->
YÜZÜ KIZARIR, TER BASAR
Sosyal fobisi olan kişi; tanımadık insanlarla karşılaşma ya da başkaları tarafından gözlemlenme ihtimalini düşünerek, belirgin ve sürekli bir korku duyar. Sosyal fobinin temel özelliği; kişinin kendisini göz önünde hissettiği durumlarda, ‘küçük düşürücü’ bir şeyler yapma korkusu duymasıdır.
Medical Park Bahçelievler Hastanesi’nden Psikolog Şebnem Turhan; sıkça görülen ama çoğu zaman ‘kişilik özelliği’ denilerek geçiştirilen ‘sosyal fobi‘ ile ilgili bilgiler verdi:
“Sosyal fobi; toplumda sık görülen, erken yaşlarda başlayan, tedavi edilmediğinde uzun yıllar devam eden ve kendiliğinden ortadan kalkma olasılığı çok düşük olan, ‘sosyal ortamlardan korkma’ halidir. Çekindiği bu toplumsal durumla karşılaşması, onda korku ve kaygı doğurur. Buna bağlı olarak yoğun fiziksel yakınmalar da yaşar; terleme, çarpıntı, yüz kızarması, titreme ve soğuk-sıcak basması gözlenir
Sosyal fobisi olanlar ayrıca eleştiriye karşı aşırı duyarlıdır, kendine güvenmez, sosyal ilişki kurmayı başaramaz ve girişken olamazlar.
GÖZLERDEN IRAK DURUR
Sosyal fobik; çekindiği durumun ortaya çıkabilme ihtimali olan sosyal ortamlardan kaçınır ya da yoğun endişe ve sıkıntıyla bu duruma katlanır. Korktuğu ortamlara girdiğinde ise geri planda durur ve çekingen tavırlar sergiler. Örneğin; bir toplulukla bir yerde otururken diğer insanların onu göremeyeceği, onların bakışlarından mümkün olduğunca uzakta bir yere çekilmeyi tercih eder. Aslında yaşadığı bu korkunun aşırı ya da anlamsız olduğunu da bilir ama yine de korkusunu engelleyemez.
HERKES BANA BAKIYOR, BENDEN SIKILIYOR!
Sosyal fobisi olan kişinin sosyal ortamları tanımlamaları da farklıdır! Örneğin; sürekli olarak başkalarının kendisini, davranışlarını izlediğini ve eleştirdiğini düşünür. Bu nedenle başkalarının ne söylediğini, nasıl davrandığını, hatta sessizliğinin sonucunu bile kendine mal eder. Kendinin ya karşı tarafı sıktığını ya da karşı taraftan istenmediğini düşünür ve buna inanır.
Sosyal fobik; en çok toplum içinde konuşmakla ilgili sorun yaşar. ‘Konuşma’ korkusunu; tanıdık kişilerden oluşan küçük bir grup önünde konuşmak, otorite konumundaki (patron, öğretmen, müdür vb.) kişilerle görüşmek, sosyal toplantılara katılmak, toplulukta yemek yemek, telefonla konuşmak ve ev dışında genel tuvaletleri kullanmak gibi korkular takip eder. Söz konusu bu durumlardan mümkün olduğunca kaçınır. Eğer kaçamıyorsa kontrol etmekte güçlük çektiği aşırı panik, terleme, titreme, yüz kızarması ve nefes darlığı gibi duygusal ve bedensel belirtiler ortaya çıkar.
İŞE DÜZENLİ GİDEMEZLER, OKULU YARIDA BIRAKIRLAR
Sosyal fobinin bir diğer zorluk çıkardığı alan da; toplum içinde iş görmeyi son derece güçleştirmesidir. Sosyal fobisi olanların iş kayıtlarının düzensiz olduğu, devamsızlığın çok görüldüğünü bildiren birçok araştırma mevcuttur. Çalışmayı başaran sosyal fobi hastaları da vardır; ancak bu kişiler sosyal fobileri tarafından kısıtlanır, sosyal ilişkiler kurmayı gerektiren işlerden uzak dururlar. Sosyal fobi; kişinin aslında sahip olduğu yeterlilikleri ortaya koymasını engeller ve bir süre sonra da kendisini yetersiz ve işe yaramaz biri olarak tanımlamaya başlar.
Sosyal fobinin en sık olarak başladığı ya da en üst düzeye ulaştığı ergenlik döneminin bir özelliği, gençlerin sosyal ilişkilerini geliştirmeleri gereken bir dönem olmasıdır. Ancak bu dönemde sosyal fobi, ergenin sosyal ilişkilerini geliştirmesini engeller. Bu durumdaki genç; içe kapanık, diğer insanlarla neredeyse hiç ilişki kurmayan ve izole olmuş davranışlar gösterebilir. Aynı sorun eğitim almayı da etkiler. Kişinin daha düşük düzeyde eğitim almasına ya da eğitimi yarım bırakmasına da sebep olabilir.”
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.