Sertleşme sorunları ve tedavi yöntemleri

Sertleşme sorunları ve tedavi yöntemleri

Türk toplumu olarak sevincimizi de acımızı da paylaşmaya yatkın insanlarız. Sevinçler paylaşıldıkça büyüdüğüne, acılar da paylaşıldıkça azaldığına göre, böyle davranmakla doğru da yapıyoruz. Oysa cinsellik alanında yaşanan sorunlar, tıptaki tarifiyle cinsel fonksiyon bozuklukları, bedenimizin herhangi bir yerinde meydana gelen diğer hastalıklar kadar yaygın. Özellikle de cinsellik konusunda…
Kadınlar kendi aralarında bir yere kadar birbirlerine daha şeffaf davranabiliyorlar, ama erkekler kendilerine yüklenen sosyal ve psikolojik rollerden dolayı bunu çoğunlukla başaramıyorlar. Ne var ki her konuda başaramıyoruz açık yürekli olmayı
Örneğin bir mide, bir böbrek hastalığınızı doktora gitmeden nasıl tedavi ettiremezseniz, cinsel fonksiyon bozuklukları için de aynı şey geçerli. Üstelik tedavi ettirilmeyen bu sorunlar kendiliğinden geçmediği gibi, geciktirildikçe ilerleyebiliyor da.
Toplumumuzda evli bakirelerin sayısı hiç de küçümsenemeyecek boyutlardadır. Araştırmalar çoğu vakalarda kadın ve erkekte fiziksel hiçbir rahatsızlık bulunmadığı halde yanlış bilgilendirilme, şartlanma ve de konuşamama sonucu evliliklerin cehenneme döndüğünü göstermektedir.
Kendilerine sakladıkça devleşen sıkıntılarını üzerlerinden atıp, hayatı yeniden yaşamaya başlamak isteyenler bu yazı dizisini mutlaka okumalı…
Sizin sorununuz iktidarsızlık mı?
Cinsel problem dendiği zaman, akla ilk gelen erkekler ve iktidarsızlık olur. Oysa cinsel fonksiyon sorunları erkekler kadar kadınlar arasında da yaygın ve de erkeklerin bu alandaki tek problemi iktidarsızlık, diğer adıyla sertleşme sorunu değil.
Çoğu zaman kapalı kapılar ardında yaşanan cinsel problemler erkeklerde sertleşme sorunları, erken boşalma ve cinsel isteksizlik olarak sıralanıyor. Kadınların yatak odasını cehenneme çeviren başlıca sorunları ise istek bozuklukları, orgazm bozuklukları, ağrılı ilişki ve vajinismus.
İktidarsızlıktan ne zaman söz edilebilir?
Sertleşme sorunu, cinsel istek olduğu halde, yeterli sertliği elde edememe durumudur. Bunu örneklersek, genç ya da yaşlı, normal cinselliği olan bir insan günün birinde bir kere, iki kere ya da belirli bir süre için ereksiyonda başarı sağlayamamışsa, bu tedavi gerektiren bir durum değildir. Uzmanlar, geçici sertleşme sorunuyla, tedavi gerektiren durumun ki tıpta buna erektil disfonksiyon deniliyor, kişiler tarafından karıştırıldığının önemle altını çiziyorlar.
Örneğin bir genç, özellikle ilk deneyimi sırasında bulunduğu yerin şartları nedeniyle kendisini uyaran bir ortam bulamamış ve sertleşmeyi sağlayamamışsa, hayatı boyunca bunu belleğine yerleştirebiliyor, ‘demek ki ben bu konuda hastayım’ diyebiliyor. Üstelik bu ruh halinin ömür boyu taşınma riski de oldukça yüksek.
