->
Bu hücreler antijen Özelliği taşıyan maddelere karşı vücudun bağışıklık tepkisi olarak B lenfositlerinden türer ve hedef antijenlere bağlanarak onları etkisiz kılacak immünglobülinleri, yani antikorları üretirler.
Miyelomatoz bağışıklık sürecinin son halkasında, immünglobülin üreten plazma hücrelerinin kötü huylu çoğalmasıyla ortaya çıkan bir hastalık tablosudur.
Miyelomatozun bir yılda görülme sıklığı 100 binde 3′tür. Ayrıca kemik iliği, sindirim kanalı, solunum yollan mukozası ve lenf düğümlerinde de bulunurlar.
MİYELOMATOZ
Bir adı da yaygın (multipl) miyeîom olan miyelomatozda plazma hücreleri özgün yapılarım yitirerek aşın çoğalan kötü huylu tümörlere dönüşür. Erkeklerde görülme sıklığı kadmlardakinin iki katıdır. Hücre çoğalması kemik iliğinde gerçekleşir.
P&zma hücreleri kronik iltihaplanmanın olduğu dokularda bulunan bir hücre tipidir
Daha çok erişkinlerde ortaya çıkar. Olguların yüzde 90′ını 40 yaşm üstün-dekiler oluşturur. Özellikle 60 yaşın üs-tündekiler arasında yaygınlık kazanır. Kötü huylu hücre çoğalmasının antijen uyarısına karşı değişen bir yanıttan kaynaklanabileceği öne sürülmüştür. Ama hastalığın nedeni ya da nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Özellikle ışınım (radyasyon) hastalığın görülme sıklığım artırıcı bir etki yapmaktadır.
BELİRTİLERİ
Hastalık genellikle sinsi bir biçimde gelişir. Tanı rastlantısal olarak, başka bir nedenle yapılan kan tahlilleri sonucunda konabilir. Akciğer enfeksiyonları başta olmak üzere enfeksiyonlara yatkınlığın artması, oldukça sık görülen bir başlangıç belirtisidir. En sık görüler rpik belirtiler kemik yapısında ortaya çıkar. Bunlar genellikle sırtta duyumsanan şiddetli ağrılarla kendini belli eder. Başlangıçta romatizma sanısı veren ağrılar harekete bağlı olarak artar. Küçük bir zorlanmayla oluşan kuşku verici kırıklara sık rastlanır. Omurları etkileyen yaygın miyelom omuriliğe baskı yaparak sinir kökü kaynaklı ağrılara yol açabilir. Bazı olgularda yassı kemiklerde şişlikler oluşabilir. Öbür başlangıç belirtileri arasında halsizlik, zayıflama, kansızlık, kanamalar ve inip çıkan ateş sayılabilir.
Bazı olgularda ilk belirtilerden biri böbrek yetmezliğidir. Ama bu durum genellikle hastalığın gidişi sırasında ortaya çıkar. Bazen ilk belirtiler protein artışı ve proteinlerin yapısal özellikleriyle bağlantılıdır. Bu belirtiler aşağıda sıralanmıştır:
Düşük sıcaklıkta proteinlerin çökelmesi (kriyoglobülin) sonucu gelişen soğuğa karşı aşın duyarlılıkla birlikte deride döküntü, el ve ayaklarda morarma, el ve ayak uçlarında Raynaud has-talığındakine benzer belirtiler (Raynaud fenomeni) ve bu bölgelerde dokula-nn kangrenleşme eğilimi; kan yoğunluğunun artması sonucu beyin, böbrek ve gözlerde dolaşım bozukluğu, giderek artan kalp yetmezliği; trombosit azalması olmadan bazı miyelomlu proteinlerin pıhtılaşma faktörleriyle etkileşmesi sonucu ortaya çıkan kanamalar. Aynca hastaların yüzde 10′unda amiloidoz görülür. Özgün bir klinik belirti vermeyen bu durum bağdoku-suııda amiloit birikimiyle ortaya çıkar. Amiloit, antikor etkinliği gösteren bir protein grubu olan immünglobülinler-den türeyen, lifsi yapıda protein-karbonhidrat bileşiğidir.
Klinik belirtiler genellikle azdır. Yalnız hastaların yüzde 10′una ulaşmayan küçük bir bölümünde yassı kemik şişlikleri dikkat çeker. Etkilenen kemiklerin elle muayenesi ağrıyı artmr. Kemik kırıklan ortaya çıktığında belirtiler artık tipik özelliğini kazanmıştır. Omurlarda kınlma ortaya çıkarsa omurilik tehlikeli biçimde baskı altında kalır. Olguların yalnızca yüzde 1-2′lİk bölümünde plazma hücresi tümörü kemik iliği dışında kalan bölgelerde, genellikle de burun yutak bölgesinde gelişir. Etkilenen bölgede şişlik görülmekle birlikte Özgün belirtiler ortaya çıkmaz.
İNCELEMELER
Miyelomatoz tanısında radyolojik incelemeler önem taşır. Olguların yaklaşık yüzde 80-90′ında kemiklerde koflaşma-ya bağlı “güve yeniği” görünümünde tipik bulgulara rastlanır. Genellikle kemik dokusunun yoğunluğunda azalma (osteoporoz) görülür. Olguların yaklaşık yüzde 4-8′inde plazma hücresi tümörünü oluşturan odak tek bir kemikle sınırlıdır.
Serumdaki proteinin incelenmesi, miyelamatozlu hastanın değerlendirilmesinde son derece önemlidir. Miyelom proteinlerinin varlığı hemen bütün olgularda görülür. Serum proteinleri 100 mi kanda 10 gr’yi aşabilir. M proteinlerinin (salgılayıcı olmayan miyelom) bulunmadığı olgulara da rastlanmıştır. Ama bunlar yüzde l’den az görülür. Protein elekt-roforeziyle bu proteinlerin saflığını doğrulayan veriler elde edilebilir.
