->
Erkekte siyeğin büyük bölümü çiftleşme organı olan kamışın içindedir. Embriyon evresinde karın duvarının arkasında birinci bel omuru düzeyinde yer alırken, dölütsel yaşamın altıncı ayında aşağı inmeye başlayarak kasık kanalının içine girer ve erbezi torbasının (skrotum) içine yerleşir.
SPERMANIN İNCELENMESİ
Erkekte üreme organları başlıca iki bölümden oluşur: Erkek eşey hücreleri ya da spermaların oluştuğu iki erbezin-den oluşan eşey bezleri ve ersuyunun içinden geçtiği kanallar.
ERBEZLERİ
Erkekte eşey hücreleri erbezlerinde olu-Şur- Her biri yaklaşık 18 gr ağırlığında-dır; uzunluğu 4-5 cm, eni 2,5 cm, kalınlığı 3 cm’dir. Boşaltıcı yolların sonundaki siyek hem idrar yollarının, hem de sperma kanallarının son-landığı ortak bir kanal işlevi görür
Erbezi torbası deri ve kas dokusundan oluşur ve iki bacağın birleştiği yerde bulunur. İçindeki bağdoku yapısındaki duvar iki erbezini birbirinden ayırır. Sperma kordonu ile yukarıda asılı duran, aşağıda da erbezi torbası bağı ile deriye bağlanan erbezleri oldukça hareketlidir.
Bağdoku yapısındaki kılıf (akkılıf [tunica albuginae]) erbezini tümüyle sararken organın içine gönderdiği uzantılarla erbezini 250-300 tane piramit bi-Çİmli bölüme ayırır. Bu bölümlerin her birinde 1-3 kıvrımlı borucuk bulunur; birbiri üzerinde defalarca kıvrılmış olan bu borucuklar açıldığında boyu 1 m’yi bulabilir. Kıvrımlı borucuklar ile düz borucuklann tümü erbezinin ortasında birbiri ile birleşir. Kıvrımlı borucuklann arasında bunları birbirinden ayıran sıkı bir bağdoku vardır. Bu dokunun içinde erbezlerinin hormon salgısından sorumlu olan Leydig hücreleri yer alır.
SPERMALARIN
OLUŞUMU
Kıvrımlı borucuklann çapı yaklaşık 0,16-0,20 mm’dir; duvarları tabam oluşturan bir alt katman üstüne dizilmiş çok katlı yassı epitelden oluşur. Epitel hücreleri, çeşitli olgunlaşma dönemlerinde bulunan eşey hücreleridir. Daha dış katmanlardan içe doğru, epiteli oluşturan hücrelerin olgunlaşma düzeyi de artar. Böylece, en dış katmanda henüz hiç olgunlaşmamış olan spermatogon adlı öncü hücreler bulunurken, en iç katmanda olgunlaşmasını tamamlamakta ya da olgunlaşmış olan tip î spermatositler, tip II spermatositler ve spermatitler bulunur. Spermatitler, sperma adı verilen olgun eşey hücrelerine dönüşerek gelişmesini tamamlar ve bu sırada Sertoli hücrelerinin besleyici Özelliklerinden yararlanmak üzere bu dev hücrelere tutunur.
Sperma olarak bilinen olgun eşey hücreleri oldukça uzundur; çekirdeği taşıyan yumurta biçimli bir baş bunun altındaki boyun ile ara bölüm ve altta yer alan bir kuyruktan oluşur. Bu aşamaya gelmiş hücre artık döllemeye hazırdır; kıvrımlı borucuğun duvanndan koparak boşluğa düşer, kuyruğunun yardımıyla çıkış yoluna doğru hareket etmeye başlar.
Sperma kanallannın siyek içine açıldığı bölgede siyeğin çevresinde prostat yer alır. Bu organ biçim ve boyut açısından büyük bir kestaneye benzetilebilir. Organın Ön bölümü çatı kemiklerinin birleşme noktasıyla, arkası ise düzbağırsakla komşudur. Salgı işlevi olan prostat, ersuyunun kıvam ve bileşim açısından son halini almasına çok Önemli katkıda bulunur.
ERSUYU NEDİR?