Üroloji uzmanı Prof. Halim Hattat, konuya şöyle yaklaşıyor:
“Zaten gençlerdeki önemli sorunlardan birisi bu. İlk deneyimdeki başarısızlıkla şok yaşayabiliyor. Böyle olmasa, ilk deneyim hayal kırıklığıyla yaşanmasa bile, normal cinselliği devam eden bir insanın günün birinde bu konuda problemi çıkması konuyu yine aynı şekle getiriyor. Böyle bir durumda ‘ortada ciddi bir cinsel problem var’ diyemeyiz. Bu kişiler bize geldiğinde biz bunu kendilerine açıklıyoruz. Hekime müracaat etmenin ne kadar önemli olduğu burada ortaya çıkıyor.”
Ne zaman doktora gitmeli?
Cinsel fonksiyon bozukluklarında uzmanlar ancak kendilerine gelenlere yardımcı olabiliyor. Gelmeyenler problem yaşıyor, olayı kafasında büyütüyor ve sorun giderek daha büyük boyutlara taşınıyor.
Şu sıkıntılardan biri yaşandığında kişinin bir hekime başvurma zamanı gelmiş oluyor. En az altı ay süreyle, minimal üç ay, cinsel istek olduğu halde ilişkiye girememe, ilişkiye girmek için yeterli sertliği elde edememe veya sürdürememe. Bu çerçeveden bakıldığında, böyle olan vakalara uzmanlar ‘tedavi gerektiren durum’ diyor. İktidarsızlık işte bu çerçevede ele alınıyor.
Erektil bozukluklar yaşamı tehdit eden hastalıklar grubuna girmediğinden ve kültürel, dinsel nedenlerle tabu olarak sayıldıklarından, bu konuda doğru istatistiksel bilgilere ulaşmak oldukça zor oluyor. Bununla birlikte geçmiş yıllarda erkekler sessizce sıkıntı çekme eğilimi gösterseler de, birçok toplumda ve bizde erektil disfonksiyon artık tabu olmaktan çıkmaya başladı. Tam seksüel fonksiyon yaşam kalitesinin önemli parçası olarak görüldüğü için, yaşam beklentileri arttıkça daha çok erkek tedavi konusunda istekli hale geldi.
Bu konuda en güvenilir bilgi, ABD’nin Massachusetts Üniversitesi araştırma bölümünde ‘Massachusetts Aging Study’ adı altında yapılan araştırmayla elde edildi. Çalışmada, bütün dünyadan 40-70 yaş arası grubundan bin 290 denek incelendi, sorgulamada belirli sorulara verilen cevaplar değerlendirildi ve deneklerin yüzde 52′sinde sertleşme sorunu tespit edildi.
Sertleşme sorunu üç kademeli
Prof. Halim Hattat, “Biz Türkiye’de 2 bine yakın insanda böyle bir çalışma yaptık ve erektil disfonksiyon sorunu katılanların yüzde 65′inde çıktı. Bu çalışmayı 13 ayrı şehirde Androloji Derneği olarak gerçekleştirdik. Dünyadaki verileri gördükten sonra bu çalışmaya ‘Türkiye’de neler oluyor’ diye başladık ve çok yüksek bir oranla karşılaştık” diyor,
Uzmanlar, bu kişilerin hepsinin çok ciddi sorunları bulunduğunu söylemenin yanlış olacağını hatırlatıyor. Onlar tüm vakaları üç gruba ayırıyor: Orta grup, hafif grup ve ciddi grup. Hafif grupta, bir – iki kere sorun yaşamış ya da az problemi olanlar var. Orta gruptaki zaman zaman sertleşme sorunu yaşayanlar. Ciddi grup ise, bütün uyaranlara rağmen uzun süredir sertleşme sorunu yaşanmasını, ilişkiye girememeyi ifade ediyor. Böyle bakıldığında, Massachusetts araştırmasına göre, %52′lik oranın yüzde 10′u çok ciddi, %25′i orta şiddette, yüzde 17′si hafif şiddette bulunmuş.
Türkiye’de de oranlar buna yakın. Bizde oranın %65 olarak ortaya çıkmasının belki de eğitim düzeyimizle ilgili olduğu düşünülüyor. Yani sorulan soruları doğru anlama ve doğru cevaplama da çok önemli.
Sertleşme sorunu nedir?
