->
Bazen de evinin tüm işini yapıp, eşi ve çocuklarıyla ilgilendikten sonra, geceler boyu desen çiziyor, hocasının verdiği girift ödevleri çözmeye çalışıyordu. Bir an geldi ve bunca zahmete neden katlandığını sordu kendine.
Şemsinur Özdemir / ZAMAN
Erken yaşta evlenmiş, iki çocuğunu büyütüp okula göndermiş genç bir kadındı. Benzer durumdaki milyonlarca hemcinsinin çayını kahvesini alıp televizyon karşısına kurulduğu saatlerde, incecik fırçasıyla bir kâğıdın üzerindeki tezhip desenini boyuyordu. Sabah namazına kalkıp kendi içine doğru çıktığı bu yolda yardım etmesi için Rabb’ine dua etti
Ödevin başına tekrar oturduğunda içindeki düğümlerin bir bir açıldığını gördü. İşte o zaman, yola koyanın da yürütenin de Cenab-ı Allah olduğunu idrak etti Muhsine Duygu (Akbaş). Bu olay, onun için hobi sahibi bir tezhipçiden “müzehhibe” olmaya geçişin ilk eşiğiydi. Tezhip öğrenmeye 1987′de 29 yaşında iken Kültür Bakanlığı Milli Kütüphane Türk Süsleme Sanatları Atölyesi’nde başlar Muhsine Hanım. Fırça tutmayı öğreten ilk hocası Bedia Altunbaş’la 2 yıl çalıştıktan sonra, sanatın zamana ve mekâna kayıtlı olmadığını fark eder. Marmara Üniversitesi Güzel Sanatlar Fakültesi’nde Çiçek Derman hoca ile akademik seviyede çalışmalar yaptığı 5 yıl boyunca iki şehir arasında mekik dokur. Bir hafta posta ile gönderdiği ödevini ertesi hafta hocasına kendi götürür. Çocukluğundan beri başladığı işi en iyi şekilde yapma ve sonuna kadar götürme konusunda kararlı olduğu için ailesi onun bu gayretine şaşırmaz; lakin ‘aferin’ deyip teşvik eden de çıkmaz. Ancak, ondaki azmi ve coşkuyu görünce herkes susar ve kabul eder. Evde olmadığı zamanlarda çocuklarına nezaret etme konusunda anne-babası destek olur. Ancak, evdeki düzeni hiçbir şekilde aksatmama çabası yüzünden mesaisi iki katına çıkar Muhsine Hanım’ın. Evin ve ailesinin bütün işlerinin üzerine tezhip çalışması da eklenince 2-3 saat uykuyla sabahladığı geceler çoğalır. Ancak bunlar onu yıldırmaz.
Kendini ciddi olarak adamak gerekiyor
Bir hobi sahibi olmanın ötesinde sanat icra edebilmek için aşk derecesinde sevmek gerektiğini ifade eden Muhsine Duygu şöyle konuşuyor: “İnsanın içinde oturmamış bir istekse, geçici bir hevesse sanat icrası olmaz. Sanatkârlık daha özel bir haldir. O hali yakalamak da onun dünyasında sanatın ne kadar öncelikli yer tuttuğuna bağlı. Sanatla irtibatı bir şeyi boyamaktan ibaret mi, yoksa gerçekten bir ihtiyaç mı? Onu zaman gösteriyor. Geleneksel İslam sanatları, hemen kendini ortaya çıkaran işler değildir. Çok derinliği, detayı olan, içine girdikçe kaybolduğunuz bir hal. Belki uzun yıllar bir şey çıkmaz ve bu modern insanın sabırsızlığı ile çok örtüşmez. Onun istediği sabrı, özeni, gayreti, inceliği göstermeniz gerek. Sevmeden yapılırsa çok yüzeyde kalır. İnsanın kendini keşfetme ile ilgili o yola ciddi bir şekilde kendini vermesi lazım. O verişle zaten yol açılacaksa açılıyor.”
Sanatın insan için kendini keşif yolunda bir araç olduğunu düşünen Muhsine Hanım, sanatı hiçbir zaman kutsallaştırmadığını, ‘yaratma’ fiillerini kendinde toplamış insan görüntüsüyle ortaya çıkan sanatçılar arasında olmamaya özen gösterdiğini söylüyor. İnsan önceliğini hiçbir zaman ihmal etmemeye çalıştığı için çocukları ve yakınlarıyla daha incelikli, farkındalığı olan bir ilişki kurabildiğini belirtiyor. Bu yüzden çocuklarının hiçbir zaman şikâyet etmediğini, saygı ile birlikte teşvik edici davrandıklarını vurguluyor. Ancak, eşi ile aynı diyaloğu kuramadıkları için ayrıldıklarını ifade eden Muhsine Hanım sanatın bu konudaki tesiri hakkında şunları söylüyor: “Evlilikle gelen yeni hayatta ve ruhi uyuşmazlıkta sanatla buluşmak benim için en büyük hediye oldu. Rabb’im o eksikliği sanatın inceliği, güzelliği, letafetiyle doldurdu. Yıllar sanatla olan arkadaşlığım sayesinde daha rahat geçti. Açılan kapının derinliği içinde yürüyüşe başlıyorsunuz. Evlilik yürüyüşünde kalbe mukabil bir kalp olmadığı zaman yalnızlık hali derinleşiyor. Birdenbire değil, zaman içinde yavaş yavaş iplerin kopması ile oluştu ayrılık. Çocuklarımla beraber 4 kişi oturup kararımızı verdik. Dualarla iyi dileklerle bittiği için rahatsız edici olmadı.”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.