->
Acıbadem Kadıköy Hastanesi Beslenme ve Diyet Uzmanı Evrim Ayhan Demirel de oruç tutacak kişilerin kronik herhangi bir hastalığının (hipertansiyon, diyabet, kalp hastalıkları) olmaması gerektiğini belirtti. Özellikle sağlıklı kişilerin bile uzun ve sıcak yaz gününde zorlanacağını düşünürsek, sağlık riskleri taşıyan belli grupların oruç tutmamaları daha doğru olacaktır.
Bu yıl sahur ile iftar arasındaki sürenin ortalama 15-16 saat aralığında olacağını hatırlatan Demirel, şunları kaydetti:
“Sıcak yaz günlerini de düşündüğümüzde biraz daha zorlu bir Ramazanın bizi beklediğini söyleyebiliriz.
Okul çağı ve öncesi yaştaki yani 12 yaş altı çocukların oruç tutmamasının gelişimleri yönünden sakıncalı olabileceğine değinen uzmanlar, okul çağındaki çocukların gelişimlerinin devam ettiği düşünülürse, uzun süre aç ve susuz kalmalarının gelişimlerini olumsuz yönde etkileyebileceği uyarısını yapıyor. Çocuklarımız biz büyüklerin oruç tutmasından etkilenerek oruç tutmak isteyebilir
12-18 yaş aralığında olan çocuklarımızın derslerini olumsuz etkilemeyen günlerinde, yine günlük hayatlarında alması gerekli olan besin gruplarını almasını sağlayarak, özellikle sahur öğününü yaparak oruç tutmalarına izin verilebilir.”
“Sahur yapmamak çok tehlikeli olabilir”
Demirel, sıcağın yoğun olduğu ve orucun uzun sürdüğü bu dönemde sahur öğününü atlamanın sağlık yönünden çok tehlikeli olabileceğine dikkati çekti.
Bu nedenle susamaya neden olmayacak, hafif, bol lifli, kızartma, kavurma, hamur işleri gibi yağlı yiyeceklerin olmadığı kahvaltıya dayalı yiyeceklerin seçilerek hiç aksatılmadan tüketilmesinin önemini vurgulayan Demirel, “Bu öğünü zamanında da tüketmekte önemlidir. Yatmadan önce yemek veya hiç yememek yanlış bir uygulama olacaktır. Bu şekilde ertesi gün yaşanabilecek halsizlik, yorgunluk gibi olumsuz durumların da oluşmasına engel olunacaktır” dedi.
Bir aylık oruç döneminde, günde 2 öğün beslenme nedeniyle normal beslenme alışkanlıkları ve yaşam biçiminde bazı değişiklikler olduğunu, 3 ana öğün olan günlük beslenme 2 öğüne düşerken, özellikle kırmızı et, ekmek, pilav, makarna, hamur işleri, tatlı, börek tüketiminin arttığını belirten Demirel, şunları söyledi:
“Buna karşın sebze, meyve ve beyaz et tüketimi azalır. Oysa unutmamak gerekir ki, günlük alınması gereken enerji, protein, vitamin ve mineral oranları ramazan ayında da değişmez. Yeterli ve dengeli beslenme ise sağlıklı olmanın ilk şartıdır.
Sağlıklı beslenmenin ana kriterleri, tüm besin gruplarından bir arada yemek, yavaş ve iyi çiğnemek, az ve sık yemek, lif alımı için sebze ve meyveleri mutlaka tüketmek, yağı yeterli miktarda ve doymamış yağlardan tercih etmek, günlük en az 1,5-2 litre su içmek, tam tahıl ürünleri, bulgur, makarna, kuru baklagilleri beslememizde katmak ve fazla olmayan ancak yeterli oranda vücudun ihtiyacını karşılayacak miktarda protein alımına dikkat etmektir.”
Bir önceki Üç ebeveynli çocuk mümkün mü? başlıklı konumuzda anne sağlığı, böbrek yetmezliği ve çocuk sağlığı hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.