Sertleşme sorunu, yeterli bir cinsel performans için gerekli ereksiyonu (penis sertleşmesini) başlatamama, sağlayamama veya sürdürememe durumudur. Erken boşalma veya kısırlıkla(infertilite) aynı anlama gelmez.
Sertleşme sorununa neler yol açar?
– Yüksek tansiyon
– Şeker hastalığı
– Prostat kanseri
– Yüksek kolesterol
– Damar sertliği
– Sigara kullanımı
– Omurilik hasarı
– Multipl Skleroz (MS)
– İnme
– Depresyon
– Stres
– Hormonal bozukluklar
– Bazı ilaçlar
– Aşırı alkol veya uyuşturucu kullanımı
Prof. Dr. Halim Hattat ve ekibi, kendilerine başvuran hastalarını Hattat Klinik’te tepeden tırnağa incelemeden geçiriyor. Amaç, varsa organik bir rahatsızlığın gözden kaçmasına izin vermemek. Çünkü doğru teşhis konduğu taktirde cinsel sorunların tedavisi mutlaka var. Hatalı teşhis ise hayal kırıklığından başka bir yarar sağlamıyor.
Türkiye’de 6 milyon kişi iktidarsız
Bir erkek ne göre etkilenir, neden ereksiyon olamaz? Yapılan uluslararası toplantılarda, erektil disfonksiyon önemli bir sağlık sorunu olarak tarif ediliyor. Amerika Birleşik Devletleri’nde 30 milyon kadar erektil disfonksiyon sorunu yaşayan insan var. Bu hastalığa eğilim yaşla artıyor. Yaşla ilgili istatistiklere bakıldığında, sertleşme sorunu 40 yaş civarında yüzde 39 iken, sorunu 60 yaşın üzerinde yüzde 67′ye çıkıyor. Ama yaşlanmanın mutlak bir sonucu da değil. Sertleşme probleminin sosyal hayata etkileri çok önemli olabilir. Hastaların ve sağlık görevlilerinin cinsel konularda konuşmakta zorlanmalarından dolayı, erektil disfonksiyon teşhisi çok zor konabiliyor.
Bilim adamları ’2005 yılında dünyada ne olacak’ diye baktıklarında, Massachusetts araştırmasına göre dünyada 411 milyon insanda sertleşme sorunu görülecek!
Türkiye’de yapılan araştırmalara göre şu anda 5 – 6 milyon kişi problemli diye kabul ediliyor, yani genel popülasyonun yüzde 9,6′sı bu sorunu yaşıyor. Bir başka deyişle, ülkemizde 10 erkekten biri bu sorunla baş başa… Tıp çevreleri, bunu çok yüksek bir rakam olarak kabul ediyor. 20-29 yaş arasında Türkiye’de hasta sayısı 300 bin olarak tespit edilmiş. İstatistikler ülkemizde 40 – 49 yaş arası 1 milyon 400 bin, 50-59 yaş arası 1 milyon kişinin sertleşme sorunu ile karşı karşıya olduğunu ortaya koyuyor.
Ereksiyon nasıl olur?
Penis, üç borusal yapıdan oluşan, uyarılıp sertleşmeye yatın bir organdır. Bu borulardan ikisinin (korpus kavernosum) dış tabakasını sert bir kılıf sarar. Bu kılıf, ereksiyon sırasında kolajen liflerin izin verdiği ölçüde genişler, bu esnada kanın geri dönüşü de engellenerek ereksiyon oluşur. Yani penise arterler kan getirir, gevşer ve penis kanla dolarken, toplardamarlara ait yol kapanır ve sertleşme gerçekleşir.
