereklidir. Dr
Tedavinin basamaklarına ve tedavi şeklinin sıralamasına bir ekip karar vermelidir. Kanserin evresine göre tedavi şekilleri değişir. Bu yüzden bir kadında bulunan kanserin nasıl tedavi edilmesi gerektiğine birkaç bölümün birlikte karar vermesi gerekir. Bu konseyde meme cerrahı, medikal onkolog, radyasyon onkolog, radyolog ve patolog bulunmalıdır.
– Sizce her hasta kendisi için karar verebilecek bir heyet bulabilir mi?
Bu heyet her yerde olabilen bir şey değil. Üniversite hastanelerinin bile çoğunda yok. Örneğin Gazi Üniversitesi’nde bir konsey toplanamıyor. Kararı genelde tek başına cerrah veriyor. Bu da büyük hatalara neden oluyor.
Cerrah, onkolog adına da karara varıyor, radyasyon onkoloğu adına da. Hata süreci işte bu şekilde başlıyor. Ben yıllardır bu konseyin toplanmasını sağlamaya çalışıyorum. Sadece bir dönem başarabildim o da 3 ay sürdü. Kişisel anlaşmazlıklardan dolayı konsey toplanmıyor. Bu nedenle hastaların da ilk başvurdukları kişi cerrah oluyor. Bu son derece kötü bir uygulama.
– Sizce bu kararda hastanın tercihi olmalı mı?
Bu konsey kararları hasta ile tartışılmalıdır. Hasta karşılaşabileceği risklerden haberdar olmalıdır. Ona yaşam süresi ve kalitesi konusunda bilgi verilmeli ve son söz ona bırakılmalıdır. Hastalar cerraha kendilerini teslim ediyorlar.
Bunu kültürlü, eğitimli insanlar bile yapıyor. “Tek yol bu mu?” diye sormak akıllarına gelmiyor. Geçenlerde bir hasta gördüm, evre sıfırda. Yalnızca 7 mmlik tümörü var. Meme cerrahı memesini almak istemiş. Hasta razı olmayınca, memesinin bir kısmı ve koltuk altı alınmış. Oysa bu hastaya çok küçük bir ameliyat yeterli olabilirdi. Koltuk altının alınmasına da gerek yoktu.
Sonuçta hastanın koltuk altı ve memesi deforme olmuş. Üstelik bir radyologla işbirliği yapılmadığı için memeden alınması gereken kitle de eksik alınmış.
Hastanın bütün tümör hücreleri alınmamış ve işbirliğine gidilmediği için yanlış tedavi uygulanmış. Cerrah korucu bir cerrahi yapmaya çalışmış ama bunu becerememiş.
Normalde hastaya radyoterapi verilmesi gerekmezken, radyoterapi verilmesi gerekmiş. Üstelik çok da fazla dozda verilmiş.
Tüm bunların sonucunda meme korucu cerrahi uygulanmasına rağmen hastanın memesi büzülmüş. Memenin rengi kararmış. Hastanın hayat kalitesi bozulmuş. Şimdi bu hasta geç de olsa hastalığını tanıyor. Ancak başına gelenler nedeniyle kendisini kandırılmış gibi hissediyor.
Yaş faktörü etkiliyor
– Hastanın yaşı meme kanseri operasyonlarında ameliyat kararını etkiliyor mu?
Dolaylı olarak etkiliyor olabilir. Hekimler özellikle yaşı geçen hastaları memelerini aldırmaya yönlendiriyor. Öte yandan doktorlara, “Ben yaşımı başımı almışım. Artık cinsel faaliyetim de yok. Memem bir işime yaramıyor, alabilirsiniz” diyen hastalar da var.
Belli bir yaştan sonra memenin korunması ayıp gibi görünüyor. Oysa evre sıfır kanserlerine radikal tedavi gerekli değil. Kanser erken evrede teşhis edildiyse memeden olmak gereksiz. Meme koruyucu ameliyatlar tercih edilmeli.
Bir önceki Kanser virüsü evlilik dışı ilişkiyle yayılıyor başlıklı konumuzda cinsel yolla bulaşan hastalıklar, rahim ağzı kanseri ve smear testi hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.