Miyelom proteinlerinin özelliğini saptamak İçin elektroforez mutlaka gereklidir. Miyelomatoz tanısı koymak için hastada aşağıda belirtilen koşullardan ikisi bulunmalıdır.
• Kemik iliği ya da başka dokularda plazma hücrelerinin yaygm ya da yerel artışının kanıtlanması.
• Serumda ya da idrarda miyelom proteinlerinin (M proteini) varlığı.
• Radyolojik incelemede görülen tipik kemik bozuklukları.
AYIRICI TANI
Hastalarda belirli bir zorlanma olmadan kendiliğinden oluşan patolojik kırıklara ve kemik dokusunda koflaşmaya bağlı bozukluklarla birlikte meme, prostat ve tiroit gibi organlarda kötü huylu doku değişimlerine rastlanabilir. Bu tür olgularda tanı koyabilmek için hastadan kemik iliği örneği alarak incelenmesi ve protein elektroforezi gereklidir. Kemik iliğinde makroglobülinlerin görüldüğü ilerleyici bir retiküloendotelyal sistem hastalığı olan Waldenström makroglo-bülinemisinde, miyelomdakine oranla kanamaya daha sık, kemik dokusuna bağlı belirtilere ise daha seyrek rastlanır. Bu hastalığa özgü hücreler yapısal olarak plazma hücresinden çok lenfositlere benzer. Her olguda tanı immüne-lektroforezde M tipi miyelom proteininin saptanmasıyla konur.
Ağır zincir hastalıkları ağır polipep-tit zincirlerinden oluşan globülin moleküllerinin bulunduğu lenfosit bozukluğudur. Bu hastalıklar immünelektrofo-rezde miyelamatozun bn göstergesi olan hafif zincirlerin saptanmasıyla ayırt edilebilir. Kemik iliğinde plazma hücrelerinin artışına başka hastalıklar
da neden olabilir. Ama genellikle öbür hastalıklarda görülen plazma hücreleri kütleler halinde birleşme eğilimi göstermez. Ayrıca kemik dokusunda bozukluk ve kan proteinlerindeki tipik değişikliklere de rastlanmaz.
GİDÎŞİ VE KOMPLİKASYONLAR
Miyelomatozda genellikle hızlı bir gidiş görülür. Uygun tedaviye 4-6 ay içinde en yüksek yanıt eld&edilir. Bunu durağan bir evre izler. Genellikle 2-3 yıl süren bu evrenin ardından hastalık ilerlemeye başlar ve tedaviye yanıt azalır. Ölüm daha çok enfeksiyon ya da böbrek yetmezliğine bağlıdır. Hastalığın gidişi sırasında en sık görülen komplikasyonlar aşağıda belirtilmiştir:
– Hastalığa bağlı kemik kırılmaları. Özellikle omurlarda görülür. Bazen omuriliğin baskı alanda kalmasına yol açar.
– Enfeksiyonlar. Normal immünglo-bülinlerin azlığı enfeksiyonların ortaya çıkmasını kolaylaştırır.
– Böbrek yetmezliği. Genellikle kanda kalsiyum düzeyinin yükselmesine bağlı olarak gelişir.
– Amiloidoz. Bağdokusunda amiloit denen immünglobülinlerden türemiş bir maddenin birikmesiyle ortaya çıkar.
– Akut kan kanseri. Bazı olgularda hastalık plazma hücreli bir kan kanseri biçiminde gelişir.
TEDAVİ
• Genel değerlendirme – Eskiye oranla günümüzde miyelomatozlu hastaların tedavisinde belirgin bir iyileşme sağlanmıştır. Buna bağlı olarak ortalama yaşam süresi bir yıldan yaklaşık üç yıla yükselmiştir. Bu gelişme, hastalığın yol açtığı komplikasyonlara karşı uygun tedavi yöntemlerinin geliştirilmesi ve ilaçların daha etkili biçimde kullanılmasıyla sağlanmıştır.
• Işın tedavisi – Işın tedavisiyle hastaların yaşam süresinin uzadığına ilişkin kesin bir veri yoktur.
• İlaç tedavisi – Miyelomatozda ilaçla tedavi önerilmektedir. En yaygm olarak kullanılan ilaçlar prednizon ve melfa-landır. Dört-altı hafta sürdürülen tedaviye yüzde 35-50 dolaymda yanıt alınmaktadır.
En uygun tedavi süresi tartışmalıdır. Tedaviye yanıt veren hastalarda ilaç tedavisinin sürdürülmesiyle yaşam süresinin uzamadığı anlaşılmaktadır. Öte yandan, miyelomatozlu hastalarda akut kan kanserinin ya da kansızlığın görülme sıklığı 2-4 yıllık tedaviden sonra yüzde 5-15′tir. Uzun süreli ilaç tedavisi uygulanan hastalarda enfeksiyonların görülme sıklığı da artmaktadır.
Kemikte ya da kemik dışında tek tümör odağı bulunan ve kemik iliğinde kötü huylu plazma hücresine rastlanmayan olgularda doğrudan hastalığın tedavisine yönelik olarak ışın tedavisi uygulanır.
BEKLENEN GIDIŞU, >
Miyelomatozlu hastaların yaşama süresi birkaç haftadan birkaç yıla kadar değişebilir. Eskiden tam konmasından sonra 14-18 ay dolayında olan yaşam süresi ilaç tedavisiyle ortalama 30-36 aya yükseltilirken belirtilerde belirgin bir iyileşme sağlanmıştır.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.