Uzmanlar sertleşme problemi yaşayan hastayı araştırmaya başlarken önce damarlara bakıyor. Damar gevşeyemiyorsa, o zaman penis kanla dolamaz ve sertleşme olamaz. Bazı yaşlılığa bağlı hastalıklarda, penis adalesinin gevşeme özelliği kaybolabiliyor. Böyle olduğunda da penise kan dolmaz. Bazı durumlarda da, penise kan dolmasına rağmen, tamamlayıcı bir devre kapanmayabiliyor. Bu kapanmada bozukluk olursa, tıpta buna ‘kaçak’ deniyor, o zaman da sertleşme oluşuyor, ama istendiği ölçüde gerçekleşemiyor; ya da sertleşme kısa süreli meydana geliyor. Hasta bu şikayetlerle doktora gittiğinde, sorununa göre tedavi yolu seçiliyor ve mutlaka bir çözüm bulunuyor.
Organik erektil disfonksiyon vakaları damarsal, sinirsel ve hormonal sebepli oluyor. İkinci grup, psikolojik sebepli sertleşememe sorunlarını oluşturuyor. Üçüncü grup ise organik ve psikojenik sebeplerin bir arada yaşandığı durumlar.
Ereksiyona bütün beden katılıyor
Damar bozuklukları, nörolojik bozukluklar, hormonal veya lokal organa ait bozukluklar ve lezyonlar, organik yönden ana sebebi teşkil ediyor.
Psikolojik kökenli erektil disfonksiyona, bir organik bozukluk olmadan stimülasyon eksikliği sonucu görülen bir sorun olarak bakılıyor. Beyinde iki bölge vardır: Bir bölgeden pozitif akımlar, diğer bölgeden de depresyon veya korku gibi negatif imajlar gelir. Beyinde ereksiyonu oluşturan bir merkez vardır. Bu pozitif akımlar – mesela bir kadının kokusunu hissetmek, açık bir film izlemek gibi- bu merkeze gelip, beyinden aşağıya indikten sonra penisi uyaracak sinirlere ulaşıyor, bu sinirlerin ucundan bazı maddeler salgılanıyor, damarlar gevşiyor ve ereksiyon oluyor. Bu yoldaki herhangi bir düzensizlik ya da psikolojik faktörler sertleşmenin olmamasına yol açıyor.
Risk faktörleri nelerdir?
Önemli olan, hastanın sorununu doğru teşhis edebilmek. Bu sağlandıktan sonra soruna yönelik ilaçlar ya da psikoterapiyle sorun tedavi edilebiliyor. Atlanmaması gereken nokta, sebebe yönelik araştırmaların detaylı bir şekilde yapılması.
Sertleşme probleminde risk faktörlerini de asla göz ardı etmemek lazım. Kullanılan ilaçlar, sigara, alışkanlıklar, diyabet, tansiyon, yaşlanma, kronik hastalıklar, ameliyat (by-pass ve prostat gibi) ve travmalar risk faktörlerinin başında yer alıyor. Kan yağlarının yüksek oluşu da önemli bir risk faktörü oluşturuyor. Bunun yanında hormon bozuklukları da vakaların yüzde 10′unu teşkil ediyor.
Uzmanlar, sertleşme sorununda sigaranın büyük önem taşıdığının ısrarla altını çiziyor. İlaçlara gelince; psikiyatrik bir sorunu olanlar ya da epilepsi hastaları bu ilaçları ömür boyu almak zorundalar. Bu ilaçlar nörolojik ilaçlar olmaları nedeniyle, ereksiyonun oluşmasını sağlayan maddelerin salgılanmasını engelliyorlar. Uyuşturucu da böyle bir etki yaratıyor.
Sertleşme sorununda yaşlanmanın etkisi ne kadar diye bakıldığında, 40 yaş grubunda yüzde 39 iken 70 e doğru yüzde 67′ye çıktığı görülüyor.Yani yaşlanmayla kesinlikle ilgili.