Ersuyu, boşalma sırasında dışan atıhr. Çeşitli salgıbezlerinden (erbezleri, epididim, prostat, torbacık bezi ve Cowper bezleri) salgılanan sıvıların kanşı-mından oluşur. Yoğun ve akıcı kıvamlı, beyazımsı, kendine Özgü kokulu ve miktan 2-5 mi arasında değişebilen bir sıvıdır.
Dış ortama atıldıktan yaklaşık 30 dakika sonra bu fiziksel Özelliklerini büyük ölçüde yitirerek akıcı hale gelir.
1 gr erbezi dokusunda her gün yaklaşık 10 milyon sperma ürediği saptanmıştır. Bunların önemli bir bölümü epi-didimde yok edilmekte, ancak küçük bir bölümü kıvrımlı borucuklara ulaşmaktadır. Bunun nedeni tam olarak anlaşılmamakla birlikte, radyoizotoplarla yapılan bazı araştırmalar bu olayın nedeninin spermaların içerdiği bazı metabolizma ürünlerinin vücudun bağışıklık sistemini uyarması ile ilgili olduğunu ortaya koymaktadır. Genç spermalar metabolizma ve yapı açısından olgunlaşmamıştır, bu yüzden yumurtayı döl-leyemez. Bu hücrelerin dölleme yeteneklerini kazanmaları için yukarıda sayılan salgılarla karışmış olmaları gerekir. Birçok hayvan türünde spermaların dölleme yetenekleri ayrıntılı olarak incelenebilmiştir, örneğin, tavşanlarda yapılan araştırmalar birkaç dakika önce vücut dışına atılan taze ersuyundaki spermaların deney tüpünde bulunan yumurta hücresini dölleyemediğini göstermiştir. Spermanın dölleme yeteneğini kazanması için döllemenin dişi.üreme organlarında gerçekleşmesi gerekir. Sperma önce belirli bir süre tavşanın eşey organlarında kuluçkaya yatırılmış, ardından tüp içindeki yumurta hücresiy-
le karşılaştırılmış ve bu kez döllenmenin gerçekleştiği görülmüştür. İnsanlarda dişi eşey organlarının spermanın dölleme yeteneğine katkısı olup olmadığı gösterilememiştir.
Dölleme yeteneği, ersuyunun içindeki sperma sayısına, spermaların yapı ve işlevlerinin normal olmasına (örneğin, hareket yeteneklerinin birkaç saat sürmesi gerekir) ve sıvının biyokimyasal bileşiminin uygun olmasına bağlıdır. Sıvının bileşimindeki en önemli maddeler fruktoz ve hazı enzimlerdir. Son yıllarda üremeyi inceleyen bilim adamlarının dikkatini çeken maddelerin başında prostaglandinler gelir. İlk kez prostatta bulunduğu için bu adı alan prostaglandinler ve bunlardan Özellikle Prostaglandin F3 alfa, dölyatağı kaslarını kuvvetle kasabilir. Cinsel birleşme sırasında dışarı atılan ersuyu dölyatağı ağzına gelince, ersuyunda bulunan prostaglandinlerin etkisiyle dölyatağı kasılır ve ersuyunu adeta bir vantuz gibi içine çeker.
NASIL YAPILIR?
Ersuyunun incelenmesi için gerekli örnek mastürbasyon yoluyla ya da cinsel birleşme sırasında geri çekme ile elde
edilir. Ersuyunun dışarı atılmasıyla incelenmeye alınması arasında geçen zaman incelemenin sonucunu yakından etkiler. Bugünkü uygulamalarda spermaların hareketliliği ersuyu atımından 2 ve 6 saat sonra olmak üzere iki kez belirlenir. Hastanın tahlil yaptırmadan önceki 4-7 gün içinde cinsel ilişkide bulunmaması gerekir. Bu kurala uyulmazsa tahlil sonucunda spermaların sayısı hatalı olarak azalmış bulunabilir. Daha uzun süreli cinsel yasak sonrasında yapılan incelemede ise uzun süre bekleyen spermalar inceleneceğinden bunların hareket yetenekleri hatalı olarak azalmış bulunabilir. Ayrıca, prezervatiflerde bulunan sperma öldürücü maddeler tahlil sonucunu olumsuz yönde etkileyeceğinden ersuyu örneğinin bir prezervatife değil, temiz ve kuru bir cam kaba boşaltılması öğütlenir.
Bir yanıt bırakın
Yorum yapabilmek için giriş yapmalısınız.