İktidarsızlığın organik nedenleri
Bu rakam değerlendirildiğinde bakıldığında, damar sertliği, diyabet, kardiyovasküler hastalıklar, böbrek ve karaciğer yetmezliği gibi sistemik hastalıklar akla geliyor. Araştırmalar, şeker hastalarının yüzde 28′inde sertleşme sorunu görüldüğünü ortaya koyuyor. Diyabette hem sinirler hem de damarlar etkilendiği için oran böylesine yüksek. Bu hastalıkta stres ve hipertansiyon da çok önemli. Hipertansiyonlu hastaların yüzde 15′inde sertleşme sorunu varken, damar sertliğinde oran yüzde 39′a çıkıyor. Bunların dışında ereksiyonu etkileyen kronik nörolojik hastalıklar var: Alzheimer, MS, Behçet Hastalığı ve Parkinson gibi.

Ve diğer nedenler
Penise ait lokal sorunlara gelince; doktorlar penis bükülmesine sebep olan, sertleşmede ağrı yapan hastalıklar ve istek dışı ereksiyona ve penisin normal haline dönmediği ereksiyona yol açan durumlardan söz ediyor. Bunu yaşamış kişiler ilişkiye korkuyla yaklaşıyor.
Psikiyatrik hastalıklara bakıldığında, depresyon, performans anksiyetesi (korkusu) ve stres söz konusu oluyor. Hipofize bağlı hormon hastalıklarında cinsel isteksizlik ve ereksiyon sorunu görülebiliyor.
Ameliyata bağlı travmalar ise ürolojik ameliyatlar, batın ameliyatları ya da pelvis ameliyatları ya da omurilik zedelenmesi olarak özetleniyor. Ameliyatta sinirler kesilmek durumunda kaldıysa, ameliyatta sonra sertleşme asla gerçekleşmiyor.
Sertleşme sorunu yaratan ilaçlar ise şunlar: Tansiyon ilaçları, hormonlar ve sakinleştiriciler. Bu ilaçlarla birlikte yoğun stres ve depresyon tamamlayıcı oluyor.
Penis neden sertleşemez?
Sertleşme sorununu organik ve psikolojik olarak ikiye ayrılıyor. Vakaya göre, organik ve psikolojik sebepler beraber de rol alabiliyor. Sertleşme için sağlam bir sinir sistemi, sağlam bir damar sistemi ve bazı maddelerin salgılanması için normal bir endokrin (hormonal) yapı ve sağlam bir psikolojik yapı da gerekiyor. Yani hem organik hem de psikolojik açıdan sağlıklı olmak ereksiyonun şartı kabul ediliyor. Sertleşme, damar sistemi, sinir sistemi ve psikolojik duruma bağlı olduğuna göre, bunları etkileyen her şey sertleşememe sorununa sebep oluyor. İstenmeyen sertleşme hali de bir sertleşme sorunu olarak ele alınıyor: Mesela bir kaza sırasında bir omurilik travması geçirmiş bir insanda sertleşme olur ama, bu sertleşmenin istekle ilgisi yoktur. Tıpta buna reflekse bağlı ereksiyon deniyor, yani kişi istemeden ereksiyon olur. Bunun sebebi, sinir sisteminin kesilmiş olması şeklinde açıklanıyor.
Kalp ve damar hastalıkları ile sertleşme sorunu arasındaki ilişki nedir?
Kalp ve damar hastalığı olan erkeklerin çoğunda atardamarlar, organların gereksinim duyduğu miktarda kan taşıyamaz. Bu organların dokuları, kanın yetersiz gelmesi nedeniyle zarar görür. Bu yüzden görevlerini tam olarak yerine getiremezler. Bu durum peniste oluşursa, sertleşme sorununa neden olabilir.
Prostat ameliyatı ve sertleşme sorunu arasındaki ilişki nedir?
Prostat ameliyatlarında kullanılan yöntemler, penise giden sinirleri ve kan akışını etkileyebilir. Bu durumda da sertleşme sorunu ortaya çıkabilir. Sertleşme sorunu olasılığı prostat ameliyatları sonrasında artar.
İktidarsızlık nasıl tedavi edilir?
Cinsel fonksiyonla ilgili bozukluğu olan insanların doktora gitmeleri, sorunlarını açıklamaları son derece güç oluyor. Hatta kişiler doktora gitseler de yaşadıklarını açıklamıyorlar. Yapılan araştırmalarda görülmüş ki, doktorlar da hastalara bu konuda soru sormuyor, yani soramıyor.
Her hastanın durumu diğerinden farklı olduğu için, mutlaka iyi bir anamnez (hastalığın hikayesi), seksüel yaşam hikayesi ve fizik muayene gerekli oluyor. İkinci aşamada ise olayın hormonal yönünü araştırmak için kan analizleri ve ereksiyon kontrolü yapılıyor.
Değerlendirmede bazı sorgulama sistemleri var. İnsanlara 15-20 soru soruluyor. Bu sorular arasında istekle ilgili olanlar, sertleşmeyle ilgili olanlar ve ereksiyonun devamlılığıyla ilgili olanlar var.
Hastadan iki öykü alınıyor; bunlardan biri medikal öykü. Medikal öykü geçirdiği hastalıklar ve aldığı ilaçlarla ilgili. Seksüel öykü ise, çocukluğundan o güne kadar erkek veya kadında neler geçirmiş olduğunu ifade eden sorulardan bir araya getiriliyor: Çocuklukta bir travmaya uğradı mı, uğramadı mı, cinsellik aile içinde konuşuldu mu konuşulmadı mı, cinsel bilgilerini kimden aldı, ailede cinselliğe ve bu konunun konuşulmasına nasıl bakıldı, kendisinin endişeleri, deneyimleri var mı?
Erken boşalma
Bunlardan sonra kişinin fiziksel muayenesi, ardından belirli sorularla psikolojik değerlendirmesi yapılıyor. Ardından da hormonal ve diğer incelemelere geçiliyor.
Tıbbi anamnezin mutlaka sakin bir ortamda yapılması gerekli. Doktorlar, kişinin evli olması halinde mutlaka eşiyle birlikte incelenmesi gerektiği üzerinde duruyor. Hastada cinsel istek olup olmadığı, yoksa ne kadar zaman önce kaybolduğu tespit ediliyor.
Boşalma bozukluklarının da çok iyi sorgulanması gerekiyor. Çünkü hekimlere erken boşalma şikayetiyle gelen hastalar incelendiğinde, çoğunda sertleşme sorunu olduğu ortaya çıkıyor. Tam sertleşme olmayınca boşalma daha çabuklaşabiliyor. Bunun çok net ortaya konması gerekiyor.
Net cevaplar verebiliyorlar mı?
Hastanın hekime başvurması kadar, hekimi doğru yönlendirmesi de çok önemli. Peki sorulan cevaplara, böylesine nazik bir konuda net cevaplar verebiliyorlar mı hastalar? Prof. Dr. Halim Hattat, ‘Sorduğumuz sorulara cevapları biz alıyoruz. Sertleşme kaybının zamanı bizim için çok önemli. Erkekler çift olarak geldiklerinde konuyu daha kolay çözüyorlar. Çünkü erkekler bunu tarif edemiyor, ama eşi bize tam bilgiyi veriyor’ diyor.
Prof. Hattat ve ekibi Cerrahpaşa’daki ilk Cinsel Fonksiyon Bozuklukları Merkezi’ni 1986′da kurmuş. Orada vakalara multidisipliner (çok yönlü) olarak bakmışlar: Nörolog, dâhiliyeci, hormon uzmanı işbirliği içinde hastaları ele almışlar.
Eşin de tedaviye gelmesi çok önemli
İlk başlangıçta insanlar gazeteler yazdığı için gelmeyi arzu etmiş ama korktukları için sadece telefonla aramışlar merkezi. Sonra yavaş yavaş gelmeye başlamışlar. Zamanla eşler devreye girmiş: ‘Eşler, kocaları randevu alınca bizi arayıp, bize ön bilgi vermeye başladılar. Biz erkeklere eşinizi ya da arkadaşınızı getirin diye ısrar ettik.’
Prof. Hattat, hastalarına karşı mutlaka eşleriyle birlikte gelmeleri konusuna ısrarcı davranıyor: ‘ Erkekten bu sözü alırsak (ki kendisini daha çok psikologumuz ikna ediyor) eşinin neden gerekli olduğunu anlatıyoruz. Erkeklerin bizden bu konuda genelde şu talebi oluyor; “Beni eşimin yanında sorgulamayın” diyor. Artık her şeyin konuşulur hale gelmesi, tedavinin en önemli boyutunu oluşturuyor. Hasta ile rahat konuşabildiğimiz zaman tedavi sürecinde sıkıntı yaşanmıyor, hasta düzenli olarak geliyor. Bir kez konuşmaya başlayınca, erkek yıllarca taşıdığı sıkıntısını atmış, rahatlamış oluyor.’
Fiziksel muayene
Fiziksel muayenede, cinselliği etkileyecek sorunları doktor rahatlıkla ortaya çıkarabiliyor. Sonra laboratuar testlerine geçerek damar durumuna, cinsel fonksiyonu etkileyecek bir – iki hormona bakılıyor. Damarsal bakımdan damarların çalışıp çalışmadığının anlaşılması için Doppler yapılıyor. Hastanın geçirdiği kaza ya da hastalıklar da göz önünde tutularak nörolojik tetkik program belirleniyor.
Prof. Hattat, çoğu zaman psikolojik ve organik faktör ayrımının yapılamadığına dikkat çekiyor. Çünkü genellikle ikisi birlikte, yani hem fizyolojik hem de psikolojik sorunlar etken olabiliyor. Böyle durumlarda ilave testler gerekebiliyor. Hatta Klinik bu vakalara şöyle yaklaşıyor: Kişiye uykuda sertleşme testleri yapılıyor. Bilgisayarlı ölçüm cihazı hastanın bacağına bağlanarak, ölçümlerimizi yapılıyor. Hastadan yorgun olarak gelmesi isteniyor. Bu tetkikler iki gece sürüyor. Uyku sırasında meydana gelmiş ereksiyon haritası uzmanlar tarafından değerlendiriliyor ve ortaya çıkan grafikler doktorlara bulguları veriyor.
Bütün bu çalışmalarla, sorunun psikolojik mi, organik mi yoksa alışkanlıklara bağlı mı olduğu ortaya çıkarılabiliyor.
Sertleşme sorununun tedavisi
Sertleşme sorunu, hekimin tedavi programına uymak şartıyla tedavi edilebiliyor. Bu sorunun tedavisi için ağızdan alınan ilaçlardan, elle çalışan vakum pompalarına, enjeksiyonlardan protezlere kadar bir çok tedavi seçeneği var. Tedavide esas faktör hekimin önce non invazif (girişimsel olmayan) yöntemlere yönelmesi. Bu aşamada önce risk faktörlerini yok etmek birinci derecede önemli. Danışmanlık ve psikoterapi ile kişinin o güne kadar yaşadıkları ve tüm yapısı inceleniyor. Sorunun fiziksel kaynaklı olduğu ortaya çıktığında ise, tedaviye önce en basitinden başlanıyor. Bunlardan sonuç alınmazsa invazif, yani girişimsel tedaviye geçiliyor.
İktidarsızlıkta başlıca tedavi yöntemleri:
– Ağız yoluyla alınan ilaçlar
– Penise yapılan enjeksiyonlar
– Vakum cihazları
– Penise takılan protezler
– Psikoterapi
Hormon tedavisi
– Az bir oranda hasta hormonal sorunlar yaşayabiliyor. Bu hastaların genellikle seksüel istekleri azalmış oluyor. Hormon tedavisi tablet ve enjeksiyon yardımıyla kolaylıkla yapılabiliyor.
İlaç tedavisi
– İlaçlar, penis düz kası üzerine olan gevşetici etkiyi uzatarak, ereksiyon sağlanmasını kolaylaştırıyor. Sertleşme sorununun tipine göre, hastaların yüzde40 – 80′inde ereksiyonda iyileşme sağlıyor. İlaçlar baş ağrısı, ateş basması, mide veya görme bozuklukları gibi yan etkiler yapabiliyor, ancak bunlar geçici oluyor.
Vakum cihazları
– Vakum aleti penise takılıyor ve negatif basınçla ereksiyon meydana geliyor. Bu yöntemlerle pasif bir ereksiyon elde edilebiliyor ve kişi ilişkiye girebiliyor.
İdrar yoluna ilaç uygulaması
– Girişimsel yöntemlerde ereksiyon oluşturan bazı ilaçlar var. Bu ilaçlardan birisi idrar yoluna özel enjektörlerle veriliyor. Bir müddet sonra üretraya (idrar yoluna) yapılan masajla bu ilaçlar penis dokusuna geçiyor ve sanki beyinden bir refleks gelmiş gibi, iğnesiz sertleşme gerçekleşiyor. İlaç on dakika sonra dokuya geçiyor ve etki 40 dakika sürüyor. Erkek, kadına karşı uyarılmış gibi ilişkiye girebiliyor. Bu, ülkemizde kullanılan, yaygın yöntemlerden biri. Söz konusu olan iğne değil, bir idrar yoluna sıkılan bir tüp. Hasta ilişkiden 10 dakika önce bunu kendi uygulayabiliyor.
Penis içi enjeksiyon
– Bu tedavide, penise ince bir iğne yardımıyla ilaç enjekte ediliyor. Bu teknik, hasta tarafından evde kullanmak için kolaylıkla öğrenilebiliyor. Uygun doz, her hasta için ayrı olarak tespit ediliyor. Hasta, cinsel ilişkiden 10-15 dakika önce kendine enjeksiyonu yapıyor ve yaklaşık 30 – 40 dakikalık ereksiyon sağlayabiliyor.
Penis protezleri
– Bütün organik rahatsızlıklarda, örneğin kişinin hiç sertleşmesi olmuyorsa, kişinin damarlarla ilgili çok büyük sorunları varsa, ne ilaç ne iğne hiçbir şekilde cevap vermiyorsa, o zaman çözüm protez ameliyatı oluyor. Burada, penis içine yerleştirilen özel materyallerle, kişinin isteğine göre, hiçbir sıkıntıya girmeden, ilişkiye girme imkanı yaratılıyor. Bu protezlerin birçok modeli var. Kişinin kültür seviyesi, yaşı ve isteklerine bağlı olarak seçilip, uygulanabiliyorlar.
Damar cerrahisi
– Bu tedavi, peniste kan akımını ve kan basıncını artırmayı hedefliyor. Özellikle genç yaşta, normal kan akımını engelleyecek kaza geçirmiş hastalara tavsiye ediliyor. Müdahale, sağlıklı bir arterin penise bağlanması şeklinde gerçekleşiyor ve bu yolla tıkanıklık ortadan kaldırılmış oluyor. Günümüzde çok kısıtlı vakalarda kullanılıyor.
Psikoterapi
– Psikojenik sorunlarda çeşitli evrelerde psikologlar eşlere birbirine yaklaşma tedavileri uyguluyor. Yaklaşma tedavilerinde hastalar fark etmeden ilişkiye girer hale geliyorlar. Burada çok küçük adımlarla gidiliyor: Tedavi, çiftlerin birbirlerini ve birbirlerinin hassas bölgelerini tanımaları, birbirlerine karşılıklı masajlar yapmaları, ilişki yasağı uygulamasına uymaları şeklinde seyrediyor.
Bir önceki Kadınların korkulu rüyası vajinal akıntılar başlıklı konumuzda vajinal akıntı ve vajinal akıntılar hakkında bilgiler sunulmuştu.
Bakılanlar: sertleşmeden boşalıyorum, sertleşme sorunu, sertleşme sorunu tedavisi, Sertleme sorunu, sertleşme sorunu yaşıyorum ne yapmalıyım

admin hakkında 18864 makale
Öylesine bir hasdta

İlk yorum yapan olun

Bir yanıt bırakın

This site uses Akismet to reduce spam. Learn how your comment data is processed.